Güncelleme Tarihi:
Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yılı kutlamaları öncesinde kente gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan programına, CHP'li Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ı makamında ziyaret ederek başladı. Basına kapalı yapılan bu ziyaretin ardından, eşi Emine Erdoğan'ın da eşlik ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan, yol üzerinde gördüğü satranç turnuvasına katılan çocuklara, satranç takımı hediye etti. Erdoğan, daha sonra da, Tıp Bayramı etkinlikleri çerçevesinde, Kolin Otel'de, yerli ve yabancı delegasyonlarla bir araya geldi. Buradaki 'Sıhhıye 1915, Zaferin Ab-ı Hayat Neferleri' toplantısında ilk olarak Çanakkale'de şehit düşen sağlık ordusu mensuplarına ithafen kısa film gösterimi yapıldı.
CUMHURBAŞKANINA KENDİ SESİNDEN ŞİİR, SÜRPRİZİ
Filmin sonunda ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın okuduğu, Mehmet Akif Ersoy'a ait 'Çanakkale Şehitleri' şiiri yer aldı. Film gösteriminin tamamlanmasıyla, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, konuştu. Daha sonra kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladı. Bu etkinliğin Çanakkale'de düzenlenmesinin son derece anlamlı olduğunu söyleyen Erdoğan şunları söyledi:
"Fedakarca görev yapan, şehit olan, yaralanan sıhhıye personeline millet olarak büyük minnet borcumuz var. Burada açılan sergideki 300 fotoğrafta vatan millet uğruna azim ve kararlığın bugünlere için ödenen, bedellere şahitlik ediyoruz. Bu fotoğraflarda, gördüğünüz fedakarlıklara, dramlara, kahramanlıklar üzerine inşa ettik bu vatanı. Bunun bir bedeli vardı. Bu bedeli atalarımız yaşadı. Bizler onların mirası üzerinde şu anda yaşamımızı sürdürüyoruz. Şehitlerin, ölüler olmadığını onlarının diri olduğuna inanıyoruz. Bu topraklar üzerindeki varlığı öncelikle Allahın bize nimeti sonra aziz şehitlerin bize mirasıdır. Toprakların kıymetini iyi bilmeliyiz. Altında yatan binlerce şehit var. Üzerinden geçilip gidilecek topraklar değildir. 100 yıl önce burada yaşanan destanı iyi anlamalıyız. Çanakkale'de imanın, bağımsızlığın ve bin yıllık medeniyet değerlerinin şaha kalktığı yerdir. Çelik ve barutun, iman azim karşısında diz çöküşünün sembolüdür. Vatanın milletin bekası için, gözlerini kırpmadan canlarını feda eden kahramanlarının destanıdır. Anadolu'dan, ortadoğuyu, kuzey farikaya kadar kökeni ne olursa olsun Mehmetçikler, bu aziz topraklarda gönüllerini buluşturmuş, birlikte şehadet mertebesine ulaşmışlardır. (Mehmet Akif Ersoyun şiirinden örnek okuduktan sonra) Bu dizeler işte burada ete kemiğe bürünmüştür. Kara toprağa giden o kınalı kuzular, 'Çanakkale geçilmez' sözlerini nakşetmişlerdir. Sadece askeri başarı değil, 200 yıldır sürekli küçümsenmiş bir milletinin tekrar küllerinden doğmasının destanıdır. Milletimizin bu azimi iyi anlamamız lazım. Onun için Çanakkale çok farklı, çok anlamlı.
12 yıl önce yılda Çanakkale'ye gelenlerin sayısı 250 bindi. Bugün 3 milyona çıktı. İnanıyorum ki, bu 18 Mart'ta çok daha yüksek bir rakama yükseklere çıkacak. Milyonlarca gencimizi buraları ziyaret edeceği gibi, dünyanın en ücra köşelerinden buraya gelip bu tabloyu yerinden takip edecekler. Geçmişimizden aldığımız her ders, geleceğimizi aydınlatır."
ESAD İLE İŞID'I ELEŞTİRDİ
Suriye'deki gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün Ortadoğu'da içinde bulunduğumuz çoğrafyada, çok zor günler geçiriyoruz. Kime ya da niye hizmet ettiği belli olmayan bir örgüt en kanlı cinayetleri işliyor. Kitapları, kütaphaneleri ve türbeler, bu örgüt tarafından camilerimizi tarihi yok ediliyor. Suriye'de eli kanlı bir terörist, kimyasal silahlarla, işkenceyle, zulümle iktidarını uzatmanın çabasında. 350 bin insan öldürülüyor. 6 milyon insan ülkelerini terk ediyor. Sadece bizim ülkemizde bize sığınanlarının sayısı 2 milyon. Koskaca Avrupa'da 250 bin insan var. Batı bu sesi duymuyor mu? Sadece bizim buralara geldikleri zaman, bizim yanımızda, 'siz ne büyük milletsiniz, 2.5 milyon insanı burada ağırlıyorsunuz' diyorlar.
3 KİŞİ KAÇINCA DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYORLAR
Paraya geldiği zaman hiç ellerini ceplerine atmıyorlar. Kendilerinden 3 kişi kaçtığı zaman dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Birbirine katıyorlar. Öte yandan başka yerlere milyonları aktarabiliyorlar. Bize verdikleri destek 150 milyon dolar. Onun için bu millet büyüktür. Onlar, ellerini uzatmasa da, biz yüreğimizden neyimiz var neyimiz yok ortaya koyuyoruz. Bu milletin farkı bu. Esed ve DEAŞ terör örgütü aynı sakat anlayışın, iki farlı tezahürü. Biz kendi içimize kapanıp kardeşlerimize sırt çevirmek bu aziz şehitlerin ruhunu rahatsız eder. Kimliğine, idelolojisine mezhebine ırkına bakmadan mağdura yardım etmek. Zalime karşı durmalıyız. Biz 'zulme rıza zulümdür' diyoruz. Bu inançla yolumuza devam ediyoruz. Mağdurun, mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Bize sığınan kardeşlerimize sahip çıkıyoruz. Kendi ülkelerinde şartlar normale dönmeden, bizde onlara diyoruz ki, ne zaman arzu ederseniz topraklarınıza o zaman dönebilirsiniz. Kimi zaman bazı çevreler, bizleri eleştiriyor. Somali'den, Filistin'den, Suriye'den bize ne diye? Ben bir çok kere bizi eleştirenleri Çanakkale'deki kabristanları ziyarete edin ve kabristandaki başlıklara bakın, o başlıktaki isimleri görün. Hangi ülkeden kimler, bu mücadeleye gelmişler görün. Şehitliğe gelen, mezar taşlarını okuyan birisinin böyle bir düşünceye kapılması mümkün değil. Çanakkale tüm bu çoğrafyanın dayanışmasının zaferidir. Aramızdaki sınırlarının ne kadar eğreti olduğunun göstergesidir. Çanakkale'yi bu şekilde değerlendirmemiz lazım."
KILIÇDAROĞLU'NU İSİM VERMEDEN ELEŞTİRDİ
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da isim vermeden SSK Genel Müdürü olduğu zamanlı durumu anlatarak eleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:
"Her meslek kutsaldır. Saygı hak eder. Tüm bunların içinde hekimlerin ayrı bir yeri vardır. Hekimlerimiz doğrudan insan hayatına, canını şifaya aracılık eden insanlardır. Bizim kültümüzde farklı bir durumu vardır. Peygamberimizin kıymetini ancak kaybedildiğinde anlaşıldığını söylediği şey sıhhattedir. Sağlık hizmetlerini geliştirmenin hayata geçirmenin mücadelesi içerisinde olduk. Atlara merkeplere bağlanmış sedyelerden, şimdi ambulans jete helikoptere, paletli ambulanslara geldik. Nereden nereye. Köpeklerin çektiği kızaklarla, hamile kardeşlerimiz, dağlardan şehirlere indirilmesi çok uzak değil. Yeri geliyor helikopter gidip oralardan alıyor. Şehirlerde, doğumlara bir kaç gün kala misafir ediliyor. Nedir bu insana verilen değerin göstergesidir. 12 yıl önceki halini sizler iyi biliyorsunuz. Savaş Ay'ın programını izlemiştim. Şok oldum. O zaman SGK Genel Müdürünü biliyorsunuz. Aman yarabbim. Aczini kendisinden 10 yıl öncesinin daha iyi olacağını söyleyecek kadar gösterdi. Biz ise sağlıkla bu köhne sistemi değiştirip her köşesindeki vatandaşın aynı kaliteli hizmeti alması için çok çalıştık. Mücadele ettik. Çok önemli farklı bir yerdeyiz. Eksiklikleri yok mu, tabi var. Ama hırs azim kararlılık bu eksiklikleri de giderecek. Sorunları birer çözüyoruz. Standartları daha da yükseltiyoruz. Hükümet yeni bir paket hazırladı. Nöbet sisteminde yüzde 50 artış sağlandı. Mesai ücretlerine yüzde 75 zam yapıldı. İsteyenler 70 yaşına kadara çalışma serbestisi getirildi. Tümü bu düzenlemelerin hekimlerimizi sağlık personeli için hayırlı olmasını diliyorum. Diğer yandan ülkemizinin yüz karası olarak gördüğümüz sağlık personeline yönelik şiddet için bakanlık önlem aldı. Almaya devam edecek. Fiziki tedbirlere cezalar önemli. Ama en önemlisi, doktorların, halkımızın gözündeki yerini itibarını doğru yerde oturtmaktır. Kültürümüzde hekimlerimize saygının en güzel örnekleri varken, nasılı olur da sağlık personeline şiddeti konuştuğumuz noktaya geldik iyi değerlendirmemiz lazım. Bu sıkıntıları acilen çözmek lazım. Bunu sadece hükümetten beklememek lazım. Milletçe el ele vermemiz lazım. Doktoralara kalkan elin ihanet oduğunu görmemiz lazım. İç güvenlik paketinde, kanunların birisi sağlık mensuplarına sadırıyla ilgili. Tüm çalışmalarda yanınızda yer aldığımı atılan adımların takipçisi olacağımı bilmenizi isterim."