Çocuklarını öldüren kadına 'AKILLI' raporu

Güncelleme Tarihi:

Çocuklarını öldüren kadına AKILLI raporu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2014 01:11

BUCA’da 22 Kasım 2011’de psikolojik sorunları olduğu belirtilen Meryem Özer (30), çocukları Yahya Vecdi (6) ile Asya Özer’i (7) defalarca bıçaklayıp birinci kat balkonundan beton zemine attı. Ağır yaralanan iki kardeş hastaneye götürülürken yaşamlarını yitirdi.

Haberin Devamı

Cinnet geçirdiği öne sürülen Meryem Özer tutuklandı, ifadesinde şunları söyledi:

“Zaman zaman birileri bana bir şey söylüyor, ‘Şunu yap, bunu yap’ diyorlardı. Çocuklarıma karşı içimdeki şeytan ‘Onları vur, bıçakla. Sustur onları’ diyordu. O sesi dinleyip onlara bıçakla vurdum. Onlara bir şey olmadı. İçimdeki sesi dinleyip kocam Vahap’ı da bıçakladım. Çocukları balkondan attığımı hatırlıyorum. Eltim bana büyü yaptı. Bana yaptığı büyü ölüm büyüsüydü.”

Hatırlamadığını söyledi

Cumhuriyet Savcısı Çetin Yağlı, sanık hakkında ‘Kasten öldürme’ suçundan iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle dava açtı. Savcı Yağlı, sanığa önce ‘psikiyatrik bozukluk’ tanısı konularak Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne gönderildiğini, burada sağlık kurulunun ‘Psikotik bozukluk’ tanısı koyduğunu belirtti. Savcı, yargılama aşamasında sanığın akıl hastası olduğu sonuç ve kanaatine varılması halinde, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine karar verilmesini istedi.

Haberin Devamı

Özer, son duruşmada akli dengesinin yerinde olmadığını gösteren tavırlar sergiledi, olayı hatırlamadığını öne sürerek, “İstemeden oldu, tahliyemi istiyorum” dedi. Mahkeme heyeti, sanık için, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin ‘cezai ehliyetinin bulunmadığı’, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun ise ‘cezai ehliyeti olduğu’ yönündeki raporunun çelişmesi nedeniyle, üçüncü rapor istedi.

Ceza sorumluluğu tam

İstanbul Adli Tıp Kurumu 4’üncü İhtisas Kurulu’ndan mahkemeye gelen raporda, ‘Sanıkta, şuur ve harekat serbestliğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı ve zeka geriliği saptanmadığı’ belirtildi. Raporda, “Sanığın suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiili ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak boyutta bir akıl arızasının içinde olduğunu gösterecek herhangi bir tıbbi belge ve belgeye rastlanmadığı” vurgulandı, “Suçun işlendiği tarihte, suça karşı cezai sorumluluğu tam olduğuna oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!