Güncelleme Tarihi:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre işsizlik oranının yüzde 10.5'e ulaştığını, işsiz sayısının ise 3 milyon 64 bini bulduğunu belirten Susam, "Bu rakam Ermenistan, Arnavutluk, Litvanya ve Makedonya gibi 105 ülkenin nüfusundan daha büyük noktaya geldi. TÜİK'in işsizlik rakamı, iş aradığı halde bulamayanların sayısıdır. İş aramaktan umudunu kesen, 9 milyonu aşkın civarında insanımız daha bulunuyor. Bunları birlikte düşündüğümüzde işsiz sayımız 12 milyona ulaşıyor. Bu sayı dünya üzerindeki 170 ülkeden daha kalabalık. Örneğin Yunanistan'ın nüfusu 11 milyonun biraz üzerinde bulunuyor. Portekiz, Azerbaycan, İsviçre, İsrail, Danimarka ve İrlanda gibi bazı ülkelerin nüfusu bizim işsizlerimizin sayısının altında kalıyor. İstihdamı sağlamak için sanayiyi destekleyen, çalışan, üreten kesimleri güçlendiren ve mesleki teknik eğitimden başlayarak nitelikli insan gücümüzü arttıracak bir iktidara ihtiyaç bulunmaktadır" diye konuştu.
"İSTİHDAM ALARM VERİYOR"
Türkiye'nin istihdam oranlarının alarm verdiğini ifade eden Susam, "AKP döneminde uygulanan ekonomik politikalar, üretmek yerine ithalatı teşvik etti. Bunun bir sonucu olarak ara mallarını üreten KOBİ düzeyindeki firmalar sahadan çekildi. Oysa KOBİ'ler emek yoğun üretim yaptıkları için istihdamın anahtarıdır. Yerli üretimi, yerli ara malını teşvik edecek uygulamalarla KOBİ'leri yeniden üretime yöneltmeye ihtiyacımız bulunmaktadır" diye konuştu.
ESNAF VURGUSU
Esnaf ve sanatkarların ise hipermarketler ve sokak aralarına açılan zincir mağazaların haksız rekabeti neticesinde zor durumda kaldığına değinen Susam, "Esnaf yanlarında çalıştırdıkları en az bir kişinin yanı sıra, girişimci yönleriyle kendilerine ve ailelerinin geçimini sağladıkları için istihdama katkı sağlamaktadır. Ayrıca atölyelerde, küçük sanayi sitelerindeki esnaflarımız meslek eğitimiyle pek çok gencimizin de yetişerek kendi işyerlerini açmasına, esnaflığın sürmesine katkıda bulunmakta; devletin gençlere iş bulmada yaşadığı sıkıntıyı hafifletmektedir" dedi.
"TARIM YÜK DEĞİL"
İstihdama olumsuz katkı yapan en önemli etmenlerden birinin de köylülerin tarımdan uzaklaşması olduğunu belirten Susam, "Son 12 yılda tarımda tohum, gübre gibi girdiler ortalama 3 kat, mazot 4 kat ve elektrik 2 kat zamlandı. Oysa çiftçinin sattığı ürünün fiyatı aynı seviyede kaldı. Neticede son 15 yılda ekilebilir tarım alanı 2.5 milyon hektar azalırken, tarımın GSYH'ye katkısı yarı yarıya düştü. Çiftçilerin ortalama yaşı 40'a ulaştı. Türkiye tarımı yük olarak görmekten vazgeçmelidir. Dünyada organik ve sağlıkla tarım ürünlerinin tüketimi hızla artarken, Türkiye de geniş toprakları, deneyimli çiftçisi ve bilgi birikimiyle tarımı güç olarak görmeli ve desteklemelidir" diye konuştu.
Bu yılın seçim yılı olduğunu hatırlatan Susam, "AKP 12 yıldır iktidardadır. Yapabileceği her şeyi yapmış, ancak Türkiye'yi bir adım ileri götürmeyi başaramamıştır. Bu seçimde işsizliği bitirmeyi, çalışana, üretene destek vermeyi kendine ilke edinmiş bir partinin, CHP'nin iktidara gelmesine ihtiyaç bulunmaktadır. CHP iktidarı, ekonomiye borsa-finans-döviz penceresinden değil; üretim-ihracat-istihdam penceresinden bakacak. Mesleki eğitimden başlayarak nitelikli insan gücümüzü arttıracak, KOBİ'leri, küçük işletmeleri, sanayiciyi teşvik ederek çarkların yeniden dönmesine, üretimin yeniden başlamasına ve istihdamın sağlanmasına katkıda bulunacak" dedi.