Güncelleme Tarihi:
Hekimlerin kendilerini koruyabilmeleri için iyi bir hukuk bilgisine sahip olması gerektiğini belirten Özkara, “Bir hastaya 3-4 dakika ayırabilen hekimin hata yapmaması mümkün değildir. Sistemin kusuru da çalışanlara mal edilemez” dedi.
DOKUZ Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkara, “Malpraktis ve Adli Tıp Sempozyumu”nda aile hekimlerine, toplum sağlığı merkezleri ile acil servislerde çalışan hekimlere “Malpraktis suçlamasıyla karşılaştığımızda ne yapmalıyız” başlıklı bir sunum yaptı. Hekimlerin Türk Ceza Kanunu’ndan tıbbi deontoloji tüzüğüne, hasta hakları yönetmeliğine kadar ilgili yasa ve mevzuatı çok iyi bilmeleri gerektiğini belirten Özkara, “Kanunu bilmiyordum demek hekimi sorumluluktan kurtarmaz. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” uyarısını yaptı. Özkara, hastaların önceden bilgilendirilmesinin de hekimi koruyucu bir faktör olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çalışma koşulları mutlaka düzeltilmelidir. Sistemin kusuru çalışanlara mal edilemez. Tıbbi malpraktisi değerlendirme süreci hızlandıkça ve medyanın buna ilgisi böyle sürdükçe bu konudaki şikayetlerin artması kaçınılmazdır. Tüm hekimlerin yeni sürece ilişkin bilgilenmesi zorunludur. Ülkemizde adli nitelik kazanan birçok olguda aydınlatılmış onam eksikliği olduğu bildirilmiştir. Hasta, yapılacak operasyon, girişim, olası komplikasyonlar, kullanılacak ilaçların yan etkileri konusunda bilgilendirilmeli, ondan sonra rızası alınmalıdır. Yapılan bütün işlemler, istenen tetkikler de belgelendirilmelidir. Okunabilen yazıyla yazmazsanız, yapmamış sayılırsınız.”