Güncelleme Tarihi:
İzmir Tabip odası Orhan Süren Toplantı Salonu'nda yapılan toplantıya, CHP PM üyesi ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven ve Musa Çam, İzmir CHP İl Başkan Yardımcısı Dr. Ülkümen Rodoplu, Türk Toraks Derneği, Türk Solunum Araştırmaları Derneği ile oda üyeleri katıldı. İzmir'de tahrisel bir kurum ve kimlik daha yok edilme aşamasında olduğunu belirten Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner, "İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin (EAH) birleştirme yolu ile genel hastane haline getirilme, dolayısıyla aslında kurumsal kimliğinin ve özgünlüğünün ortadan kaldırılarak kapatılma girişimleri olduğunu öğrendik. Bu girişim, gerekçeleri paylaşılmadan, adeta bir oldu bitti tarzında gündeme getirilmiştir. Bu girişimin, İzmir'in, Ege Bölgesi'nin ve ülkemizin sağlık hizmetlerini olumsuz etkileyeceği son derece açık bir gerçektir. Ülkemizde, solunum hastalıklarının sıklığı, hastalık oluşturma ve ölümle sonuçlanma oranları, diğer hastalıklara oranla çok yüksektir. Solunum hastalıklarının oluşturduğu hizmet yükü giderek artacak, uzmanlaşmış göğüs hastalıkları hastaneleri ve ayrı tüberküloz servislerine gereksinim daha da önemli bir hale gelecektir" dedi.
Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, gelişmiş hizmet, eğitim ve araştırma olanaklarıyla, ikinci ve üçüncü basamak hizmetleri sunmakta olduğuna da değinen Kaptaner, "Bu dalda nitelikli uzmanların yetişmesini sağlayan, Sağlık Bakanlığı'na bağlı bölgedeki tek ve en önemli eğitim ve araştırma hastanesidir. Son dönemlerde, hastanenin bütün bu birikimleri sayesinde hastanenin gelirleri yükselmiş, çalışma ortamında memnuniyet artmış, son derece üst düzey bir hastane haline gelmiştir. Bu özellikle hastanenin genel hastane haline getirilmesi, bu birikimleri zaman içinde eriterek, yılların emeklerinin ve yatırımlarının boşa gitmesine yol açacaktır. Hastane bu anlamda üstlendiği misyonu yerine getiremez hale gelecektir. Yaşlanan nüfusun artan solunum yolları sorunlarına çözüm üretmek için özel yapılmış bu hastane özelliklerini kaybedecektir. Bu durumda en büyük zararı ise, bölgede bu hastanenin olanaklarından yararlanan ve başka bir kurumda bu olanaklardan yararlanabilme olanakları son derece kısıtlı hale gelecek hastalar görecektir. Bu girişim gündeme getirildiğinden beri, ortaya hiçbir somut gerekçe konulmamıştır. Bütün bu girişimin, yeni kadro atamaları hedeflenerek yapılıyor olduğuna inanmak istemiyoruz. Bu hastanelerin varlığının devam etmesinin, ülkemiz göğüs hastalıkları sorunu ve genel hasta hizmeti açısından çok önemli bir adım olduğuna, bunların ülkemiz ve halkımız açısından vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz" dedi.
Özellikle ülkemizde savaştan kaçan Suriyeli ve diğer mültecilerin yeni hastalıklar getirdiğini, bu kişilerin İzmir'in varoşlarında bir odada yüzer kişinin kaldığını da özellikle üstünü çizen Suat Kaptaner, "Suriyeli mültecilere aşılama yapılıyor. Suriye'den Iraktan tüberküloz ithal ediyoruz. Bu da yeni hastalıklara hazırlıklı olun demek oluyor" dedi.
Sağlıkta büyük değişimlerin yaşandığın söyleyen CHP Milletvekili Prof Dr. Hülya Güven de "Tüm hastaneler birleştirilip ileride özelleştirilecek. Başhekim ve müdür kadroları kaldırılıyor. Bu taşeronlaşmaya gidildiğini göstermektedir. İhtisas hastaneleri artırılması gerekirken, genel hastaneye çevriliyor. Çocuk Hastaneleri kaldırıldı. Şimdi Kızamık var. Bunlara önlem almak yerine, taşeronlaşmayı getirmeye çalışan bir hükümet ile karşı karşıyayız. Sağlıkta sistem değiştirilmemeli, yoksa en büyük zararı yurttaş görecek" dedi.
CHP İl Başkan Yardımcısı Dr. Ülkümen Rodoplu, göğüs hastalıkları hastaneleri sadece bir hastane değil 'şefkat evi' olduğunu belirtti. Rodoplu, "Sosyal devletin şefkatli elleri yok edilmek isteniyor. Tüberküloz hastalarının tedavileri 9 ayı buluyor. Bu hastane kapatılırsa, Ege Bölgesi'nde tedavi gören hastalar sokakta kalacak. Bu hastalar fakirdir. Sağlık Bakanlığı kendi ayağına kurşun sıkıyor" dedi. Türk Toraks Derneği ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği üyeleri de hastanenin kapatılmamasını istedi.