Fotoğraftaki halinden beterdi

Güncelleme Tarihi:

Fotoğraftaki halinden beterdi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2012 00:00

Kapının önündeyiz. Polisler önce kapıyı çalıyor sonra kilidi çeviriyor. Dilek’in sırtı dönük. Pencereden dışarı dalmış. Acısı yüzünden okunuyor.

Haberin Devamı

DARACIK bir hastane koridorunda ilerliyoruz... İçimde tuhaf bir duygu. “Peki sen korkuyor musun” diye soruyorum kendi kendime. Oysa sol tarafımda gencecik, fişek gibi Hatice Komiser var. Kapının önünde iki sivil polis ve bir de hastane güvenlik görevlisi.
Az sonra kilitli bir kapıyı açacaklar bize. Doktor dışında kimsenin giremediği bir kapı.
“O kapının ardından nasıl bir korku vardır?”
İşte içimden geçirdiğim asıl soru bu.
Evet korkuyorum. Çünkü o vahşeti işleyen, o ana kadar henüz yakalanmadı. Aslında polisin ensesinde olduğunu ve her an yakalandı haberinin geleceğini biliyorum. Ama korkuyorum.
Ya dönerse?
Kapının önündeyiz. Polisler önce kapıyı çalıyor, sonra kilidi çeviriyor.
Hatice Komiser’le adeta parmak ucumuzda içeri giriyoruz. Dilek’in sırtı dönük. Pencereden dışarı dalmış. Dışarısı alabildiğince yeşil bir orman. Ve tepede bir güneş, oda sıcacık.
Dilek bize gülümseyerek dönüyor...
Ona belli etmemeye çalışıyorum ama gördüğüm hali, gazete fotoğraflarından çok daha kötü. Şaşkınlığımı belli etmemeye çalışıyorum. Ona, “Daha iyi görünüyorsun” diyorum ama bakarken içim acıyor, “Yakarken hiç içi acımamış mıdır” diye soruyorum kendime...
Bacaklarını kıpırdatamıyor, ellerini hareket ettiremiyor, dudağı patlamış rahat konuşamıyor, gözü mosmor, kan çanağı gibi, belli ki çok acıyor. Her yerinde ayrı bir yara var Dilek’in.
Bitkin, halsiz ama, en azından artık mutlu olduğunu anlatıyor:
“Bazen düşünüyorum, iyi ki bu kadar yakmış beni. Belki sadece daha önce yaptığı gibi gözümü morartsaydı yine geri dönecektim. Ve belki bir gün çok daha kötü bir şey yaşayacaktım.”
Hatice Komiser’le bundan sonra nasıl korunacağını, neler yapılacağını konuşuyorlar.

Haberin Devamı

Devlet beni bana bırakmasın

Hatice Komiser, “Bugüne kadar hep şikayetçi olup geri almışsın. Ama bundan sonra sen istesen de istemesen de, vazgeçsen de artık koruma altındasın” diye anlatınca gülerek giriyorlar anne kız araya. Dilek, “Devlet beni bana bırakmasın. Böylesi daha iyi” deyiveriyor.
Annesi gözleri dolarak anlatıyor: “Hep dayak yer, kaçıp kaçıp gelirdi. Ben koruyamadım, devlet korusun kızımı. Hatta psikoloğa götürdüm. ‘Benim kızım normal değil mi? Dayak yediği insana neden dönüp gidiyor’ diye... Bütün hayatı böyle geçti. Ama damadımın ailesinin hakkını yiyemem. Onlar hep korudular Dilek’i...”
Kimi zaman gülüyoruz, kimi zaman gözlerimiz doluyor, ama Dilek’in yaralarına gözümüz takıldığında dudaklarımız kilitleniyor.
Fotoğrafları çekilirken morarmış gözünün çıkmasını istemiyor. Vahşeti yaşadığı gün geliyor aklına ve devam ediyor:
“Böyle bir şey yapacağı hiç aklıma gelmedi. Yağ sesini duydum ama içimden yapmaz diye düşünüyordum. Sonra canımın acısıyla elinden nasıl kurtulabileceğimi düşündüm. Onu yanıklarıma sürmek için yoğurt almaya ikna ettim. Yoksa sabaha kadar o acılar içinde bekleyemezdim. Bakkala gittiğinde can havliyle yüksekten atladım. Üzerimde hiçbir şey yoktu. Böylece kaçtım.”
Dilek, 17 yaşında mahallede aşık olduğu V.O ile üç buçuk yıllık evliliklerinin ikinci ayından itibaren yaşadıklarını anlatırken, hepimiz şoka girmiş gibi dinliyoruz. Kanımız donuyor, kelimeler düğümleniyor. Hiçbir şey diyemiyoruz...

Haberin Devamı

Fotoğraftaki halinden beterdi

Gencecik bir Hatice Komiser

Hatice Poyraz, 1984 doğumlu gencecik bir komiser. 5 Mayıs’ta Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesi Kısım Amirliği’ne atanmış. İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın da ayrıca önem verdiği bu olayda, Asayiş Şube ve Buca İlçe Emniyet müdürlüklerinin Dilek’i bu hale getiren kocasının günlerdir peşinde olduğunu biliyoruz. Hatta Hatice Komiser, Dilek’i ziyarete gittiğimiz günün gecesinde sabaha kadar gözlerine uyku girmediğini anlatıyor:
“Keşke yakaladığımızda yanına gitseydik. Bana ilk soracağı soru ‘Yakalandı mı’ olacak, biliyorum bunu. Ona beklediği cevapla gitmek isterdim ama acele ettiniz. Yine de olsun çok az kaldı.”
Ve biz Dilek’in yanından çıkar çıkmaz V.O’nun yakalandığını öğreniyoruz. İşte o an Dilek’in yüzünü merak ediyoruz.

Haberin Devamı

20’ye yakın sabıka

Günlerdir kaçan V.O. İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün titiz çalışmasıyla dün sabah saatlerinde iyice köşeye sıkıştırıldı. Kaçacak yeri kalmayınca da öğle saatlerinde teslim oldu. Henüz 24 yaşındaki V.O.’nun küçük yaşlardan itibaren işlediği uyuşturucu satmak ve kullanmak, yaralama, tehdit, hakaret, sövme gibi suçlardan 20’ye yakın kaydı bulunduğunu öğreniyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!