Güncelleme Tarihi:
Bir firmada mali işler koordinatörü olarak çalışan Mehmet İnalöz, pazarlamacı olan eşi Nilüfer İnalöz ile tatil için gittiği İtalya’da yediği yumurtayla çocukluğuna gitti. Yediği o yumurtanın üretim şeklini merak edip araştırmaya başladı. "Özgür tavukçuluk" yöntemi ile bu şekilde tanışan İnalöz, Koçarlı’nın Hacı Hamzalar Mahallesi’nde bir arazi satın alarak çiftlik kurdu. Kısa sürede yumurtaları İstanbul’da ün saldı. Çok sayıda doktor, eczacı müşterileri, haftalık yumurta ihtiyaçlarını sipariş eder duruma geldi. Aydın’da da bazı şarküteri ve marketlerde ürünleri satılmaya başlandı.
"HOBİ OLARAK BAŞLADIK"
Hobi olarak başladıkları tavukçuluğun gün geçtikçe yaşam biçime dönüştüğüne değinen İnalöz, "Çiftlikte 1500 tavuğumuz var. Tamamen doğal yetiştirme metoduyla yumurta üretiyoruz. Sistem, serbest yetişen, özgürce gezen tavuklar olarak biliniyor. Gün boyu dışarıdalar. Yüzde 80 bitkisel ağırlıklı besleniyorlar. Gün bittikten sonrada buğday yiyorlar. Yumurtaları lezzetli kılan unsurlardan birisi tavuğun doğal yaşamına en uygun yetiştirme tarzıdır. Serbest dolaşan tavuklar günlük yaşamlarında eşelenme ve zıplamayla hareketlerini sergileyebilecekleri bir ortamda bulunuyorlar. Bu ortam tavukların yumurtasına lezzet katıyor" dedi.
Bölgede bu tarz yumurta üreticiliğinin gelişmesi için çaba sarfettiklerini de belirten İnalöz, "Aydın ve Ege Bölgesi ülkemizin en sıcak iklimlerinden birini taşıyor ve 10.5 ay boyunca sıcaklık 15 derecenin altına düşmüyor. Bu durum tavukların dışarıda rahat olmaları için uygun bir iklim. Ürünlerimizi test edenler, çocukluklarındaki yumurtanın tadını bulduklarını söylüyor. Bu işe başlangıçta hobi amacıyla başladık. Şimdiyse bu iş bizim bir yaşam biçimimiz haline geldi. Onlarla geçirdiğimiz her gün bize mutluluk ve heyecan katıyor" diye konuştu.
"YUMURTANIN DA KALİTESİ OLUR"
Yumurtanın da bir kalitesi olduğuna dikkati çeken Mehmet İnalöz, "Kısacası her kahverengi yumurta doğal değil her beyaz yumurta da kafes yumurtası değildir. Halkımız ne yazık ki sadece yumurtanın kabuk rengine bakarak karar vermektedir. Doğallık kabuk rengi ile değil kokusu lezzeti ve yetiştirme usulü ile belirlenmektedir. Biz yumurtaya yumurta değil, ’Gagak’ diyoruz. Çünkü yumurtanın hafızalarda yer eden lezzetini ’Gagak’ olarak yeniden şekillendirmek istiyoruz. Gagak, Ege Bölgesi’nde çocukların yumurtaya verdiği genel ad olup ayrıca tavukların yumurtladıkları an çıkardıkları sestir. Bu da yumurtalarımızın tazeliğinin ve lezzetinin simgesidir" diye konuştu.
Mehmet İnalöz, 12 vitamin ve minerali, etten ve sütten fazla protein içeren yumurtanın kahvaltılardan asla eksik olmaması gerektiğini söyledi. İnalöz, hamileler, çocuklar, yaşlılar ve spor yapanlar ile kansızlık problemi olanlara günde muhakkak 1-2 yumurta tüketmelerini önerdi.