Serdar ALYAMAÇ Turkish Daily News
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2006 20:17
Bu röportajda, biraz gıpta, biraz da kıskançlıkla bakacağımız birini tanıyacağız. Henüz 32 yaşında ve başarılı.
GÖkçe Kesikçiler, Çeşme Ontur Otel’in genel müdürü, "Ben biraz gözü karayım, bir de çok çalışmaya inanıyorum" diyerek bulunduğu noktayı açıklamaya çalışıyor. "Kimse sırf bu nedenle on milyonlarca dolarlık oteli teslim etmez" diye düşünürken, ikinci bir oteli daha yöneteceğini söylüyor, Kesikçiler: "Şimdi, İzmir’de de bir otel açıyoruz. İşadamlarına yönelik, her türlü donanıma sahip bir butik otel olacak. Bu iki oteli genç bir yöneticiye teslim etmek kolay değil, herkesin, kolay kolay genç bir yöneticiye teslim edemeyeceği ve her genç yöneticinin de, kolay kolay üstlenemeyeceği bir pozisyon bu."
Beni genç görünce hafife alıyorlar"Genç görünce, en başta biraz beni hafife alıyorlar" diyor, Kesikçiler ve gülerek ekliyor: "Genç olmanın, tabi ki dezavantajları da var. Bizim insanımızın belli bir bakış açısı var. Bunu bazen kırıyorum, bazen kıramıyorum.
BAKIŞAÇISI Genç görünce, biraz beni hafife alıyorlar, ama belli bir zaman beraber geçirdikten sonra, bu bakış açısı da değişiyor. Ama çok da olumlu ve pozitif tepkiler alıyorum, özellikle bayanlardan. Erkekleri, üzmek gibi olmasın, ama.." Bu durum doğal olarak yönetim anlayışına da yansımış Kesikçiler’in: "Aslında, ben kadromu hep genç insanlardan oluşturmaya çalıştım. Çünkü, bana göre, belli yaştan sonra insanlar enerjilerini kaybediyorlar; bir takım mutsuzluklar başlıyor, onlar işe de yansıyor ve heyecanları da kalmıyor artık. Otelcilik, 24 saat yaşanan bir iş; her an her şey olabilir. Dolayısıyla bu heyecanı kaybetmiş bir insanın bu işte çalışması söz konusu değil."
Çeşme, Fransa’nın Nice’i gibi olmalı"ÇEŞME yıllardır İzmir’in arka bahçesi olarak görüldü ve 4-5 otelle, kerhen turizmin yapıldığı bir yer olarak düşünüldü" diyor Kesikçiler ama arkasından bunun böyle olmaması gerektiğini hemen vurguluyor: "Halbuki Çeşme, Antalya örneği gibi marka destinasyonu olması gereken, olağanüstü güzel plajları ve denizi olan ve bence all-exclusive sistemine asla girmemesi gereken, Nice gibi farklı konumlandırılacak bir yer.
ENAZ500 ODABu da, beş tane beş yıldızlı otelle mümkün değil. Bir yabancı tur operatörü buraya gelmek için en az 500 oda istiyor, uçak indirmek için. Ama biz bunu yüksek sezonda veremiyoruz. Beş otel 15 otel olmalı ama 30 otel olmamalı. Kapasitenin artması lazım. Bunlar hep zincirleme reaksiyon. Ama asla all-exclusive buraya girmemeli."
Karşıyaka doğumlu1973, İzmir Karşıyaka doğumluyum, Karşıyka’yı övünerek söylüyorum. Eğitimim, ilk, orta ve lise, İzmir’de geçti. Daha sonra Ege Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdim. Üniversitede okurken, hem dile hem turizme, hem de sosyal ilişkilere olan merakım nedeniyle, Alman Kültür Derneği’ne beş yıl devam ettim, sonra Fransız Kültür Derneği’nde Fransızca öğrendim. Ve otelciliğe başladım.