Güncelleme Tarihi:
İZMİR’de oturan ve lösemi hastalığına yakalanan 28 yaşındaki bankacı Gamze Akbaş, 3 yaşındaki oğlu Atakan için hazırladığı, “Birlikte uzun yaşayalım” sloganlı internetteki bloğuna yazdığı, “Seyahate giden anne gibiyim” başlıklı yazısıyla sosyal medyanın gündemine oturdu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Hematoloji Servisi Onkoloji Bölümü’nde kemoterapi almaya başlayan Akbaş, şimdi nakil için uygun ilik bekliyor.
Tek çare verici artışı
Aile içinden yüzde bir, dışındansa 40 binde bir kişinin iliğinin tutması olasılığı bulunurken, en fazla ilik vericisi bulunan İstanbul’da bile sadece 27 bin bağışçı bulunuyor. Diğer taraftan Akbaş’ın kan grubunun yaygın A RH + (pozitif) olması da kan gerektiğinde bulunabilmesini kolaylaştırdı.
Talihsiz kadının eşi Emrah Akbaş başta olmak üzere, tüm ailesi uygun ilik ve kemoterapi sürecinde gereken kanı sağlamaya uğraşırken, bağışın bir çok yaşamı kurtarabileceğini vurguladı. Akbaş’ın kardeşinin iliğinin uymaması üzerine başlatılan dışarıdan arama çabaları internetteki paylaşımlarla birlikte büyük sıçrama kaydetti.
İlik bağışçısı nasıl olunur
18-50 yaşında sağlığı uygun herkes, kemik iliği bankasına gidip başvuru formu doldurabilir. Bir tüp kan verenler bulaşıcı hastalık testinden geçiriliyor. Hastalık taşımıyorsa bankaya kaydediliyor. Gönüllü vericinin kayıtları bilgisayara işleniyor, hastalarla uyum sağlarsa daha ileri tetkik yapılmak için çağrılıyor. Uygunsa genel anestezi altında kemik iliği alınıyor. Vericinin leğen kemiğinden özel iğneler aracılığı ile alınan kemik iliği bir torbaya aktarılıyor. Operasyon ve dikiş gerektirmiyor ve hiç acımıyor. Kemik iliği vericisi ertesi gün işine dönüyor.
İzmir’den ilik vericisi olmak isteyenler: Ege Üniversitesi Kan Merkezi’ne başvurabilir. Randevu telefonu: (0232) 390 40 29.
Moral ziyareti hazırlığı var
İlik vericisi olmak için yapılacak başvurularda yığılma olmaması için bile “organize olup liste oluşturma” çalışmaları yapıldı. Akbaş’ı destekleyenler hastaneye kart gönderme yarışına girerken; annesi hastanede olan Atakan’la kalan Emrah Akbaş’a, bir grup baba ve oğlu moral ziyareti düzenlemek için hazırlıklara başladı.
Ünlüler: Seninleyiz
İlik nakli için verici aranmaya yarın başlanacak. Gamze Akbaş, Twitter, Facebook, Nurturia gibi sosyal paylaşım sitelerinin gündemine otururken, Ozan Güven, Hande Yener, Ezgi Mola, İlkay Akkaya, Berna Laçin, Işın Karaca, Okan Bayülgen gibi pek çok ünlü isim Gamze’nin çığlığını takipçilerine duyurdu. “Seninleyiz Gamze” adlı sayfaların dışında onlarca blog da oluşturuldu.
Atakan’a mektup
Seyahate giden anne gibiyim
Bu yazıyı yazarken sabredeceğim ağlamamak için.
Aynı başlıkta yazdığım gibi hissediyorum kendimi, ama belli ki benim seyahatim bayaca uzun sürecek. İster bir annenin vasiyeti diyin bu yazılanlara, ister gözü arkada kalmasın diye aklından geçenleri sıralıyor diyin.
İyiydim gerçekten 2 hafta önceki düşüşü laboratuar değerleri yanlıştır umudunu yaşıyordum, Dr’um da öyle inandırmıştı. Ama değilmiş, artık mikroskop altında da değerlerim hızla düşüyor. Maalesef kağıt üstündeki gerçekler doğru? Diş etlerim çekilmeye başlıyor diyince zaten salı günü kemik iliğine bakalım dedi.
Evladım tek derdim
Nefesi kesildi adamın ama, sen çok ağladın karşımda benim de ona moralim bozuldu dedi. Nasıl ağlamam öyle bir derdim var ki içinden çıkamadığım, nasıl ağlamam. Evladım ne olacak Dr’um dedim. Sıkıntılı günlerin gelmesine ağlamıyorum, benim derdim evladım dedim.
Evet evladım tek derdim.
Herkesin Atakan’a çok iyi davrandığı kesin hatta davranacağı da. Annem, babam, kardeşim en başta hatta Emrah kendini toplayana kadar Atakan ilk dönemlerde kiminle kalır. Sevdiği, alıştığı insanları yanında göremeyince ya da gördüklerinde ağlayan gözlerle gördüklerinde napar yavrum. İş seyahatine giden bir anne defalarca kafasından geçenleri söyler yavrusunun bir şeyi eksik kalmasın diye.
Eskişehir’e göderirler belki biii süreliğine orası da çok soğuk, keşke annem göndermese,
Terleyince atlet değişir mi
Kalbi kırılırsa anlarlar mı,
Dudakları beyazlamış biraz, benzi sarı gibi gözüküyor deyip hemen kan testi yaptırmaya götürürler mi,
Anneyi sorduğunda ne cevap verirler,
Meyveler, sebzeler defalarca sirkeli suyla yıkanır mı,
Marketten alınanların özellikle Atakan’nın yiyeceklerinin son kullanma tarihlerine her defasında unutmadan kim bakar,
Her akşam ılık sütünün içilmesi, Dişlerinin fırçalanması atlanılmaz mı,
Günlük taze meyve suyu sıkılır mı mevsim meyvelerinden,
Terleyince üşenmeden anında atlet değişir mi,
Nelerden mutlu olur diye düşünülür mü,
Değişik kitapları kim araştırır, kim alır peki,
Bıkmadan sıkılmadan kim oyun oynar onunla,
Bıkmadan sıkılmadan saçlara cici yapmasına kim izin verir,
Gideceği okuldaki eksiklikleri kim fark eder,
Emrahım canım sevdiğim
Öğretmeniyle sürekli yakın diyaloğa kim girer, o özel biii öğrenci iyi bir gözleme ihtiyacı var annesini kan kanserinden kaybettik der,
Evde televizyon seyretmeyip kim aktivete yapar el becerisi gelişsin diye hem de hergün,
Kendi çocuğuna ya da çocuklarına sabır gösteremeyen insanlar Atakan’ıma nasıl sabır gösterir,
Bir varmış, bir yokmuş Ömür bu iki kelime arasında geçen zaman Zamansa bazen dost insana, bazen düşman bize düşman oldu.
Sana güvenim tam
Emrahım canım sevdiğim çok üzdüm seni en fazla kötü günlere, seninle göğüs gerdik. Hakkını helal et. Bundan sonra işin daha da zor olacak. Ama sana güvenim tam. Bir kaç gün önce demiştin ya bana, parkta oynarken bizi birisi seyretse deli bu adam der ama ben oğlumla çocukluğumu tekrar yaşıyorum diye. Hep öyle deli baba ol olur mu o zaman Atakan yokluğumu daha az hisseder belki,
Evde demiştim ya ben, sana sevdiğim,
Atakan seninle gerçekten iyi vakit geçiriyor hep gülüyor. Sen iyi bir babasın diye Ben hep bişeyler öğretme çabasındaydım, sense eğlence, öyle olduğu için o kadar mutluyum ki hep mutlu ve onu güldüren babasıyla birlikte yaşayacak diye Öğretmenler zaten öğretir öğrenmesi gerekenleri. Gülmek daha iyi bir ilaç. Onu da sen hep verdin ve vericeksin canım sevgilim.
Canım annem, canım babam, canım kardeşim hakkınızı ödeyemem şimdiye kadar çok emek verdiniz bize. Asıl şimdiden sonra sizlere daha çok iş düşüyor dimdik durup Emrah’a destek verme zamanı. Atakan başta ALLAH’a sonra Emrah’a sonra annem, babam, kardeşim size emanet
Keşke herşey farklı olsaydı. Yaşam mutlu dolu günlerle dolsaydı
Annem hediye kaban almak istedi. İstemedim çünkü seneye kışa çıkmam heralde.
Sabahleyin aradın annem.
Canım annem dayanamam
Ne olur güçlü ol diye. Lütfen gel alalım dedin. İstemem annem dedim.
Ateşim var öksürüyorum dışarı çıkmıcam dediğimde Atakan’ım koşarak geldi ne dedi biliyomusun.
‘Ateşin olmasın, ne olur öksürme canım annem dayanamam sana’ dedi.
Telefonu kapadım çöktüm oğlumun yanına ben sana dayanamam merak etme geçer dedim, geçsin annecim dedin.
Dayancan annem diye haykırdım içimden
Yalvarırım yaşama şansı ver
Şu an ezan okunuyor. Yalvarırım rabbime evladım için bana yaşama şansı ver. Salı günü gireceğim operasyon sancısız geçsin, en önemlisi sonucu güzel gelsin. Çok bişi istemem sadece sağlık. Ama artık o kadar yıkıldım, o kadar güçsüz kaldım ki. Savaşacak gücümü yitirdim. Emrahımın, annemin, babamın, kardeşimin gözünü yaşlı görmeye gücüm kalmadı.
Arayan eş, dost, akraba açamadım telefonları açamayacağımda, biliyorum dualarınız benimle ama gücüm yok konuşmaya birde tabiii Atakan’ım anlamasın durumu diye.
Salı gününün güzel geçmesini bu kadar umutsuzluğun içinde yine de umut ediyorum.”