Güncelleme Tarihi:
Fakir işçi Rocky 6 filmlik seride önce dünya şampiyonuna kafa tutup tahtından indirdi. Soğuk savaş dönemiydi. Yapımcılar bir filmi de buna uydurdu. Rocky kısacık boyuyla Sovyetler’in devasa kas yığını şampiyonunu bile alaşağı etti.
Rocky o kadar tutmuştu ki, dalga geçen filmler bile yapıldı. Rakip kim olursa olsun değişmeyen tek şey, Rocky’nin karşılaşmalara hazırlanış biçimiydi. Rakipleri son teknolojilerle donatılmış salonlarda çalışırken o köpeğiyle sokaklarda koşup, mezbahalarda yeni kesilmiş etlerle idman yaparak hazırlanırdı maçlara ve galip gelirdi.
Eski milli güreşçi
İzmirli taksici 48 yaşındaki Müzahir Örs, eski milli güreşçi, 50’ye yakın madalyası var. Adı, 1960 Roma Olimpiyatları’nın şampiyonu ünlü güreşçi Müzahir Sille’den geliyor. Çünkü Sille, kendisi gibi güreşçi olan babasının en çok sevdiği güreşçi. Çocuk yaşta minderlerle tanışan, çok erken yaşta da güreşi bırakan Müzahir Örs yıllar sonra spora döndü. Bugünlerde 2015 Veteranlar Güreş Şampiyonası’na hazırlanan Örs, Rocky gibi “Babadan kalma” yöntemlerle çalışıyor. Parkta koşuyor, boya bidonundan yapılma halterle ağırlık çalışıyor, taksi çekiyor...
Erken başladı erken bıraktı
Güreş seyrederken tüylerinin diken diken olduğunu anlatan Mazahir Örs, erken yaşta başladığı güreşi erken yaşta bırakmak zorunda kaldığını dile getirdi. İlk maçına 1974’te 8 yaşındayken çıktığını ifade eden Örs, “Uluslararası Hamit Kaplan Güreş Turnuvası’nda 23 kiloda birinci, 82, 83, 84 Yıldızlar Türkiye Şampiyonu, 86’da Uluslararası Cumhuriyet Turnuvası’nda 90 kiloda ikinci oldum. Sonra askere gittim. Jandarmagücü’nde güreşe devam ettim. 87,88 yıllarında TSK Türkiye Şampiyonu oldum. Askerden sonra evlendim. Hem evlilik, hem de taksicilikten güreşe vakit ayıramadığım için de bırakmak zorunda kaldım. Bıraktığımdan beri gözüm minderlerde, bıraktığıma bin pişman oldum” diye konuştu.
Judoda da madalya
Hem grekoromen, hem de serbest stilde güreştiğini belirten Örs, bir anısını anlatıyor:
“İlk hocam Muharrem Candaş’tı. Güreşemesem de en büyük rakibim şimdi Grekoromen Milli Takım Baş Antrenörü olan Hakkı Basra idi. Tekniğimi çok beğenirlerdi, adım centilmen güreşçiye çıkmıştı. 1985 yılında Aydın’da yapılan Yıldızlar Türkiye Turnuvası’nda ilk maçta yenilmeme rağmen şampiyon oldum. İlk turda Urfalı bir rakibim beni sayıyla yendi. Sonra İstanbul’dan Orhan Özcan, Urfalı ile karşılaştı tuş yaptı. Sonra ben Orhan’ı tuş ettim. Askerdeyken de Diyarbakır’da müsabaka vardı. Boş kalmasın diye beni judo takımına yazdılar. Bir üsteğmenle karşılaşıyorduk kolu çatladı ama rakibim birinci, ben ikinci Oldum. Hiç anlamam ama bir tane de judo madalyam var yani.”
Babadan kalma yöntemler
2008 yılında güreşe yeniden dönmeye karar verip çalışmaya başladığını söyleyen Örs, “Eski formumu kazanmaya çalışıyorum. Benim için gün 04.30’da başlıyor. On kilometre koşuyorum. Ardından evde ağırlık çalışıyorum. 10’ar kiloluk boya kutularından yapılmış halterim var. Bir de babam gençliğinde güreş yaparken kullandığı bir tekniği bana öğretmişti, onu yapıyorum. Bunlar yaklaşık 2 saat sürüyor. Sonra da yürüyerek durağa gidiyorum. Belirli aralıklarla da kendimi taksiye zincirle bağlayıp çekiyorum. En büyük destekçim duraktaki mesai arkadaşlarım” diye konuştu.
Önemli avantajım var
Yaşına uygun form tuttuğunu sözlerine ekleyen Örs, “İdman eksiğim yok. Aksine güç olarak hazırım ancak minder eksiğim var. O yüzden veteranlar turnuvasına bu yıl değil, önümüzdeki yıl katılacağım. Tek hedefim var, şampiyon olmak. Rakiplerim benim stilimi bilmiyor en büyük avantajım da o. Bundan sonra da güreşi bir daha bırakmayacağım” dedi.