Veli ŞAKIR
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2007 23:33
Eğitim kurumları hatalarıyla yüzleşmeli diyen Çakabay Okulları Kurucu Temsilcisi Zafer Eraslan, "Artık, özel okullar ve dershaneler sadece para kazanmayı düşünmemeli. Devlet okulları da mazeret üretmemeli" dedi.
BÜYÜK umutlarla hazırlanılan, ailelerin üzerine titredikleri, öğrencilerin yıllarca peşinden koştukları sınavlar açıklanıyor bir bir. Ve yıllarca İzmir’in gururlandığı tablo yok maalesef. İzmir’in neden gerilere düştüğünü, ÖSS’nin
seçim vaadi haline gelmesini, Çakabey Okulları Kurucu Temsilcisi Zafer Eraslan’la konuştuk.
İstatistiklere baktığımızda, İzmir’in son yıllarda eğitimde eski başarısını yakalayamadığı hatta geriye gittiği ortada? Sizce bunun sebebi nedir? - Sorunun tespiti kolay, ancak çözümü zor. Sorunun sebebi olan kurumların öncelikle hatalarını kabul edip bunlarla yüzleşme cesareti göstermesi gerekiyor. Kim bu kurumlar. Resmi - özel okullar ve dershaneler. Bunlardan ikisi özel biri ise resmi kurum. Özellerin artık sadece para kazanmayı bırakıp hizmet üretmeye başlamaları, resmi okulların da mazeret üretmeyi bırakıp, geçmiş yıllarda olduğu gibi iş üretmesi gerekiyor. 20 yıl önce resmi okulların sahip olduğu imkanlar şu ankinden daha azdı. Ama dava adamları olan öğretmenlerimiz vardı. Şu anda ise bırakın davayı, kura çektiği yerlere gitmemek için torpil koymaya çalışan eğitimcilerimiz var. Tabii ki, tüm bu kurumları denetlemesi gerekirken, denetlemede aksaklıkları olan Milli Eğitim Teşkilatı da sebeplerden bir tanesi. Tüm bunlara rağmen, İzmir’de güzel şeyler de oluyor. Son iki yıl içerisinde Türkiye’de araştırma projeleri en çok olan il ve Avrupa Birliği fonlarından en çok proje üretmek için karşılıksız finansman desteği alan illerden biri de İzmir.
YIL BOYU AKADEMİK TAKİP VE İZLEME YAPIYORUZÇakabey Okulları’nın yenilerinden ve yeniliklerinden bahseder misiniz? - Türkiye’nin en büyük beş kampüsünden biri olan okulumuz eğitim teknolojileri anlamında pek çok yeniliğe sahip. Örneğin, ülkede elektronik tahtaları ilk kullanan okullardan biriyiz. Öğretmenlerimiz bu konuda aldıkları eğitim ile kalıcı öğrenmeyi sağlayacak şekilde dersleri işliyor. Ayrıca bu dersler her gün web sitesine yükleniyor, öğrenciler tekrarı, konu bazlı taramaları evlerinden yapabiliyor. Fen Bilimleri laboratuvarlarımız branşlara göre ayrılmıştır ve buralarda Türkiye çapında ödül kazanmış pek çok proje üretilmiştir. Türkiye’nin en büyük yedi gözlemevinden biri de okulumuzdadır. Ancak bana göre en önemli adımlarımızdan biri, her öğrencimiz için yıl boyunca yapılan akademik takip ve izlemedir. Böylece daima rakamlarla, net istatistiklerle velimize bilgi veriyoruz. Bu hem okulumuzun genel durumunu, hem de her öğrencinin şahsi başarısını ölçülebilir istatistiklerle takip etmemizi sağlıyor.
Faal bir yöneticiá 1965 doğumlu olan Zafer Eraslan, Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. 1988-2004 yılları arası aile şirketlerinden olan Keremoğlu İnşaat firmasında İnşaat Grup Başkanlığı yaptıktan sonra, 2004 Şubat ayından itibaren Çakabey Okulları Kurucu Temsilcisi görevini yürütüyor. Çeşitli sivil toplum örgütlerinin yönetim kurullarında görevler alan Eraslan, evli ve iki çocuk babası.ÖSS VE OKS’NİN KALKMASI HAYALMalum seçim yaklaşıyor ve siyasi partilerin çoğunun eğitim ile ilgili taahhütleri var. Sizce ÖSS ve OKS kaldırılmalı mı? Eğitim sistemi hakkındaki buna benzer siyasi vaatleri doğru buluyor musunuz?- Öncelikle "kaldırılmalı" kelimesi ile neyi anladığımızı irdeleyelim. Eğer uygulanan sınavların yapısını, şeklini değiştirmeyi kastediyorsak, bunlar her zaman tartışılabilir. Uygulanacak hiçbir sınav sistemi mükemmel değildir. Dolayısı ile uygulama zamanlarında karşılaşılacak sıkıntılara hazır olup, en ufak bir sorunda sınav sistemini değiştirmeye kalkmamak gerekir. Eğer "kaldırılmalı" kelimesi ile sınavları tamamen ortadan kaldırmayı düşünüyorsak, bu hayalden öteye geçemez. Her yıl, bir milyon 600 binin üzerinde öğrenci ÖSS sınavına, 800 binin üzerinde öğrenci ise, OKS sınavına giriyor. Ülkemizdeki üniversiteler ile anadolu ve fen liselerinin okutabileceği öğrenci sayısı da belli olduğuna göre, bu sınavları kaldırdığımızda bu bölümlere girmek isteyen öğrencileri hangi kriterlere göre seçeceğiz. Birçok kişi şu yanılgıya düşüyor, ’Efendim sınavlar kaldırılsın, çocukların okuldaki not ortalamalarına göre gidecekleri okullara seçilsinler.’ Bu öneri suiistimale çok açık. Her yıl lise son sınıfta okuyan en az 600 bin öğrenci hasta olmadığı halde bu ülkenin hekimlerinden rapor alıp okulların kapanmasına yaklaşık 2 ay kala devamsızlık yapıyor. Sağlık gibi çok önemli sektörü bu kadar suistimal eden bir toplumun, okullardaki not sistemini ne kadar suistimal edeceklerini siz düşünün. Üniversite sayıları artırılsın, böylece her öğrenci bir bölümde rahatlıkla okuyabilir düşüncesi de bir ütopyadır. Eğitim sistemi hakkında gerçekleşme ihtimalleri olmayan hiçbir siyasi vaadi doğru bulmuyorum.