Erkek egemen siyasette kadınlar vitrin süsü
Güncelleme Tarihi:
O. Nuri BOYACI / DENİZLİ, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2009 00:00
Denizli Pamukkale Üniversitesi bünyesinde oluşturulan Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KASUAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Türkan Erdoğan, kadınların da siyasetin öznesi olması gerektiğini ve parti örgütlenmelerinde sadece erkeklerin başarısı için değil, kendileri için de çalışmaları gerektiğini söyledi.
Erdoğan, yaptığı açıklamada, cumhuriyetin ilk sivil örgütlenmesini yapan kadınların, Osmanlı döneminde Tanzimat’tan itibaren modernleşme simgesi olarak kullanıldığını belirtti. Bugün partilerin demokratikleşme görüntüsü altında kadınları kullandığını vurgulayan Erdoğan, şu görüşleri savundu:
"Kurumsal siyasete katılımları sözkonusu olduğunda ne yazık ki kadınlar, erkek egemen ideolojinin katı yüzü ve gerçeği ile karşılaşmaktadır. Partilerin kadın kolları, kadınlar için kurumsal katılım sürecine ilişkin bir deneyimleme alanı olmaktan ziyade egemen siyasal kültürün beslendiği bir alan olma işlevindedir. Diğer bir deyişle, erkek egemen siyasal kültür sadece kendine gerektiğinde kadınları vitrin süsü olarak kullanmaktadır. Siyasal ilişkiler ağına asla dahil edilmeyen kadınlar bu alana sadece eklemlenmiş durumdadırlar."
Devlet politikası olmalı
TBMM’de 50 kadın milletvekili bulunmasının umut verici olduğunu, ancak siyasi çalışmalarında kadın olma bilincini ne kadar temsil ettiklerinin tartışılabileceğini belirten Erdoğan, şöyle dedi:
"Ülkemizde ne yazık ki hem kırsal hem de kentsel yaşam alanında varlık gösteren aşiret ve hemşehrilik kültürünün, kurumsal siyasette de ağırlığını hissettirmesi, eşitlikçi cinsiyet anlayışının yerleşmesinde önemli bir engel teşkil etmektedir. Kadın politikası partiler üstü bir niteliğe kavuşturularak bir devlet politikası haline getirilmelidir. Sadece kadın kadına çözüm üretmek ve yaşama geçirmek mümkün değildir. Kadınla ilgili sorunların çözümü bilimsel, eylemsel ve örgütsel düzeyde olanaklıdır."
Erdoğan, Denizlili kadınların siyasette aktif rol alabilmeleri için Türk Kadınlar Konseyi’nin Ankara’da kurduğu Kadınlar İçin Politika Geliştirme Merkezi’nin bir örneğini gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirtti.
"Kurumsal siyasete katılımları sözkonusu olduğunda ne yazık ki kadınlar, erkek egemen ideolojinin katı yüzü ve gerçeği ile karşılaşmaktadır. Partilerin kadın kolları, kadınlar için kurumsal katılım sürecine ilişkin bir deneyimleme alanı olmaktan ziyade egemen siyasal kültürün beslendiği bir alan olma işlevindedir. Diğer bir deyişle, erkek egemen siyasal kültür sadece kendine gerektiğinde kadınları vitrin süsü olarak kullanmaktadır. Siyasal ilişkiler ağına asla dahil edilmeyen kadınlar bu alana sadece eklemlenmiş durumdadırlar."
Devlet politikası olmalı
TBMM’de 50 kadın milletvekili bulunmasının umut verici olduğunu, ancak siyasi çalışmalarında kadın olma bilincini ne kadar temsil ettiklerinin tartışılabileceğini belirten Erdoğan, şöyle dedi:
"Ülkemizde ne yazık ki hem kırsal hem de kentsel yaşam alanında varlık gösteren aşiret ve hemşehrilik kültürünün, kurumsal siyasette de ağırlığını hissettirmesi, eşitlikçi cinsiyet anlayışının yerleşmesinde önemli bir engel teşkil etmektedir. Kadın politikası partiler üstü bir niteliğe kavuşturularak bir devlet politikası haline getirilmelidir. Sadece kadın kadına çözüm üretmek ve yaşama geçirmek mümkün değildir. Kadınla ilgili sorunların çözümü bilimsel, eylemsel ve örgütsel düzeyde olanaklıdır."
Erdoğan, Denizlili kadınların siyasette aktif rol alabilmeleri için Türk Kadınlar Konseyi’nin Ankara’da kurduğu Kadınlar İçin Politika Geliştirme Merkezi’nin bir örneğini gerçekleştirmeyi hedeflediklerini belirtti.