Güncelleme Tarihi:
HÜRRİYET Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, İzmir Ticaret Borsası’nın 120’nci yılı kutlamaları çerçevesinde, Swissotel Grand Efes’teki söyleşiye katıldı. Sabancı, konuşmasına İzmir’de “e-kapıcı” adıyla internet sitesi kuran iki girişimci genç Deniz Çırpan ve Atilla Altay’ın fotoğrafı eşliğinde başladı, şunları söyledi:
e-kapıcı modeli
“Onlar Türkiye’nin ilk e-kapıcı modelini bulan genç girişimciler. Türkiye’de kapıcılar yaratıcı ve girişimci insanlardır. Bundan önce buldukları en yaratıcı modellerden biri, iple dairelere servis yapmaktı. Genç kuşaklar şimdi bir dönemi kapatıyor. Yaptıkları iş çok basit. İpi kaldırıyorlar, ‘cordless’ dönemini açıyorlar. Sadece iki motosikletleri, iki laptop, iki de cep telefonları var. Müthiş yaratıcı bir sistem.”
Facebook’u anlatan Network filminden bir sahneyi de hatırlatan Sabancı, “Sean Parker’ı oynayan Justin Timberlake, Fecebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’e ne tavsiye ediyordu; ‘The Facebook’ kelimesinin başındaki ‘The’ takısını atmasını, ‘Just Facebook. It’s cool.’ Bu iki genç adam da kapıcılara aynı tavsiyede bulunuyor; Sepetin ipini atın. Just cordless. It’s cool” dedi.
Bu düzenin aktörüyüz
Kitle iletişiminin, gazetenin yanı sıra “medya” kavramıyla tarif edilmesi ile “yeni medya düzeninden” de söz edildiğine dikkat çeken Doğan Sabancı, şöyle konuştu:
“Bu yeni düzende her geçen gün, ‘Eskiyi çöp tenekesine atın. Yeni bir şeyler var’ anlayışı hakim oluyor. Nedir bu yeni düzen? İzmir’in yeni kapıcıları gazeteci değiller. Televizyoncu veya radyocu da değiller. Film çekmiyorlar. Ama onlar da bu yeni medya düzeninin parçası durumundalar. Çünkü kullandıkları araç, yeni medya düzeninin alt yapısıdır. Çünkü hepimiz bu ortak otoyolu kullanıyoruz. İnternet denilen devasa ana caddelerde geziniyoruz. İşte bu durum, çağımız yeni medya düzeninin birinci gerçeğini anlatıyor: Hepimiz bu yeni düzenin birer aktörüyüz.”
Avrupa krizinden umarım o kadar etkilenmeyeceğiz
Vuslat Doğan Sabancı, söyleşi sonunda da gazetecilerin sorularını yanıtladı, 2012’de kaygıları konusunda şöyle dedi:
“Türkiye’nin, yanıbaşındaki Avrupa gibi kriz geçirmeyeceğine inanıyorum. Ama yanıbaşımızda Avrupa’da bir kriz var. Bundan etkilenebilir ama umarım ki o kadar etkilenmeyeceğiz. Çünkü Türkiye’nin sistemi çok sağlam. Bankacılık sistemi 10 yıl evvel ciddi bir düzenlemeye girdi. 2008 yılında da sayın başbakan ‘teğet geçecek’ dedi. ‘Olur mu olmaz mı’ dedik. O kadar da hissetmedik. Umuyorum ki bu sağlam altyapıyla Türkiye bu dönemi diğer ülkelerden daha rahat bir şekilde geçirir.”
Doğan Sabancı, tutuklu gazetecilerle ilgili bir soru sorulması üzerine, bu kadar uzun tutukluluk sürecinin tüm Türkiye’yi üzdüğünü, davaların bir an önce görülmesi gerektiğini belirterek, “Demokraside doğru olan da budur” dedi.
Okur manşet belirliyor
Dünyanın artık manşeti koyan gazetecilerle onu okuyan okurlar gibi tek yönlü ve basit bir ilişkiden ibaret olmadığını vurgulayan Sabancı, şunları söyledi:
“Hürriyet’in okurları, izleyicileri, her gün bu dünyanın kapısından içeri girerken, biz de onların kapısından, onların dünyasına giriyoruz. Bu dünya artık sadece manşeti koyan gazeteciler, onu okuyan okurlar gibi tek yönlü ve basit bir ilişkiden ibaret değil. Bugün Hürriyet web sitesinin manşetlerini sadece gazeteciler atmıyor. Bir yandan okurlar attıkları mesajlar, sosyal medyada oluşturdukları haberlerle, gündemin oluşmasına katkıda bulunuyorlar. En az bunun kadar önemli bir başka etkileri de, ‘haber okuma eylemini’ manşet belirleyici hale dönüştürmeleridir. Hürriyet internet sitesinin haber hiyerarşisini, okurların ilgisi belirliyor. Çünkü ancak, okurların ilgi duyduğu haberler sayfanın tepelerine çıkabiliyor ve orada yerini koruyabiliyor.”
Medya mesajın kendisidir
Kanadalı bilimadamı Mc Luhan’ın medya kelimesini tedavüle sokarken “Medya mesajın kendisidir” tezini de öne sürdüğünü hatırlatan Vuslat Doğan Sabancı, o günlerde dijital devrimin henüz kurumsallaşmamasından kaynaklı bu sözlerin ne anlama geldiğini anlayan insan sayısının çok az olduğunu belirterek, “Aradan geçen yarım asır bize bu basit cümlenin, aslında mc2 (E=mc2, fizikte kütle-enerji eşitliğinin temel formülüdür) kadar önemli bir formül olduğunu gösterdi. Evet, yeni medya yeni bir mesajdı. Yeni bir hayat tarzıydı. Yepyeni ilişkiler döneminin açılışıydı” diye konuştu. Yeni medya düzeniyle birlikte bireylerin de tüketici olmanın yanı sıra küresel sistemin üreticisi, paydaşı ve ortağı olduğunu söyleyen Sabancı, hiç kimsenin dünyadaki gelir dağılımındaki çarpıklığa karşı duyarsız kalamadığını, şirketlerin sosyal sorumluluk projelerine daha fazla ağırlık verdiğini kaydetti, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hürriyet bundan 15 yıl öncesine kadar sadece bir gazetenin adıydı. Güçlü bir markaydı. Gazete denilince ilk akla gelen markaydı. Hürriyet dendiği zaman akla gelen tek şey, her gün evimize giren 20-30-40 sayfadan ibaret basılı bir mevkuteydi. 15 yıl önce bu markanın tamamını oluşturan o basılı ürün, bugün Hürriyet dünyasının sadece bir bölümünü oluşturuyor. O kelimenin arkasında bugün devasa bir hizmetler ve ilişkiler sistemi yatıyor. Hürriyet bugün, 24 saat boyunca, her gün 5 milyon insana dokunuyor. Ve bu 5 milyon insanın, sadece 1.5-2 milyonuna klasik gazete ile dokunuyor.”
Selvi Boylum Al Yazmalım
Bu yeni ilişki biçiminin yeni medya düzeninin dilini de belirlediğini söyleyen Vuslat Doğan Sabancı, okur, müşteri, kullanıcı gibi kavramların yetersiz kaldığını, “Hürriyet dünyasının yeni insanlarına” yeni bir kavram bulmak gerektiğini dile getirdi. Yeni medyanın birçok insan davranışını değiştirmesine rağmen insana ait birçok duygunun da buna direndiğini anlatan Sabancı, örnek olarak “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminin 30 yıldır tüm Türkiye’yi etkilemesini gösterdi. Sabancı, sözlerini “Yeni medya düzeni o insani duygularımızı yıkmadı. Hatta tam aksine onları daha paylaşır hale getirdi. Sözlerimi Sean Parker’ın o cümlesini değiştirerek tamamlıyorum. Just touch.. It’s cool. Dünyaya daha çok dokunalım. Bu çok daha güzel. Çünkü dokundukça, o da size dokunacak, ilgisiz kalamayacaksınız” diyerek sonlandırdı.
O yürekli kadın bizimle
Borsa Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de, bundan iki yıl önce Sudan’da pantolon giydiği için kırbaç cezasına çarptırılan ve biri gazeteci Lübna Hüseyin olan iki kadına ait haberi hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Dünya bu saçmalığa sessiz kalırken vicdan sahibi bir kadın medya patronu, Lübna Hüseyin’e destek olmak için tek başına Sudan’a gitti. İnsanlık ayıbına isyan etti. O yürekli kadın bugün bizimle. Sadece Hürriyet’i başarıyla yönettiği için değil, aynı zamanda bir kadın, bir anne olarak gösterdiği yüksek duyarlılık için teşekkür ediyorum. Kadına şiddetten depreme, Türkiye’nin ne kadar ortak acısı varsa, düzenlenen her destek ve yardım kampanyasının merkezinde Hürriyet var.”
Borsa’nın 120’nci yılını kutlamanın gururunu yaşadıklarını da vurgulayan Kestelli, Türkiye’nin 2023 hedeflerine kuruluş olarak da büyük katkı koyacaklarını belirtti.