Güncelleme Tarihi:
ORHAN Veli'nin ünlü şiiridir anımsarsınız:
Beni bu güzel havalar mahvetti
Böyle havada istifa ettim
Evkaf'taki memuriyetimden
Tütüne böyle havalarda alıştım
Böyle havada aşık oldum
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unutttum
Şiir yazma hastalığım
Böyle havalarda nüksetti
Beni bu güzel havalar mahvetti
BEN böyle güzel havalar yüzünden işinizden olun, tütüne alışın, eve tuzla ekmek götürmeyi unutun demiyorum. Ancak olanağınız ve vaktiniz varsa, böyle güzel bir havada, cumartesi günü Salihli'ye kadar bir uzanın. Çünkü o gün Salihli'de Ege'de sanat ve şiirin Oscar törenine dönüşen bir etkinlik var: Şiir İkindileri. Bir ara kesintiye uğrasa da, ülkemizin ünlü ozanlarını, Ege'nin şiirseverlerini tam 22 kez buluşturmuş, şiir tadında günler, saatler yaşatmış bir etkinlik. Salihli Belediye Başkanı Zafer Keskiner'in sanatseverlere armağanı olan Şiir İkindileri'nin bu yılki içeriği de oldukça zengin.
BELEDİYE Şehir Tiyatrosu Salonu'nda gerçekleşecek etkinlikte geçen yıl kaybettiğimiz şair Erdoğan Çokduru anılacak. Etkinlik kapsamında dağıtılan ‘‘Dionysos Şiir Ödülü'' bu yıl Nedret Gürcan ve Şükran Kurdakul'a verilecek. Şiir İkindileri'ne katılanlar Nail Uygur'un fotoğraf, Güler Erdur'un ‘‘Şairlerin El Yazılarıyla Şiirleri'' sergilerini görme, İzmir Devlet Opera ve Balesi Sanatçısı Yunus Kırılmış'ın da sesini dinleme olanağı bulacak. Onun için diyorum ki: Ege'ye bahar gelmiş, havalar çok güzel. Böyle güzel havalarda evkaftaki işinizden olmayın, tütüne de alışmayın ama, bu cumartesi Salihli'ye kadar bir uzanıp, şiirle baharın birleştiği eşsiz bir günün keyfini yaşayın.
FETHİYE'DEN ÇAĞRI VAR
Bu köşeye çok sayıda mektup geliyor, hepsini dikkatle okuyorum. Bunlardan birini de geçtiğimiz günlerde, Fethiye'de oturan bir şiir dostundan, Coşkun Karabulut'tan aldım. Sağolsun iki de şiir kitabını göndermiş. Burada -şimdilik kaydıyla- şiirlerinden, değil, örnek bir çabasından söz edeceğim. Sayın Karabulut İnternette ‘‘şiir diye diye'' bir grup kurmuş. Şiirseverleri buraya davet ediyor. Şiir anlayışlarına yakın şairlerle bu sitede buluşmak istiyor. Adresi şöyle: http://groups.icq.com/Art/groups.asp?no=1516122
Sayın Karabulut şiirlerinizi bu sayfada bekliyor. Benden söylemesi diyorum ve Karabulut'a ayrıca teşekkür ediyorum. Niye derseniz: Eskiden Fethiye denince, aklıma sadece turizm ve turfanda ürün gelirdi. Şimdi Fethiye adı bende, öncelikle şiiri çağrıştıracak.
T.K.
KORKU
Acı bir fren sesi duymayayım korkuyorum
Sen akşamları geç çıkıyorsun, yorgun oluyorsun.
Kar sulu sepkene çevirmesin korkuyorum
Sen bir defa zatürre geçirmiştin, koşamıyorsun.
Her cumartesi pazar o aşağılık rejisörler, prodüktörler
Seni bir yerlere götüremiyorum.
Beni vitrinlere doğru çekme, biliyorsun
O çocuk arabaları, resimler, bebekler.
Her akşam kapının zili üstünde elim
Çalsam çalmasam
Dün böyleydi, evvelki gün böyle, daha önce böyle
Ne var ki sen durmadan
En ucuz en cana yakın basmalardan
Örtüler, perdeler biçiyorsun
Saksıdaki toprak senin, gül senin
Sonra sabahları bir kalkışın, bir işe gidişin var ki
Direnme bu, umutlanma bu, aşk bu diyorum
Bir şeyden korkmuyorum
Berin TAŞAN
GÜLÜM
Gözlerindeki ışıltı hiç sönmesin
Seni mutlu görmek yeter bana Gülüm.
Aşkımızın heyecanı hiç dinmesin
Sevgin can katar, cana Gülüm.
Sen mutluysan ben de mutluyum
Ömür boyu böyle kalalım Gülüm.
Canda mutluyum, tende mutluyum
Hep böyle mutlulukla dolalım Gülüm.
Dilerim Allah'tan ayırmasın beni senden
Beraber yaşayalım, birlikte ölelim Gülüm.
Ben dal, sen çiçek, kimse koparmasın seni benden
Beraber açalım, beraber solalım Gülüm.
Mustafa KUNDURACI
ARKADAŞ
Sev sevgili...
Kalpten kalbe giden yol varsa
İç badeyi şarap sirke olmuyorsa
Sev onu sevgine layık olursa
Sevme onu daldan dala konarsa
Koy kalbine gün gelir
Azat olup çıkmazsa
Seninle kabire razıysa
Sev onu hiç düşünme arkadaş.
Naşide ÜLKER
ÇOCUK
Sen doğduğun gün çocuk
Bütün yıldızlar yere iner
Öfke biter, kin söner...
Sen gelişinle umut olursun
Heves olursun, haz olursun
Süt kokan pembe beyaz teninle
Sokulursun sineme
Isıtırsın yüreğimi
O kutsal ve erişilmez sevginle...
Sıcaklığını hissettikçe ben
Tüm korkularım sona erer
İlk adımlarınla umutlarım coşar
Sevgin yüreklerden taşar
Hayatın anlamı olursun...
Kuşların kanatları özgürlüğü
Bulutlar coşkuyu anlatır sana
Elinden alınırsa oyuncağın
Çaresiz arkasından bakarsın
Karlar üzerine terkedilirsen
Belki de soğuktan donarsın
Bir lokma ekmeği bulamazsan
aç kalırsın...
Gülümseyerek bakarsan
acımasız silahlara
Hedef olmaktan kurtulamazsın
Dünyanın acımasızlığı ile
karşılaştığında
Sen kahrolursun
O zaman, gerçekten ağlarsın
Dinle! Sevgili çocuk
Belki de zor olacak önündeki yolculuk
Sen, dünyaya gelirken
Sana kimse sormasa da
Yine de herşeye rağmen
Ne olursun! Sakın ağlama
Bana hep, gülen gözlerinle bak
Haftanın şiiri
KİM YOK OLUYOR
Bir savaş bu,
Sen özgürlük bahçelerinin arsız tohumu
Ellerinde, silah demetleri.
Kokusu biraz kurşun dumanı,
biraz da bir ananın yanan ağıdı.
Bir savaş bu,
Ben bağrımdaki hançerle savaşırken
Kanlarım, yar yaralarından daha da kanlı
Kırmızı, biraz gül kurusu
Biraz da, sevgilinin işlediği bir mendil dokusu.
Bir savaş bu,
Belki binlerce insan ölmüyor ama,
Çatışmalar, yürek çatışması,
Namlular cömert, fakat biraz titrek,
Biraz da ürkek. Hedef:ihanet.
Bir savaş bu,
Dedim ya, çok insan ölmüyor belki.
İki insan birbirini yok ediyor,
Varoluşlar biraz asi,
Biraz da kendini tüketiyor aşk, kendini.
Hüseyin ÖZER
MEKTUP
Dün gece gördüm Onu düşümde
Pişmanlık vardı görünüşünde
Kayıtsızlığıma üzülmüşüm de
Oturmuş bana mektup yazıyordu.
Baktım ki sıradan kelimelerin
Duygudan arınmış ifadelerin
yanlış anlaşılma gibi endişelerin
Soğukluğu satırlara sızıyordu.
Sanırım korku vardı, azarım diye
Ne kadar su varsa çözerim diye
Kandırır diyar diyar gezerim diye
Kalbinin yazdığını, kalemi bozuyordu.
Nice kağıtlar yırtıldı bu gelgitlerde
Binbir kırıldı yine, ümitler bende.
Dışardan farkedilmez, lakin içerde
Huzurun tarifsiz özlemi geziyordu.
Velhasıl, rüyada bile sevindirmeden
Hatırlış, gönülmüş pek dinlemeden
Kimbilir belki de hiç istemeden
Sevgimin mezarını eliyle kazıyordu.
Reşit ÇAĞIN