Güncelleme Tarihi:
Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından düzenlenen Mimarlık, Depremler ve Kentsel Dönüşüm Sempozyum ve Çalıştayı'nda akademisyenler ve uzmanlar bir araya geldi. Etkinlikte, depreme dayanıksız binaların yenilenmesi amacıyla başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin İzmir'de hangi kriterlere göre yapılması gerektiğinin tartışıldı. İl Afet ve Acil Durum Müdürü Faruk Üner 1999 yılında sonuçlandırılan İzmir Radius Projesi'ni hatırlattı. Olası deprem risklerinin belirlendiği projeden örnekler veren Üner İzmir'de 6.5 büyüklüğünde meydana gelebilecek bir depremde 19 bin 538 kişinin hayatını kaybedebileceğini, yaklaşık bir buçuk milyon kişinin ise açıkta kalabileceğini söyledi.
Afet durumlarında büyük önem taşıyan kesintisiz haberleşme sisteminde İzmir'in pek çok ilden daha şanslı olduğunu belirten Faruk Üner, “Eğer haberleşmede aksaklıklar yaşanırsa peşinen felce uğrarız. Türkiye'de büyük depremlerde telefonların kilitlenmesi ve cihazların devre dışı kalması nedeniyle çok büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Artık İzmir'de her ilçemizde bir uydu telefonu bulunmaktadır. Yine ilimizde özel afet frekanslarına sahip telsizlerimiz de mevcut. Ancak gönüllülere de çok ihtiyaç var. Gönüllü sayımızı artırmamız şart” dedi.
ÇOK KATLI BİNALARA DİKKAT
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ da kentsel dönüşüm sürecinde yerini alacak çok katlı binalara yönelik uyarılarda bulundu. Özellikle çok katlı binalar için daha güvenli deprem yükleri hesaplanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Akçığ şu bilgileri verdi:
“Eurocode ve Türk Deprem Yönetmeliği'nin sunduğu en uzun spektrum (yer değiştirme) değerleri bile İzmir için yetersizdir. Yani yönetmeliklerde bir bina için titreşim değeri ortama 0.9 saniye olarak belirlenmiş. Bu İzmir'de kötü zeminlerde 1.5 saniyeyi bulabiliyor. Mesela yeni kent merkezi dediğimiz Bayraklı'dan başlayarak Manavkuyu ve Alsancak'ı kapsayan alanlarda 150-200 metre yüksekliklerde binalara izin veriyorsunuz. O zaman bu zemini çok iyi tanımanız gerekiyor. Ben alüvyon zeminde yüksek katlı binalara karşıyım. Ancak yüksek katlı binalar illa ki yapılacaksa deprem parametrelerinin çok iyi hesaplanıp buna göre yapılması gerekmektedir. Bu binalar mümkün olduğu kadar kare şeklinde yapılmalı ve aralarında kesinlikle boşluklar bırakılmamalıdır.”
ORTAK FİKİR ŞART
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Topal ise kentsel dönüşüm sürecinde geliştirilecek programlarda üniversitelerin, odaların ve vatandaşların da yer alması gerektiğini söyledi. Topal, “Kentsel dönüşüm projelerinde şeffaflığın sağlanabilmesi için her kesimden katılım şart. Yurtdışında çok sayıda benzeri bulunan bir danışma kurulu İzmir'de de bulunmalı. Öte yandan yapılacak olan konutlarda bir engelli standardı, afet planlaması ve enerji verimliğine ilişkin bir standardın olması gerekmektedir” dedi.
İzmir Radius Projesi'ne göre kentte 6.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelirse 11 merkez ilçede; 195 bin 376 binanın hasar görebileceği veya yıkılacağı, 225 bin 990 binanın orta hasar, 283 bin 111 binanın hafif hasar görebileceği, en az 5 bin 862, en çok 19 bin 538 kişinin hayatını kaybedebileceği, en az 17 bin 586, en çok 58 bin 614 kişinin yaralanabileceği, 1 milyon 474 bin 785 kişinin açıkta kalabileceği tahmin ediliyor.
İzmir'in afet ve acil durum kapasitesi şöyle: 33 bin 307 yatak, 32 bin 178 kişiyi barındırabilecek resmi binalar, vatandaşlar için 218 ilk toplanma yeri, 33 çadır yeri, iş makineleri için 23 adet toplanma alanı, 3 enkaz yıkma dökme alanı.