Güzel rastlantı

Güncelleme Tarihi:

Güzel rastlantı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2000 00:00

Haberin Devamı

O GÜN işyerinde çıkan yemeği beğenmeyince kendimi sokaklara attım. ‘‘Zamanımın kısıtlı olması, istemediğim bir şeyi yemek için neden olamaz‘‘ diye düşünürken, uzun süredir görmediğim bir arkadaşımla karşılaştım. Yemeği birlikte yiyip sohbet etmeye karar verdik.

SALATALARINI çok sevdiğim ve çok sık gittiğim kafe, tam öğle saati olduğu için doluydu. Pekçok kişi de masa boşalmasını bekliyordu. Zamanın azlığını gözönüne alarak karşıdaki kafeye girdik. Dışarıda boş bir masaya oturmaya hazırlanırken, arkadaşım, ‘‘Başka bir yere gidelim. Sallanan masalardan nefret ediyorum. Yemek mi yiyeceğiz, cambazlık mı yapacağız’’ dedi. Doğru söze ne denir? Yeniden düştük yollara.

ÖNÜNDEN sık sık geçtiğim, görünüşü hoşuma giden, ancak hiç yemek yemediğim Art Cafe’nin önünden geçerken boş bir masa ilişti gözümüze, hemen oturduk. Neyse sallanmıyordu ve çevre masalardaki tabaklarda hoş gelen şeyler vardı.

Mönü çabuk geldi

GARSONUMUZ zaman kaybetmeden mönüleri getirdi. Karnım aç, ama ağır şeyler yemek istemiyorum. Spagettileri, omletleri, çorbaları geçtim. Sandviç türü bir şey de düşünmüyorum. En iyisi salata. ‘‘Akdeniz Salata yesem mi’’ derken, listenin hemen altında gözüme sıcak salatalar çarptı. Allah bu sıcak salataları icat edenden razı olsun. Hem karnınız doyuyor, hem damak zevkiniz. Arkadaşımla kızarmış tavuklu salata söyledik. Yanında da klasik içkimiz buzlu diyet kola.

SALATALARI beklerken sohbet ediyoruz. Bu arada karnım aç ya, yan masaya gelen spagettinin kokusu iştahımı daha da açtı. Komşularımız spagettilerini keyifle yerken, bizim salatalar geldi. Parlak renkli seramik tabaklarda zevkli bir sunum. Tabaklar ne bitiremeyeceğiniz kadar büyük, ne de aç kalacağınız kadar küçük. Marullar taze ve özenle doğranmış, haşlanmış patates, diğer yeşillikler, mısır ve minik parçalar halinde kızarmış tavuk çok lezzetli görünüyor. Tam istediğim gibi. Sosu önceden konmamış. Garsonumuz, yine zevkli seramik kaplarda limonlu zeytinyağlı, hardallı ve mayonezli soslar getirdi. İstediğimiz kadar kullanıp salatamızı lezzetlendirdik.

KAFE ve restoranlarda masalara getirilen, birer parça koparılıp bırakılan ekmekler beni hep üzmüştür. Art Cafe’de masanıza standart olarak ekmek gelmiyor. Eğer yemek istiyorsanız, söylüyorsunuz. Bunun bir yararı da, ekmeği masada görmediğiniz için yemiyorsunuz, formunuzu korumanıza yardımcı oluyor.

SÖZ buralara gelmişken, birkaç yıl önce olsa sallanan masa ayağının bizi bu kadar rahatsız etmeyeceğini, artık yaşlanmakta olduğumuzu konuşup gülüşüyoruz. Gençlik her şeyi bağışlıyor mu? Yoksa yaşam kalitemizi yükseltmek için gayret göstermiyor muyuz? Bilemiyorum. Ancak, restoran ya da kafe işletenlerin, detay olarak görülebilecek bazı konularda dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, masaya konan mönünün yağ içinde yapış yapış olmasını bağışlayamıyorum. Ya da moda olsun diye kullanılan seramik servis tabaklarındaki çatlaklara tahammül edemiyorum. Sos kabının kenarından sızmış ve kurumuş sos artıklarına deli oluyorum. Nasılsa gelip geçici deyip, bir gün önceden kalmış salata ile yenisini karıştırıp sokuşturan ve müşterisini aldattığını sananlara söyleyecek söz bulamıyorum. Burası lüks restoran değil ki, diyenlere gülüp geçiyorum. Böyle yerlere bir daha gitmiyorum. Sizin de gitmemenizi öneriyorum.

ART CAFE, beklentilerimden iyi çıktı. Rastlantı bana yemek yiyebileceğim çok hoş bir mekan kazandırdı. Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla keyifle yediğimiz yemek bize 5.5 milyon liraya mal oldu.

TELEFON: 421 43 53

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!