Güncelleme Tarihi:
ÇOCUKLUĞUMUN en güzel anılarını süsler. Yazın geldiğini onun yanık, ‘‘Çikolata, limon, kaymak’’ diye bağıran sesinden anlardık. Elbisesi, önlüğü, şapkası ve arabasıyla, koyu tenine tezat bembeyazdı.
İSMİNİ bilmiyorum ama ona ‘‘Dondurmacı Arap Amca’’ derdik. İlk seferini akşam üzeri yapardı. Hemen çevresini sarar, minik külahlarda vereceği 25 kuruşluk dondurmaları beklerdik. En küçüklerimizi bile kırmaz, sarı metal dondurma kaşığının burnuyla külaha bir lokma koyar, para almazdı. İkinci geçişi saat 21.00’den sonraydı.
O saatte herkes yemeğini yemiş, doyum olmaz kapı önü sohbetlerine oturmuş olurdu. Arap Amca, bu kez büyük külahlara anne babalara dondurma doldururdu.
BEYAZ bir tepsiye koyar, kapıya kadar getirirdi. Kim kaymaklı, kim çikolatalı, kim meyveli yer bilirdi. Gece dondurma yemenin bedeli vardı. Uslu çocuk olmak...
ARAP Amca’nın sesini duyup, minik külahlarımıza kavuşana kadar dünyanın en uslu çocukları olurduk. Onun dondurmasının tadını hiç unutmadım. O yıllarda dondurma yemek için havanın ısınmasını beklemek gerekirdi. Gerçi özel günler için anneler imeceyle özel metal kaplarda bir iki gün uğraşıp dondurma yapardı, ama doyasıya dondurma yemek için uzun yıllar yazın gelmesini bekledik.
ŞİMDİ öyle mi ya? Yaz kış dondurma yemek mümkün. Tek zorluk, 25 - 30 çeşit arasından seçim yapmak. Bir bardak soğuk su içince boğazı şişenlerden olmadığım için, yaz kış dondurma yemenin keyfini çıkarıyorum. Bu arada yaz sıcaklarıyla başetmenin en iyi yolunun da bilinenin aksine çay içmek değil (bende aksi tesir yapıyor) dondurma yemek olduğuna inanıyorum.
SICAK ve yorucu bir günü Alsancak’ta MADO’da oturup, daha önce tatmadığım türleri deneyerek noktalamayı seviyorum. Kilo almayı da dert etmiyorum, çünkü MADO’da ‘‘Light’’ dondurma yiyorum. Son yılların bence en yararlı buluşu light dondurmanın tadını uzun yıllar diyabet hastası olan bir arkadaşımla çıkarıyorum.
DONDURMANIN tarihi çok eskilere dayanıyor. Mısır ve Asur kabartmalarında firavunun önüne konan meyvelerin arasında dondurmaya benzer yiyeceklerin bulunduğu görülmüş. Dondurmanın yazılı tarihi ise Roma İmparatoru Neron’a uzanıyor.
ROMALI tarihçiler imparatorun misafirlerine karla karıştırılmış meyve suları ikram ettiğini yazıyor. Sonraları bu karışıma bal ve süt de eklenmiş. Yine tarihçilere göre ilk sütlü dondurma İngiltere Sarayı’nda Kral Charles 1’in aşçısı tarafından yapılmış ve formülü çok gizli tutulmuş. En ilkel haliyle bile krallara layık bir yiyecek olan dondurma bugün teknolojinin nimetlerini en iyi şekilde kullanıyor.
DONDURMASI yapılmayan meyve neredeyse yok. Cevizlisi, fındıklısı, karamellisi, Hindistan cevizlisi ne isterseniz var. MADO’da dondurmayı tatlıyla da yiyebilirsiniz. Özel tatlı ve dondurma tabakları iştah açıyor, göz okşuyor. Ansiklopediler dondurmanın 100 gramında 200 kalori olduğunu yazıyor. Gelin Bohçası, Maraş Sarma, Fıstıklı Baklava ve dondurmayı bir arada yediğinizde bir haftalık kalori olma olasılığı olduğunu da hatırlatmam gerek. Tatlıyla dondurma yemeği seviyorsanız, tatlının da dondurmanın da light olanını seçebilirsiniz.
ÖZEL kaplar içinde evlere servis de yapan MADO’da sütlü tatlılar, çikolatalı ve meyveli milk shake’ler de var. Biz bir porsiyon karışık light dondurma ve bir çikolatalı milk shake için 2 milyon 250 bin lira ödedik.
TELEFON: 421 07 86