Güncelleme Tarihi:
GİDEREK ağırlaşan yaşam şartları ve insan ruhunu kıskaç altına alan stres, son yıllarda dansa eğilimi hızla artırdı. Uzmanların psikolojik tedavi olarak önerip, terapistlerin programlarına almasıyla her yaş grubundan kitlelerin dans salonlarına akması, ciddi bir sektör oluşmasını sağladı. Aslan payı İstanbul’da olsa da İzmir her konuda olduğu gibi burada da kalitesiyle farkını ortaya koyuyor. Türkiye’nin ünlü dansçı ve eğitmenlerinden Berke Han Dural da, yaşama sevincini bu tutkudan alan dansçılarımızdan. Belçika Mechelen Sanat ve Dans Akademisi’nde beş yıllık eğitimin ardından, bilgilerini dansa gönül verenlerle paylaşmak için Türkiye’ye dönen Berke, sadece eğitmekle kalmıyor, projeleriyle de dikkati çekiyor. Dünyanın pek çok yerinde dans edip, ses getiren projelere imza atan Duran’ın koreografileri 42 ülke tarafından canlı yayınlandı. Ama benim en çok ilgimi çeken sirtaki ve zeybeği modern dansla buluşturup, dans tarihinde “Ege’nin İki Yakası” adıyla yer alan projesi.
1999 yılında “Dansın Prensi” unvanını alan ünlü dansçı ve dans eğitmeni Berke Han Dural, “Herkes dans etmek ister ama cesaret edebilenler eğitim alabiliyor. Bence dans etmeyen insan yaşamın tadına varamamış insandır” derken, 7’den 70’e herkese “Durmayın, dansedin” çağrısı yapıyor.
ŞİRKETLERE ÖZEL DERS
Türklerin dünya üzerindeki birçok toplumdan daha fazla dansı sevdiğini, ancak niye dans etmesi gerektigini bilmediğini vurguluyor genç eğitmen. Cesaret de önemli tabi. Niçin dans edeceğiz.. Özgüven kazanmak için, kendimizle barışmak için, rahatlamak için, spor yapmak için, kendimizi sevmek için, en önemlisi karşımızdakini anlamak için. Bu da huzurlu bir toplum anlamına geliyor. Avrupa’da şirketlerin uyguladığı kişisel gelişim eğitimleri İzmir’de de yavaş yavaş başlıyor. Özellikle yabancı sermayeli firmalarda bu daha yoğun. Karşıyaka’da kendi okulu B.H.D Dance Company’de verdiği eğitimin yanında, Ege Serbest Bölge’de kurulu bazı şirketlerin personeli ile haftada bir gün çalışan Berke Han, şirketler için dansın İngilizce kursu kadar önemli olduğunu söylüyor. Gerekçesi açık; Takım çalışması, bireysel yeteneği artırma, verim artışı. “10 kişiyle başladık, 40’a çıktı. Talep giderek artıyor” diyor.
DENETİM SORUNU
? Sektörün en büyük sıkıntısı, bu işi eksik yapanların, kayıt dışı çalışanların, yaptığı işin yaratacağı hasarları önemsemeyenlerin varlığı. Bir federasyonları olmasına rağmen, denetim mekanizmasının iyi çalışmadığını söyleyen Dural, “Ülke genelinde kayıtlı 400 dans okulu var. Resmi sayı bu. Ama her sokak arasında bir okul faaliyette. Bu kargaşa içinde devlet de zarar görüyor, vatandaş da” diyor.
KİŞİLİK TAHLİLİ
? Dansın spor, eğlence ve sosyal etkinlik dışında insanın karakterini tahlil eden bir yönü de var. Buna göre her insan dans ederken aslında kendi kişilik yapısını da ortaya koyuyor. Berke Han Dural, bu konuda “Çok içine kapanık sandığınız bir insan dans ederken oldukça rahat olabiliyor. Mesela hırçın kişilikler dizlerini kırar ve adımlarını kullanırken yere baskı uygular. Utangaçlar gelinlerin süzülmesi gibi kafaları yanda yavaş yavaş hareket eder ve gözler hafif aşağıya
bakar. Neşeli insanlar bir kuşa benzerler yerinde duramaz” diyor.
ÖNCELİK TANGO
Dans eğitimi alanlar ağırlıklı olarak Latin danslarını tercih ediyor. Bunda da Arjantin’in Tango´su yüzde 30’la başı çekiyor. Samba, Rumba, Cha Cha, Passodoble gibi diğer Latin danslarının payı yüzde 25. Kursiyerlerin yüzde 15’i Break ve Hip Hop, yüzde 15’i Sirtaki, yüzde 10’u da Capoeira’yı (dövüş dansı) seçiyor. Yüzde 5’i ise diğer oryantal, Roman, Türk halk oyunları gibi seçeneklerine yöneliyor.
EŞİYLE MESLEKTAŞ
Aşkın Nur Yengi’den Kenan Doğulu’ya, Özcan Deniz’den Ahu Tuğba’ya kadar pek çok tanınmış sanatçıya dans eğitimi veren 37 yaşındaki Berhe Han, eşi Sezen’le de dans sayesinde tanışmış. Tango yaparken aldığı evlilik teklifini hiç düşünmeden kabul eden Sezen, EÜ Konservatuvarı Halk Dansları Bölümü’nde görev
yapıyor.
TUTKUNUN SESİ
? Nedir dans?
Berke Han’a göre yaşamla başlayan bir formül. Yaşamı insan izliyor. İnsan, yani kadın ve erkek. Cinsiyetin ortak noktası birliktelik. Birliktelikten tutku, sevgi, aşk nefret.. Duyguların ortak paydası ise dans. Dans tüm sanat dallarının anası. Çünkü tüm sanatları içinde barındırıyor.