Egenomi

Güncelleme Tarihi:

Egenomi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2000 00:00

Ergül SATIÇ
Haberin Devamı

Antenlerin sonu geliyor

Türk Telekom Genel Müdürü hâlâ baz istasyonlarını savunurken Çevre ve Sağlık Bakanlıkları yasal düzenleme için nihayet kolları sıvadı

İÇİŞLERİ, Sağlık, Çevre, Milli Eğitim ve Ulaştırma Bakanlıkları, sonunda cep telefonları yer istasyonlarının sağlığa zararlı olduğu konusunda görüş birliğine vardı. Artık önlemlerin de geleceğini umuyoruz.

ANCAK geçen hafta gazetelerde bir beyanat vardı ki evlere şenlik. Dudak uçuklatacak türden.

TÜRK Telekom Genel Müdürü İbrahim Hakkı Alptürk, GSM şirketlerinin avukatlığını üstlenmiş gibi hararetle savunuyor. Söyledikleri de çok ilginç...

‘‘BAZ istasyonu kampanyaları, mevcut iki GSM şirketinin, sisteme yeni girecek iki GSM işletmecisinin girmemesi için yaptığı bir savaştır...’’

OKUDUĞUMDA gözlerime inanamadım. Alptürk'ün gözünü baz bürümüş ve ağzından adeta inciler dökülüyor.

‘‘SÖKÜLEN her baz istasyonu, yarın sökenin cep telefınunun çalışmamasına neden olacak...’’

‘‘BAZ istasyonlar kanser yapsa, Türk Telekom'un o bölümlerinde çalışan personelin tümü kanser olurdu, çünkü elektromanyetik dalganın içinde yaşıyorlar...’’

Ve daha nice vecizler.

BEN, Sayın Genel Müdür'e de geçen haftalarda adından sözettiğimiz raporları okumalarını tavsiye ediyorum. Temin etmesi zor değil. Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'ne başvurması yeterli. Bilime ve bilimadamlarının objektifliğine inanıyorsa tabii.

BAZ istasyonlarının bugünkü durumuna gelince; İl Çevre Müdür Yardımcısı Mehmet Özdilek cep telefonu firmalarından İzmir'deki baz istasyonlarının yeri konusunda bilgi istemiş. Şimdilik yanıt yok.

MÜDÜRLÜĞÜN gelen şikayetlerden yaptığı tespit ise 66 nokta olduğu yolunda...

‘‘ARAMA ve tespit çalışmalarımız devam ediyor. Şikayet olan istasyonlar için yasal yollara başvuracağız...’’ diyor.

BELEDİYELERİN verilerine göre de 90'ı Konak'ta olmak üzere İzmir'de 159 baz istasyonu bulunuyor. Yani 159 tehlikeli nokta.

BU arada iki müjdeli haber vermek istiyorum. Göreve geldiğinden beri popülaritesi hiç eksilmeyen Sağlık Bakanı Osman Durmuş, baz istasyonlar konusunda gerekli yasal düzenlemeyi yapmaya çalıştıklarını müjdeliyor. Yeni bir yönetmelik hazırlığı başlatıldığını söylerken, daha da ileri gidip, carrah olduğu dönemde birkaç kez iş önlüğünün cebinde cep telefonuyla ameliyathaneye girmek zorunda kaldığını, kalp ritminin birdenbire bozulduğunu farkettiğini söylüyor ve ekliyor, ‘‘O zamandan beri cep telefonu taşımıyorum.’’

BİR müjde de Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'den.

RADYASYON yayan baz istasyonlarının kaldırılacağını açıklıyor. Gerekli ölçüm cihazının siparişi verilmiş. Aletlerin yurtdışından gelmesinden hemen sonra ölçümlere başlanacak, ‘‘Bu uygulamadan zarar görenler olabilir, ancak biz en sağlıklı çözümü bulmak zorundayız’’ diyor.

Umarız bu söylenenler hayata geçirilir...

Academic Tur’a ait

TEMMUZ başında Academic Tur'la Karadeniz seyahatine çıkan 40 İzmirli'nin Trabzon'un Akçaabat İlçesi'nde başına gelenleri anlatmıştık. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Genel Başkanı Başaran Ulusoy, geçen gün bir faks gönderdi. Geziyi organize eden Academic Tur'la ilgili gerekli hukuki işlemleri başlattıklarını bildiren Ulusoy, gelişmeleri ayrıca bildireceğini söylüyor. TÜRSAB'a duyarlılığı için teşekkür ediyoruz.

Devletten kopan saltanat kayığında

TRABZON'da yaşanan turizm skandalı, baz istasyonları derken, birkaç hafta üstüste ele aldığımız yeminli mali müşavir konusuna ara vermek zorunda kaldık.

OYSA benim o konuda söyleyeceklerim bitmemişti. Hepsini yazıp bu sıcak yaz gününde keyifleri kaçırmaya niyetim yok, ama kendimi değinmek istediğim bir noktayı rötarlı da olsa yazmak zorunda hissediyorum. Çünkü ortada ciddi bir çarpıklık var ve bunu dile getirmezsem rahat edemem.

MALİYE Bakanlığı'nda, defterdarlıkta çalışan bir uzman, emekli olduğu veya istifasını verdiği günün ertesinde bir yeminli büro açıyor.

ÇEVRENİZE bakın, herkesin böyle bir örneği oluşturan tanıdığı kesinlikle vardır. Ne oluyor, bir gün öncesine kadar devlet adına denetimini yaptığı adam için, bu kez mührü eline alıyor.

BU yozlaşmaya son derece açık bir konu. Nitekim yeminli mali müşavirlerin sayıları hayli kalabalık olan bir bölümünün ‘‘saltanat kayığı’’ içinde yüzer gibi yaşadığına şahit oluyoruz.

ÇÜNKÜ masanın devlet tarafından kalkıp, özel sektör tarafına oturanı kimse tutamıyor, bir anda ‘‘Yürü ya kulum’’ oluveriyor. Kimse alınmasın, işaret ettiklerim kendilerini iyi tanıyor.

AMA, Tanrı aşkına ben bilmiyorum, bilen söylesin. Devlet adına çalışıp da maaşını özel sektörden alan bir meslek grubu Türkiye dışında dünyanın neresinde var?

GÜNÜN SÖZÜ:

YA KENDİ GELECEĞİMİZİ YARATACAĞIZ YA DA BAŞKALARININ YARATTIĞI BİR GELECEKTE SAVRULACAĞIZ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!