Ege’nin varlıkları

Slovakya Cumhuriyeti yakın tarihinde hatırlatmak istediğim iki önemli dönüm noktası vardır. Bunlardan birincisi, 1989 yılında "Kadife Devrim" diye adlandırılan süreç sonunda Çek Cumhuriyeti ile yollarının ayrılması, sınırlarının çizilmesi ve Slovakya Cumhuriyeti’nin ilan edilmesidir. İkincisi ve bizi de yakından ilgilendireni ise 2004 yılı, 1 Mayıs tarihinde Avrupa Birliği tam üyeliğine geçiştir. Bir ülke tarihi için çok hızlı ve ardı ardına gelen bu büyük değişimler arasına, Slovakya bir de NATO ve OECD üyeliklerini de sığdırdı. Slovakya’da bugün itibari ile temelleri sağlam atılmış bir devlet ve hızla büyüyen bir ekonomi görüyoruz. Bütün bu değişimler sonucu normaldir ki, halk ekonomik ve sosyal zorluklara katlanmaktadır. Geçmiş politik rejimden gelen alışkanlıklardan hızla arınmakta ve şiddeti her geçen gün artan küresel rekabet ile mücadele vermektedir.

GÖSTERGELER OLUMLU

Slovakya ile ilgili göstergelere kısaca bir göz atacak olursak;

Nüfus 5.4 milyon, yıllık büyüme son 5 yıl ortalaması yüzde 5.3 ve düzenli, enflasyon 2003 yılında yüzde 8.5’tan 2007’de yüzde 2.2 ’ye geriledi. İşsizlik 2002 yılında yüzde 17’lerden, düzenli bir şekilde 2007 yılında yüzde 10’a geriledi. İhracat rakamları hızlı bir artış göstermekte ve 2007 yılında ilk on ayda 36 Milyar EURO’yu geçti. Az bir nüfus ve Avrupa Birliği üyeliği ile bunları yapmak kolay diye düşünenleriniz olduğunu tahmin edebiliyorum, ancak unutmayalım, aynı hatta daha ileri imkanlara sahip ülkeler var ki; bu süre içerisinde benzer başarıdan çok uzak kaldılar, kalıyorlar.

KREDİ NOTU EN İYİ

Rakamların ifade ettiği birçok gerçek var; 2000 yılında yapılan makro kalkınma planının, istikrarlı bir şekilde uygulanması, ekonomik verilerden de anlaşıldığı gibi ülke ekonomisine düzenli bir iyileşmeyi getirmiştir. Bu iyileşmeyi gören kredi derecelendirme kurumları Slovakya’yı Orta Avrupa’da en iyi kredi notuna sahip ülke yapmışlardır. ( S&P: A ; Moody’s: A2 ; Fitch IB CA: A )Buna bağlı, iyileşen kredi notları, ülkeye yabancı sermaye girişini hızlandırmaktadır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları son 5 yıl toplamında 12 Milyar Dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Rakamlarla ilgili bilgileri fazla uzatmadan bazı fikirlerimi sizlerle paylaşmak ve bizleri ilgilendiren konulara kısa da olsa değinmek istiyorum.

MAKRO PLAN BAŞARILI

Son sekiz yılda, Slovakya’da düzenli ve istikrarlı bir makro planın uygulanmasının ülkeyi refaha ve kalkınmaya nasıl taşıdığına tanık oluyoruz. Slovakya’daki bu olumlu değişimi destekleyen, hızlandıran ve devam ettiren ana sermayenin "Eğitilmiş İnsan Gücü" olduğunu belirtmek istiyorum. Slovakya bu başarıyı yakalamak için sahip olduğu en zengin kaynağı yani "Eğitimli İş Gücü" nü tüm alanlarda kullanmayı ilke edindi ve sadece ekonomik alanda değil, sosyal ve kültürel alanlarda, ülke yönetiminde, iyi eğitim almış Slovak nüfusu, ülkesini 17 yıllık kısa tarihinde, Avrupa’nın en rekabetçi ekonomilerinden biri haline getirmeye başardı. Kendi bölgemize ( Ege Bölgesi ) baktığımızda okullarımız, üniversitelerimiz, akademik kadrolarımız, eğitim veren kurumlarımız dünyada örnek gösterilen ve eksiksiz durumda. Bu konuda, farklı düşünenlere çok örnek verebilirim.

EĞİTİMLİ İNSANLAR

Bölgemizdeki Sivil Toplum Örgütlenmesine ve temel altyapıyı oluşturan kurumlara baktığımızda yine düşman çatlatan bir varlığa ve değerlere sahibiz. Yatırımcıya sunulan imkánlar, satın alma gücümüz, kültürel zenginliğimiz ve çok uzun tarihimizden gelen üstün insanlık değerlerimiz, bizleri ve ülkemizi dünyada öne çıkaran varlıklarımız. Slovakya örneğinde de olduğu gibi, bizim de ancak eğitime ve eğitilmiş insanlara hak ettiği değeri vererek, en üst ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişlik seviyesine ulaşabileceğimize inanıyorum.

Konuk Yazar

Selçuk BOROVALI