Güncelleme Tarihi:
Konferansı Kaymakam İnci Sezer Becel, Belediye Başkanı CHP’li Faik Tütüncüoğlu, Emniyet Müdürü Mahmut Muçlu ve 200’e yakın öğrenci ve öğretmen izledi. Çeşme’nin birinci derece deprem kuşağında olduğunu belirten Işıkara, şunları söyledi:
“Çeşme beşik gibi. Sabah akşam sallanıyorsunuz. Çeşme’nin yakın çevresinde 6’nın üzerinde, hele hele 5’in üzerinde çok deprem var. Dolayısıyla siz depremle beraber yaşıyorsunuz. Burada kaplıcalar, termal oteller var. Kaplıca dediğiniz zaman orada aktif fay var demektir. Fayın hareketi yeraltı sularını ısıtıyor, o sürtünmeden kaynaklı faydalı mineraller suya katıldığı için şifalı su oluyor. Aktif faylarla iç içe yaşıyorsunuz. Onun için de erken uyarı sisteminin pek bir faydası yok.”
İzmir ve tsunami
Deprem sonrasında özelikle açık denizlerde ve okyanuslarda tsunami olabildiğine de dikkat çeken Işıkara, şöyle konuştu:
“İzmir ve çevresinde tsunami olmaz. Deprem şiddetli lodoslarda olursa 2,5-3 metre dalgalar olur. Geçen yıl Japonya’da deprem sonrası tsunami olmuştu. Japonlar tsunami dalgasını 6 metre yüksekliğine göre hesap etmiş ve tsunami setini 6 metre yapmışlar. Eğer bunu 10 metre yapmış olsalardı, dalgalar o sete çarpıp gidecekti. 18 bin kişi hayatını kaybetmeyecekti.”
Bilim henüz çözemedi
Medyada, “Depremi ben önceden bilirim” diyenlere yer verildiğini dile getiren Işıkara, “Bunlara itibar etmemenizi istiyorum. Maalesef bilim bir depremin ne zaman olacağını çözemedi” dedi. Bazı öğrencileri sahneye çıkararak depremde doğru davranışı örnekleriyle anlatıp, uygulatan Işıkara’ya Çeşme enginarı, kavunu ve sakızlı kahveden oluşan hediye sepeti sunuldu. Konferans sonrası depremi tanıtan ve alınacak önlemleri gösteren bin kitapçık dağıtıldı.
Bilinç 1999’dan sonra oluştu
Işıkara, 1900-2010 arasındaki 110 yılda Türkiye ve yakın çevresinde 11 bin 332 deprem olduğunu, sadece büyüklüğü 4’ün üzerinde 9 bin 200 tane gerçekleştiğini belirtti. Türkiye’de deprem bilincinin 1999’daki faciadan sonra oturmaya başladığını kaydeden Işıkara, “Bu tarihten önce ülkemizde inanılmaz bir sorumsuzluk, umursamazlık söz konusu. (Alacağımız evin manzarası var mı? Çeşme Koyu’nu görüyor mu?) Hep bunları araştırmışız, ama hiçbir zaman (Aldığımız ev depreme dayanıklı mıdır?) sorusunu sormamışız” diye konuştu.