Hayata küsenleri barıştırma sanatı
Güncelleme Tarihi:
HEM sanatçı, hem de girişimci olan Berna Özdoğan’ın bir hayali kendi işini kurmak, bir hayali de işini engellilerin, şiddet gören kadınların ve yoksul aile çocuklarının hizmetine sunabilmekti. İzmirli dansçı Berkay Sonkan’ın da desteğini alan Özdoğan, hayata küsenlere salsa ile, resimle, tiyatroyla çağrı yapıyor.
Karabağlar’da Milli Eğitim Bakanlığı onaylı tek sanat merkezini de açan Berna Özdoğan, ilk etapta kendisi ve birkaç eğitmenle gönüllü projeyi hayata geçirmek istedi. Sonra gördü ki tüm eğitmenler gönüllü ders vermek istedi ve iş büyüdü. “Hayatın sanatla daha güzel olduğunu göstermek istiyorum” diyen Özdoğan, özellikle engelli ve şiddet gören kadınlara yönelik eğitimler için psikolog desteği alacaklarını söyledi.
EN BÜYÜK HAYALİM
Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden 2008 yılında mezun olduktan sonra pek çok yerde keman ve piyono eğitimi veren Özdoğan, “Ben bu dönemlerde de bazı sosyal projeler oluşturdum ancak maddi getirisi olmadığı için hayata geçiremedim. Kendi işimi açtığımda hayata geçirmek en büyük hayalimdi. İkinci yılımızdayız. Sanatla ilgili tüm dallar var ve hepsinin öğretmenleri bu alanda okullar bitirmiş, ödülleri olan ve sahne alan arkadaşlarımız” dedi.
PAYLAŞTIKÇA BÜYÜDÜ
Projeyi de ekibin yardımıyla genişlettiğini vurgulayan Özdoğan, şunları söyledi:
“Amacımız çok basit. Buraya gelen bir engellinin mutlu olması, şiddet gören bir kadının ‘ben de varım’ demesi bizim için başarıdır. İlk Berkay Hoca’yla konuşarak çıkardık bu projeyi. İlk tasarımız böyle değildi, zamanla şekillendi. Proje konuştukça, paylaştıkça büyüdü. Mesela psikolojik danışman konusu böyle ortaya çıktı. Şimdi her hafta toplantılar yapıyoruz. Karabağlar Belediyesi’ne de bir sunum yaparak destek isteyeceğiz. Çünkü uzak mahallelerden katılım gibi konularda yardıma ihtiyacımız olabilir.
Yıl sonu konserine ilişkin hayallerimize kadar her şey hazır. Seramik, dans, yaratıcı drama, koro, bale gibi toplu alabileceğimiz derslerin yanı sıra gitar, keman gibi birebir çalışılacak alanlarda da düzenlemeler yapacağız.”
AMAÇ TEK OLMAK DEĞİL
Kursun dans eğitmeni olan bir dönem Anadolu Ateşi’nde de görev alan Berkay Sonkan ise, bu tür bir projede, tek olmayı amaçlamadıklarını, örneklerin çoğalmasını istediklerini vurguladı. Sonkan, “Toplumdan fiziki veya psikolojik olarak soyutlanmış herkese bu olanağı sağlamak istiyoruz. Münferit bursları saymazsanız bu kapsamda bir projeye imza atmış bir sanat merkezi bildiğimiz kadarıyla yok. Ancak tek olma gibi bir gayemiz yok. İsteriz ki İzmir’in dört bir yannda başka sanat merkezleri bize ortak olsun” dedi.
Engelliye özel dans
Özellikle engelliler için dansın önemli bir motivasyon kaynağı olabileceğini belirten Sonkan, “Engelli insan daha ince ve hassas. Fiziki olarak kötü sonuçlara yol açmak istemeyiz. Buraya gelecek hasta mutluluktan ziyade, yabancılaşma hissedecekse proje amacına ulaşamayacaktır. Öte yandan dans herkese hitap eden evrensel bir dil. Bu anlamda yurt dışındaki projeleri inceledim. Bacaklarında engeli olan bir insan Kafkas dansı veya modern dansların kol figürleri ile dans edebilir veya kollarında sıkıntılı bir engelli ise ayak hareketlerinin öne çıktığı danslarla mutlu olabilir” diye konuştu.