Mehmet KURT / İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2009 00:00
Marika Corsini, 2006 yılında nisan ayında dönemin valisi Yusuf Ziya Göksu’nun eşi Meral Göksu (ortada), Ömür Manisalı (sol başta) ve Mualla Şenbecerir ile birlikte plaket töreninde.
İZMİR sosyal yaşamının simge isimlerinden Marika Corsini’nin kalp ve solunum yetmezliği sonucu yaşamını yitirmesi büyük üzüntü yarattı. Koyu bir İzmir ve Çeşme sevdalısı, zengin olmamasına karşın fakir annesi, çok sayıda hayır kurumunun vazgeçilmezi olan Marika, yıllar önce yitirdiği eşi Michele Corsini’sine kavuştu.
Yaz nedeniyle yaşamını Çeşme’de sürdüren 83 yaşındaki Marika Corsini, rahatsızlanması üzerine ambulans çağrılarak hastaneye kaldırılmak istendi. Ambulansa taşınan Corsini, kalp yetmezliği ve solunum yetmezliği nedeniyle ambulansta yaşama veda etti.
İtalyan levantani Marika Corsini 1927 yılında İzmir’de doğdu. Bir vapur acentesinde yönetici olan Michele Corsini ile 1945’li yıllarda evlendiği sanılan Marika Corsini, 1992’de eşini yitirince yalnız kaldı. Altı dil bilen Corsini, hayır kurumlarındaki çalışmalarıyla tanındı. Marika Corsini, yardım kampanyalarında hep en ön saflarda yer aldı, İzmir’in, İzmirli’nin hakkını herkesten çok savundu. Çeşme Alper Çizgenakat Hastanesi’nin yapımından gelişmesine kadar 14 yıl çaba gösterdi. Hastane için Çeşme Alper Çizgenakat Hastanesi Gönüllüleri Onursal Başkanı olarak çaba harcadı. İzmir Hastaneleri Gönüllüleri, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve daha akla gelebilecek çok sayıda derneğe üye oldu. Çeşme’de kaldığı sürenin büyük çoğunluğunu manevi kızı, işadamı Umur Simsaroğlu’nun da eşi olan Gül Simsaroğlu’nun evinde geçiren Marika Corsini, daha sonra kendini çok seven işadamı Selçuk Yaşar’ın da ısrarıyla Altınyunus Oteli’nde zaman geçirdi. İzmir’in en zengin isimleriyle arkadaş olmasına rağmen Marika Corsini hep mütevazı giysileri, yaşam şekliyle yaşadı.
Levanten ailelerin sevilen isimlerinden olan Corsini, bugün saat 11.00’de Dominikan Kilisesi’nde düzenlenecek ve kendisini sevenlerin yer alacağı törenin ardından Karşıyaka’daki Hıristiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
SANCAR MARUFLU
Kendisiyle en son 30 Temmuz’da telefonla konuştuk. İsmail Sivri’yi anma törenine katılamayacağını söyledi. Leyla Figen’in Alaçatı’ya katkısını hatırlattı, onun adının Alaçatı’da bir sokağa verilmesi için Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’a gidip, ricada bulunmayı önerdi. 13 Ağustos için randevulaştık. Marika Corsini’nin ölümü, İzmir’de süreklilik kazandırmayı başaramadığımız sivil topluma dayalı cemiyetçilik yaşamımızın telafisiz ve tesellisiz kaybıdır. Marika Corsini, bir iyilik meleği olmaktan öte; tam anlamıyla bir insanlık önderidir. İnsanlık değeridir. Dini Katolik olan, gerçek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Has ve öz İzmir’lidir. Gerektiğinde Türk’ten fazla Türk olabilmeyi başarmıştır. Donanma Cemiyeti’nin unutulmaz önderi, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın, Türk Eğitim Vakfı’nı ve en az 20 hayır kurumunun aktif üyesidir. Vehbi
Koç’un, Sakıp Sabancı’nın, Mazhar Zorlu’nun, Haşmet Uslu’nun, Esin Özgener’in, Erol Simavi’nin, İsmail Sivri’nin, Rahmi Koç’un, Selçuk Yaşar’ın daha pek çok ünlü işadamının, Türk ve yabancı yüzlerce sanatçının yakın dostu, İzmir’in simge isimlerinden, "Saat Kulesi" kadar ünlü Marika’sını İzmir ve İzmir’liler çok arayacaktır. Bir aydınlanma ışığı daha sönmüştür. İzmirli fakir, fukaralar bir kez daha öksüz kaldılar. Hepimizin başı sağolsun.
EMİNE ÇİZGENAKATGünlerinin büyük çoğunluğunu birlikte geçiriyorduk. Çok sayıda hayır kurumunda birlikte çalıştık. İzmir hastaneleri başta, TSK Güçlendirme Vakfı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda hayır kurumunda görev aldık. Acımız büyük.
GÜLENGÜL USLUİzmir semalarından bir yıldız daha kaydı. Levanten bir ailenin kızıydı ama bir Türk kadar Türk’tü. Vatanperverdi. Türk Silahlı Kuvvetleri Vakfı’nda Mehmetçikler için az mı çalıştı? Ölümüyle, İzmir’de yeri doldurmayacak bir boşluk bıraktı. ’Büyük bir çınar daha devrildi’ diyorum ben. Hepimiz onu çok özleyeceğiz. Büyük bir sevgi seliyle uğurlayacağız onu. Mekanı cennet olsun.
NİLGÜN ÖZSARUHANBenim iki kızımda da onun emeği o kadar çok ki. Kızlarım küçüktü. Onların ellerinden tutarak İtalyan Okulu’na götürdü. Normalde girmeleri mümkün değildi. Kızım Özlem Floransa’da iç mimarlık, Meltem de dil okuluna gitti. Marika’nın bizim ailedeki yeri çok farklı ve çok özeldir.
ÖMÜR MANİSALI30 yıldır arkadaşlığımız var. Vali Hüseyin Öğütcen’in başkanlık yaptığı Türk Tanıtma Vakfı’nda bir araya geldik. İzmirli tanınmış birkaç aileyle birlikte. 1981- 82 Ahmet San, Oramiral Emin Göksan ile Çeşme Festivali’ni başlattık. Çok sayıda vakıf ve dernekte birlikte görev aldık. Bütün sırlarımızı paylaştık. Hatta anlattığına göre, Marika’dan 17 yaş büyük olan Michele, Marika doğduğunda onu kucağına bile almış.
MANEVİ DAMADI UMUR SİMSAROĞLU2005’te yitirdiğimiz eşim Gül, Marika’nın manevi kızıydı. Çocuklarım Merve ve Mert onun elinde doğdu, onunla büyüdü. Marika’nın çocuk hasretinin ilacı oldular. Eşim ve çocuklarım onun her şeyiydi. 1981’de ilki gerçekleştirilen ve şu anda süren Çeşme Festivali onun eseriydi diyebilirim. Zengin değildi ama fakir annesiydi, bir efaseneydi, İzmir aşığıydı, Çeşme aşığıydı. İzmir bir efsaneyi yitirdi.