Güncelleme Tarihi:
Geçen yerel seçimde CHP’den seçilen mevcut Başkan Hakan Tartan ve iki kadın aday yarışıyor. Adaylık belirleme sürecinde Tartan CHP’den DSP’ye geçerken, AK Parti’nin adayı İlknur Denizli milletvekilliği ve bir dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da danışmanlığı yaptığı günlerden tanınıyor. CHP’nin adayı Sema Pekdaş ise İzmir Barosu’nun ilk kadın başkanıydı, iki dönem baro başkanlığı yaptı. Üç başkan adayına da üç soru sorduk. İşte o üç soru ve yanıtları...
1- Konak’ta oy istemenizin üç nedeni?
2- Size göre diğer adaylardan farkınız nedir?
3- Seçildiğinizde ilk yapacağınız?
Belediye halkın olacak
SEMA PEKDAŞ (CHP Adayı)
1. Konak’ta adil, dürüst ve katılımcı bir yerel yönetimin sözünü veriyorum. Kentin sunduğu ekonomik, sosyal ve siyasal fırsatlardan Konak’ta yaşayan herkes eşit bir biçimde yararlanacak. Muhtarlar ve sivil toplum örgütlerinin içinde yer aldığı, sorunların dile getirilerek çözümün bir parçası olduğu semt meclisleri kuracağız. “Ben yaptım, oldu, olur, olacak” sözleri yerine son sözü Konaklıların söylediği, halkın yönetime ortak olduğu bir belediye vaadediyorum. Konak Belediyesi’nin bütün karar alma süreçleri Konaklılar’ın denetimine açık olacak. Kültür ve sanatın ön planda tutulduğu bir Konak vizyonu oluşturacağız. Şehir ve çocuk tiyatrolarını açacağız. Özellikle sinema, dizi film gibi kültür endüstrilerini çekmek için Konak Kültür Sanat Master Planı’nı hazırlayacağız. Kuracağımız Halkla İlişkiler Birimi’yle hem hemşerilerimizin sorunlarına hızlı çözümler üreteceğiz, hem de onlar belediye binasına gelmeden, biz onların ayaklarına giderek sorunları yerinde görüp, inceleyeceğiz. Bu ekipler mahalleleri dolaşarak, dertleri tespit edecek ve belediye içinde halkın sesi, gözü, kulağı olacaklar. Konaklılar’ın en iyi hizmeti alabilmesi için Büyükşehir Belediyesi’yle uyum içinde, birlikte de çalışacağız. Konak’ta kurumsal bencillik dönemine son vererek, vatandaşın her sorunuyla yakından ilgileneceğiz. Bu sorun beni ilgilendirmiyor Büyükşehir Belediyesi’ne git, demek bize yakışmaz. Son olarak, ‘Konak kadar büyük bir yönetim’ diyoruz. Bunun için ‘semtler konuşsun’ istiyoruz. Bugüne kadar eşit hizmet alamayan, ihmal edilen kesimlerin sorunlarıyla özel olarak ilgilenecek bir birim oluşturacağız. Talepleri alarak, sosyal ve kültürel projelerle istihdamı kolaylaştıracak projeler üreteceğiz. İlçe belediyelerinin yoksulluğu ortadan kaldırması mümkün değil, ama yoksulluğun en önemli sonuçlarından birisi olan açlık ve eksik beslenme sorununu en aza indirecek projeler geliştireceğiz. Atatürk’ün kurduğu ve en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanma yolunda bir kadın olarak, bir hukukçu olarak, Baro başkanlığı yürütmüş bir kişi olarak, kadın kardeşlerime ve yurttaşlarıma karşı borcumu bu yolla ödemek istiyorum.
2. Ben kendimi diğer adaylara göre konumlandırmıyorum. Çünkü benim geçmişim, geleceğe bakışım, çalışma programım ve yönetim anlayışım en büyük farklılığım.
3. Yapacağım ilk iş, halkın belediyesini kurmak için belediyedeki ‘şifreli kapıları’ kırmak olacak. Belediye Başkanlığını kapalı makam odalarının arkasında değil, halkın arasında yapacağım.
Yaptıklarım yapacaklarımın teminatı
HAKAN TARTAN (Konak Belediye Başkanı, DSP Adayı)
1.Birincisi İzmirli olmam. Diğeri Konak’ta yaşamam. Üçüncüsü ise dünya görüşüm. Ben demokrasiye, özgürlüklere olduğu kadar İzmir’in kentlilik bilincine hayran, bu görüşleri ve bilinci benimseyen bir insanım. Benim dünya görüşüm bu. Önderim tek... Ben Atatürk’ün açtığı yoldan giderim. O’nun yönetim anlayışı ve felsefesini benimsemiş bir Cumhuriyet neferiyim. Başka bir önder de tanımam. Aynı İzmir gibi... Bu kentin bir özelliği daha vardır. İzmir, haksızlıkları kabullenemeyen bir kenttir. Güçlünün değil, doğrunun yanında olan bir kenttir, İzmir. Ben de öyleyim. İşte bu nedenle yeniden aday oldum.
2.Konak’ı sokak sokak, karış karış biliyorum. Sıkıntıları, nedenleri, çözüme neden ulaşılamadığını ve nasıl ulaşılacağını biliyorum. Konak nüfusu da, seçmeni de Türkiye’nin genel seçmen profiline benzemez. Ben bu özgünlüklerin ve özelliklerin farkındayım. Bir de tabii yerel seçimlerden sonra yerel yönetimlerde de yeni bir dönem başlayacak. Diğer adayların bu yeni dönemin getireceklerine yeterince hazır olmadığı kanısındayım. Bu döneme ilişkin yerel yönetim mevzuatı geçmiş dönemdeki gibi olmayacak. Tecrübeli bir başkan yeni döneme çok daha kolay uyum sağlar. Bunu seçimden sonra Türkiye’nin her yerinde net olarak göreceğiz. Bir de tabii ilçe belediye başkanlığı şube müdürlüğü değildir, bunu bilmek gerekiyor. İlçe belediye başkanı da diğer başkanlar gibi seçimle gelir, seçmenine karşı yükümlülükleri, yasal sorumlulukları vardır. Daha seçilmeden şube müdürü gibi davranırsanız, seçmenlerinize de ilçenize de haksızlık etmiş olursunuz. Ben bu bilinçteyim. İnanıyorum ki, Konak halkı da bu bilinçte. Yaptıklarım yapacaklarımın elbette teminatı. 5 yılda örnek projeler yaptık. Kentin önünü açtık, kültür ve turizmde altın dönem yaşattık. Beş yıldır belediye başkanıyım, yapılan önemli anketlerde Türkiye’nin en başarılı belediye başkanı olarak öne çıktık. Yüzde 65’e yakın oy oranı bizim için ifade edildi. Benim gibi emek veren insanlar değerlendirilseydi ben aday olmayı düşünmezdim. Ama partiye emek vermeyen insanlar aday gösterildi. CHP’nin Konak adayı olan hanımefendi Konak’ta oy kullanamayacak. Aziz Nesin’lik bir hikâye bu. Kendine oy kullanamayacak bir kişi Konak’ta aday gösteriliyor. Bu halka da saygısızlık. Halk kimi koysak, ceketi atsak seçilir mantığına çekilmek istendi. Bana yapılan haksızlığın ötesinde saygısızlığı da doğru bulmuyorum. Bir kişi arayıp teşekkür etmedi. DSP Ecevit’in kurduğu sosyal demokrat bir parti. Daha önce de benim milletvekili ve bakan olarak görev aldığım bir parti. Çağrı gelince ben de aday oldum. Konak ve diğer ilçelerde halkın doğruyu gördüğünü ve seçeceğini tahmin ediyorum. Bu süreçte çok çirkin şeyler oldu. Benim hiçbir katkım olmadığı bilinse bile AKP’den destek aldı denildi. Ben belediye başkanı seçildim diyelim ki bunun AKP’ye ne yararı olabilir? Tam tersine ben bütün oyları toplamış olacağım. Ben sadece sevgi barış dostluk ve hizmet adına DSP’den adayım.
3.Konak için çalışacağım. Yapılacak çok iş var. Kaybedecek bir gün bile yok. Konak Üniversitesi, mahallelere katlı otopark, yeni yeşil alanlar, engelli kampı, mahalle poliklinikleri ilk yapacaklarım. Ayrıca 5 yıl olduğu gibi hep sevgi dili kullanacağım.
Hedefim mazeretsiz hizmet
İLKNUR DENİZLİ (AK Parti Adayı)
1.Konak’taki seçmen sayısı kadar sebep var bana oy atmak için. Ben İzmirliyim. Dahası Konaklıyım. Tilkilik’te doğdum. Hayatımda Konak’tan başka yerde yaşamadım. Sokak sokak tanıyorum ben Konak’ı. CHP’li belediye taş üstüne taş koysaydı görürdüm, bilirdim. Diğer adaylar kampanya yaptılar, ben mahallemde dolaştım. Komşularımla dertleştim, onları dinledim. Kimse benim önüme İzmir haritasını açıp “Seni belediye başkanı yapalım, seç bakalım İzmir’in ilçelerinden birini” demedi. 30 Mart’ta kendime oy kullanabileceğim. Bazı adaylar kendilerine oy bile veremeyecekler. Hizmet yapma heyecanımı sivil toplumda çalışırken aldım. Belediyecilik sadece bina ve yol yapmak değildir. Çağdaş belediyecilik, kentte yaşayanların hayatına dokunmalı. Kadınlarla, gençlerle, çocuklarla ayrı ayrı ve tek tek ilgilenen bir çalışma modelini, STK başkanlığım dönemimde pratikte gerçekleştirdim. Belediye başkanı olunca da daha geniş bir alanda uygulamaya devam edeceğim. Karşımda rakip olarak iki kişi ama tek anlayış var. O da CHP’nin belediyecilik anlayışı. Biri CHP’nin adayı olarak 2009’da seçilen, ama beş yılın hesabını veremeden, partisi tarafından aday gösterilmeyen DSP’nin adayı. Diğeri ‘yeni’ sıfatıyla öne sürülen CHP adayı. Seçmen adı üzerinde seçme hakkını kullanacak. İzmirli olanı, Konaklı olanı seçecek. “Kapım açık olacak” diyeni değil, zaten kapısının açık olduğunu bildiğini ve hizmeti seçecek.
2. Farkım; sahici, uygulanabilir projelerimin olması ve başkanlık dönemimde mazeret üretmeyecek olmamdır. “Benim projelerim yok, demokrasi vadediyorum” diyenlerden değilim. CHP adayı “Gelin Konak’ı birlikte yönetelim” diyor. Yönetelim tamam da, sen lider, başkan olmayacak mısın? Hayır öyle değil, diyor ve 5 yıl sonra hesap vermemek üzere seçildiğini bugünden ilan ediyor. Diğer aday ise 5 yıllık hizmetsizliğine karşılık, mazeretleriyle oy istiyor. Ben mazeret kelimesini gündemimden, zihnimden siliyorum. Hizmet etmenin yerini hiçbir mazeret tutamaz. Farkımı ‘Mazeretsiz Hizmet’ olarak özetleyebilirim.
3.Konak’ta semtlere göre adil hizmet dağıtmanın ilk adımını atacağım. Bütün Konak’ı fotoğraflarla belgeleyip bir kitapçık olarak hazırlayacağım ve Konaklı hemşerilerime dağıtacağım. Yani diyeceğim ki: “31 Mart 2014’de Konak buydu, Konak’ta bunlar vardı. Yolların, meydanların, parkların hali buydu. Böyle bir Konak devraldım” diyeceğim. Ve bugün vadettiklerimin hesabını 5 yıl sonra vermek üzere kollarımı sıvayacağım.