Veli ŞAKIR
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2007 22:00
EGE’nin vazgeçilmez tadı. Üreticinin gözbebeği. Sağlık için sofradan eksik edilmeyen ve yemeklerin lezzet kaynağı olan zeytinyağının gelişimi için büyük emek veren, Kristal Yağları Yönetim Kurulu Başkanı Noel Micaleff ile konuştuk.
Æ Zeytinyağında önemli gelişmeler kaydedildi. Ancak, satışlarda istenilen noktalara ulaşılmadı. Bunu neye bağlıyorsunuz?- Son dönemlerde önemli gelişmeler elde edildi gerçekten. Ancak, ülkemizde tüketim istenilen seviyeye ulaşamadı. Zeytinyağı tüketimi Yunanistan ve İtalya’da yıllık 16-18 kilolardayken Türkiye’de nüfusa oranla yıllık bir kilonun altında kaldı. Türkiye’de tüketiciye nebati yağ kullanımı iyi tanıtıldığı için zeytinyağı kullanımı artmadı. Bunun için zeytinyağının çoğu dökme olarak yurtdışına gönderildi. Yani iç pazardaki eksikliğe en büyük etken tanıtımdaki yetersizlik oldu. Bir diğer etkense fiyat farkında yaşandı. Nebati yağ ucuz olduğu için zeytinyağı tercih edilmedi. Oysaki bir bardak nebati yağ yerine yarım bardak zeytinyağı kullanıldığında aynı verimin alınabileceği anlatılmadı. Ayrıca, Türk insanında zeytinyağı kültürü yok denildi. Margarin kültürü varmış gibi. Dış pazarda ise en büyük sorunu Avrupa Birliği’ne (AB) ihracattaki vergiler oluşturuyor. AB üyesi ülkeler ürettikleri zeytinyağını yine AB ülkelerine sattıklarında vergi alınmazken, dışarıdan yapılan ithalattan vergi alınıyor. Yani Türkiye’ye yüzde 30’ların üzerinde vergi uygulanıyor. Türkiye’nin en büyük pazarı ise AB. Yüksek vergiler rekabet gücümüzü kısıtlıyor. AB ülkeleri içinde devletin üreticiye verdiği prim ve destekler de unutulmamalı. Türk üreticisi de bu fiyat farkı nedeniyle desteklenmelidir ki oluşan farktan dolayı rekabet şansına ulaşılsın. Bir diğer konu ise devamlı olarak markalı ve ambalajlı ihracat yapmalı. Dökme şeklinde ihracat yapılmamalıdır. Gelecek marka ve ambalajdadır.
Üçüncü nesilá 1800’lü yıllarda Malta’dan İzmir’e göç eden Micaleff Ailesi’nden Antuan’ın oğlu olan Noel Micaleff 1935 İzmir doğumlu. Saint Joseph Lisesi’ndeki eğitiminin ardından babasının Bornova’daki yağ fabrikasında iş hayatına atıldı. Kristal Yağları’nın çıtasının yukarılara taşınmasında büyük katkıları oldu. Üçüncü nesil olarak devam eden Kristal Yağları’nın yönetim kurulu başkanı. Uzun yıllar mutlu yaşadığı Cristiana Micaleff’i 4 yıl önce kaybetti. İKİ TÜR ZEYTİNYAĞI VARÆ Yıllarını zeytinyağına adamış birisi olarak, tüketici zeytinyağının iyi kalitede olduğunu nasıl anlar? Alırken nelere dikkat etmeli? - Pek çok tüketici bu yağların doğru şekilde nerede tüketileceğini bilemiyor. Dünyada ve Türkiye’de iki tür zeytinyağı var. Birincisi riviera. Yüksek asitli zeytinyağlarının rafine edilmesiyle elde ediliyor ve sıfır aside getiriliyor. Buna sızma natürel zeytinyağıyla renk ve tat veriliyor. Bu, bütün yemeklerde kullanılabilir. Sızma natürel zeytinyağı ise işlem görmeden 0.8 aside kadar olan yağlardır. Bunlar zeytin tanesinin işlem görmeden sofraya sunulmuş halidir. Çiğ olarak tüketilir. Buradaki en önemli ayrım ise riviera zeytinyağının pişen bütün yemeklerde kullanılabilir olması, natürel sızmanın çiğ olarak kullanılmasıdır. Zeytinyağın en sağlıklı muhafaza şekli sıcak olmayan ve ışık almayan yerlerde saklanmasıdır. Kalaylı teneke kutularda, ambalajlı olanlar daha sağlıklıdır. Ambalajsız ve markası bilinmeyen yağları tüketicilerin tercih etmemesinde fayda var. Cam şişelerdeki yağların ise serin yerlerde muhafaza edilmesi uygun olur. Kaliteli zeytinyağlarında bir acılık vardır. ARKAS ORTAK OLDUÆ Kristal olarak zeytinyağını kutuyla satan ilk marka olarak önemli açılımlar sağladınız. Peki küresel ekonomide bundan sonraki hedefleriniz nedir?- Kristal Yağları, 1945’de markalaştı ve ihracatı hedefledi. Bakanlar Kurulu Kararıyla "Türk" ismi şirket unvanında yer alan ve bunu gururla taşıyan Kristal, mutlaka ambalajlı, markalı üretimini ve ihracatı sürdürdü. Dökme zeytinyağı ihracatı yapmadı. Marka ve ambalajın faydasını ise yıllar sonra Avrupa Birliği, İskandinav ülkeleri ve Amerika’daki tanınma oranıyla gösterdi. Kristal Yağları olarak dünya markası olma yönünde büyük çalışmalar başlattık. Üretim miktarını artırıp mal arzını sağlayacağız ve uygun fiyatla pazarlayacağız. Yani marka olarak daha fazla satış hedefliyoruz. Ambalajlarda değişiklikler yaparak, daha lüks, değişik yörelerin natürel sızma zeytinyağlarını tüketiciye sunmayı amaçlıyoruz. İzmir’in köklü şirketlerinden Arkas Grubu’nun şirketimize hissedar olarak ortak olması ise kurumsallaşma açısından büyük sinerji oluşturdu. İzmir’in ve Türkiye’nin zirvede olan iki kurumunun bir araya gelmiş olması ileride büyük projeler gerçekleştirmek için bir adım oldu ve bizlerde mutluluk yarattı.