Güncelleme Tarihi:
İzmir’de sigorta şirketi bulunan M.B.T., yanında sigorta elemanı olarak çalışan B.Y.T., ile geçtiğimiz yıl Aralık ayında dünya evine girdi. Yakın akrabaların katıldığı sade düğünle evlenen T., çifti, kutlamak için ailelerle beraber İnciraltı’nda bir restorana gitti. Sigara içmek için restoran dışına çıkan M.B., burada tartıştığı kayınvalidesinin yeni gelin kızı B.Y.T.’yi alarak restorandan ayrıldığını söyledi.
M.B.T, bir hafta sonra da B.Y.T.’nin açtığı 100 bin TL manevi tazminat isteyen boşanma davasıyla karşılaşınca karşı boşanma davası açtı. İlk duruşmada eşinin ve eşinin yakınlarının saldırısına uğradığını, ağır hakaretlerine maruz kaldığını, ölümle tehdit edildiğini ve adliyeden polis nezaretinden çıkabildiğini iddia eden M.B.T., eşi, kayınpederi ve eşinin amcası hakkında suç duyurusunda bulundu. Tehditlerin telefonda sözlü olarak devam ettiğini önesüren M.B.T. önceki gün ‘Ailenin Korunması Kanunu’ gereği, eşinin kendisiyle sözle yada fiili iletişim kurarak tehdit etmesinin önlenmesi amacıyla koruma talebinde bulundu.
Devletten koruma istedi
Avukatı Ermiş ile dilekçesini Asliye Hukuk Mahkemesi’ne veren M.B.T, yaşadıklarının tam bir kabus olduğunu belirterek, “Ne evlenebildiğimi anladım, ne de boşandığımı. Kağıt üzerinde eşim olan birisinden boşanmaya çalışıyorum. Eşim boşanma davası dilekçesinde kendisini ilk gün dövdüğümü, hareket ettiğimi iddia ederek boşanma davası açtı. Ben de mahkemeye ilk gün, o ünlü restoranda, eşimin ailesi ve yakın dostlarımızla eğlenirken çekilmiş fotoğrafları verdim. O fotoğraftan yaklaşık bir saat sonra eşim, annesiyle birlikte bana ağır haraketler edip, adeta kaçtılar. Şimdi yoğun şekilde tehditler alıyorum. Bu nedenle koruma talebinde bulundum. Psikolojim tehditler yüzünden çok kötü durumda” dedi. Mahkeme dilekçeyi değerlendirip karar verecek.