Güncelleme Tarihi:
Doğanın değerini yakıcı sıcaklarla bir kez daha farkettik. Evrensel kirlenme bu hızla sürerse, dünyanın ateş topuna döneceği kehanet değil, bilimsel gerçek olarak önümüzde duruyor.
GELECEĞE dair tek kesin şey ölüm. İnsanoğlu, bu gerçeğe rağmen doğadan hoyratça yararlanma ihtirasının peşinden ayrılmıyor. Had safhaya ulaşan atmosferdeki kirlilik, dünyanın tavanından yeryüzüne dayanılmaz sıcak olarak dönüyor. Asrın sıcağı can alıyor. Gelecek, bugünden daha fazla sıcak olacak. Bu bir gerçek.
AĞAÇLAR tükendikçe, tepemizdeki güneş tekeri sanki biraz daha büyüyor. Dünya kavruluyor. Teknoloji, nüfus artışı ve düzensiz kentleşmenin ortak zaferiyle (!) oluşan ekolojik bozulmanın zararları bununla kalmayacak. Ağaçsızlanma, oksijen ve ozon dengesinin bozulmasıyla meydana gelen küresel ısınma kıyamet alameti. Bu kehanet değil, gerçek. Hem de ölüm kadar.
ATMOSFER, artık insanoğlunun yükünü çekemeyecek kadar dengeyi yitirdi. Dünya, ateşten bir topa dönüşüyor. Tek çare, teknolojiyi çevreye zarar vermeyecek ölçüde düzenlemek, kaybedilen ağaçların geri kazanımıyla atmosferdeki dengeyi sağlamaktır. Ne kadar gerçekleşebilirse... Başka da çaresi yok.
Gelecek daha sıcak
KÜRESEL ısınmanın birçok nedeni var. Normal canlıların etki alanı dışında kalması mümkün olmayan sıcağın, bugünden yarına atlatılabilecek bir tehlike olmadığı artık biliniyor. Dünyanın, teknolojinin hakimiyetinde kirlendiği, bu evrensel sorundan herkesin pay olacağı son 30 yılın gündeminden düşmedi. İşte o an gelip çattı.
BİLİMADAMLARI, ‘‘Ozon delindi’’ pratik ifadesiyle tepemizdeki tehlikeyi gösterdi. Bu tehditten sadece çevreyi sevenler alındı. Teknolojiyi kötü kullanma alışkanlığından vazgeçmeyenler, ekonomik kazancın sağladığı lüksü yaşadı. Bunların çoğu ömürlerinin ikinci yarısında ve ekonomik varlıkla elde ettikleri mutluluğu elden kolay çıkarmak istemedi.
ÖZETLE asrın sıcağı, insanoğlunun doğaya ettiklerinin geri dönüşümü. Kıtalara göre doğal orman örtüsü yüzde 1'e düştü. Türkiye'de sıfır. Dünyayı oksijen dengesini bozan faktörler kuşattı.
BUGÜNE kadar atmosfere salınan kirlilik dünyayı bu hale getirdi. Aynı hızla kirlenmeye devam ederse; gelecek bugünden daha sıcak olacak. Dünya artık daha sıcak dönüyor. Bu hızla gelecekte ateş topuna dönüşecek. Bunu bilmek de kehanet değil, bilimin gösterdiği gerçek.
Dünyanın termometresi
DÜNYA ekonomisinin giderek büyümesi ve fosil yakıtlarının artması karbondioksit emisyon miktarını artırıyor. Buna bağlı olarak sera gazı salınımları ve bunun neden olduğu ısınma tehlikesi ciddi önlemler alınmazsa 2100'e kadar artarak sürecek. En yüksek sıcaklık artışı kutuplarda, en düşük artış ise ekvatorda bekleniyor. Kutuplardaki artış 6 dereceden fazla, ekvatorda 4 dereceden fazla düşüş bekleniyor.
ENERJİ santralları 2050'ye kadar ağırlıklı olarak fosil yakıtları kullanmaya devam edecek. Bu da dünyanın ısınmasını ve iklimlerin alabora olmasına yolaçan karbon emisyonunda artışa neden olacak.
DÜNYA büyük bir telaş içinde. Bitkilendirme gibi yöntemler kullanıyor. Bitki büyürken yapraklarındaki fotosentez fabrikalarının güneş enerjisiyle karbondioksidi parçalayarak karbonundan yaprak, dal yapması ve ayrıştırdığı oksijeni insanoğluna sunması giderek önem kazanıyor.
20 yıllık kábus
ABD Çevre Koruma Kurumu'na (EPA) göre, küresel ısınmaların önemli nedenlerinden biri de, arabaların egzoz dumanını büyük ölçüde azaltan bir keşif olarak kullanılan katalitik dönüşümcüler. 20 yıldır hava kirliliğinin azalmasına katkıda bulunuyordu.
Deniz, güneş ve ağaç
TURİZMİN sihirli formülü gibi üç kelime peşpeşe eklendi yıllarca. Deniz, güneş ve kum. Oysa denizin serinliğinden çıkıp, güneşin yakıcı yüzüyle karşılaşanlar hep sığınacak bir ağaç gölgesi aradı. Yine kaybederken anladık ağacın deniz ve kumdan daha değerli olduğunu. Mavi denizi kuşatan kızıl alevlerin yuttuğu yeşil örtü hatıra da bırakmadı geri.
AĞAÇ da olsa, kendini koruyana borcunu serin gölgesiyle ödüllendiriyor. Bodrum Kadıkale Tatil Köyü'nün plajındaki bu 200 yıllık ılgın ağacı, bunaltıcı sıcaklardan altına sığınanları cömertçe serinletiyor. Hangi ülkeye mensup olduğuna da bakmıyor. Toprakananın verdiklerini o da esirgemiyor. Hem de miniklere öğüt verir gibi kollarına alıyor.