Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'deki CHP'li belediyelerin, baskı altında tutulduğunu ileri sürerek, “Neredeyse Ankara'da müfettiş kalmadı, tamamını İzmir'e gönderdiler, denetlemezseniz namertsiniz, sizden korkmuyor, çekinmiyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, Celal Atik Spor Salonu'nda yapılan CHP İzmir İl Başkanlığı 34. Olağan İl Kongresi'nde, “CHP'li belediyelerin hükümet tarafından müfettiş kıskacına alındığını” öne sürdü.
İzmir'deki CHP'li belediyelere yönelik yapılan incelemeleri ve açılan soruşturmaları eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Neredeyse Ankara'da müfettiş kalmadı, tamamını İzmir'e gönderdiler, denetlemezseniz namertsiniz, sizden korkmuyor, çekinmiyoruz. CHP'yi kuran kadrolar, Batı'nın emperyalist güçleri ile savaşan kadrolardır, Recep Tayyip Erdoğan, sen önce bunu bil. Korku bizim kitabımızda yok. Biz haklıyız, haklı davamızı her ortamda savunuruz, kim olursa olsun, ne olursa olsun. Halkı korkutmak istiyorsun, telefonlarını dinliyorsun, ne yaparsak yap hiçbir CHP'li senden çekinmeyecektir, senden korkmayacaktır.”
Kılıçdaroğlu, memurlarla hükümet arasındaki toplu sözleşme görüşmelerine de değinerek, memurlara grevli toplu sözleşme hakkı tanınması gerektiğini savundu.
Toplu sözleşme görüşmesi sürecindeki tutumu nedeniyle yetkili konfederasyon Memur-Sen'i eleştiren Kılıçdaroğlu, “AKP iktidarının yalakalığını yapan, her söylediğine haklısınız diyen bir memur sendikası, demokratik bir ülkede toplu sözleşme yapamaz. O verilen talimatları yapar” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasinin ve düşünce özgürlüğünün, herkesin üzerinde özlemle durduğu, üzerine titrediği bir konu olduğunu ifade etti.
Bu noktada CHP'nin, Türkiye'ye demokrasiyi getiren parti olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “CHP, cumhuriyeti kuran partidir, Türkiye'ye sosyal demokrat kültürü getiren partidir. CHP'li olmak kolay değildir, CHP'li olmak için önce Kuvayi Milliye ruhuna sahip olmak gerekir. CHP'li olmak için önce insana saygı duymak, halka hesap vermeyi kabul etmek, basın özgürlüğün savunmak gerekir. Tutuklu milletvekilinin bu ülkede ayıp olduğunu kabul etmek gerekir. CHP'li olmak için eleştiriye tahammül etmek gerekiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de gelinen noktada, düşünce özgürlüğü bakımından utanç verici bir durum yaşandığını ileri sürerek, şöyle konuştu:
“Silivri, sadece Türkiye'nin değil, demokrasiyi yaşayan bütün ülkeler için yüz kızartıcı tablodur. Böyle bir tabloyu içimize sindiremiyoruz, kabul etmiyoruz. Yazarı, düşünürü hepsi hapiste, ortak paydaları, AKP'ye karşı çıkmaları. Demokrasiyi ve özgürlük getirecek bir parti var, o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir, herkes bunu böyle bilsin.
Bu ülkenin geleceğinde aydınlar olacaktır. Yeni Şafak yazarı, kendilerini eleştirdi diye işine son veriliyor. Bizim gibi düşünmeyenlerin de özgürce düşündüğü Türkiye istiyoruz. Size ilginç örnek vereceğim; Fenerbahçe'nin meşhur futbolcusu var, Aleks; soruyorlar 'başkan içeri atıldı ne düşünüyorsun?' Cevabı şu, 'düşüncelerimi açıklarsam ben de Başkan'ın yanına giderim' diyor. Şu ülkenin geldiği hale bakın.”
-Tutuklu milletvekilleri-
Kılıçdaroğlu, hükümetin medyaya büyük bir baskı uyguladığını ileri sürerek, 72 gazetecinin hapiste olduğunu söyledi.
Gazetecilerle birlikte Türkiye'de tutuklu milletvekillerinin de bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bu sorunun çözümü için TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in bir girişim başlattığını, ancak sonuç alınamadığını hatırlattı.
TBMM Başkanı Çiçek'in başlattığı girişimde, AK Parti dışında TBMM'de grubu bulunan üç parti grup başkan vekillerinin toplanarak anlaştığını, ancak AK Parti'nini karşı çıkmasıyla sorunun devam ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bir meclis başkanı, 'elim kolum bağlı, bir şeyler yapamıyorum' dediği andan itibaren onun meclis başkanlığı her yerde, her ortamda tartışılır. Meclis başkanı topladı üç grup başkan vekilini, tutuklu milletvekili konusunda çözüm üretecekti. Hesapları şuydu; nasıl olsa bu üç parti anlaşamazlar. Ama, üç parti de anlaştı, teklifi de hazırladı, Cemil Çiçek'e verdi. Cemil Çiçek bir demokrasi ayıbı daha yaptı; üç grup başkan vekilinin hazırladığı metni, onaylasın diye AKP grubuna verdi. Böyle anlayış olabilir mi? Sonra ne oldu, AKP MYK'dan karar çıktı, 'kamuoyu yoklaması yaptık, milletvekillerinin tutuklu kalması gerekir' diye. Hangi demokraside, adalet kamuoyu yoklamaları ile belirlenir, hangi demokraside milli irade kamuoyu yoklamaları ile test edilir. Bunlar tutuklu; hükümlü değil. Sanki mahkum edilmişler gibi. O nedenle yapılan demokrasi ayıbıdır, bu ayıba karşı direnmek, mücadele etmek sadece CHP'lileri değil, demokrasi, özgürlük isteyen her yurttaşın görevi ve sorumluluğudur. Milletvekili parlamentoda olsun diyoruz, yargılama bitsin demiyoruz. Özel yetkili mahkemeler, bildiğiniz mahkemeler değildir. Siyasi otorite nasıl karar veriyorsa öyle karar veriyor. Özel yetkili mahkemeler, siyasi mahkemelerdir, mahkemeleridir.”
-Babakan ile terör sorunu görüşmesi-
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iki temel sorunun, işsizlik ve terör olduğunu belirterek, partisinin terör konusundaki çözüm önerisini 6 Haziran Çarşamba günü yapacakları görüşmeyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a aktaracağını hatırlattı.
Terörün bugüne kadar bitirilememesinin tek sorumlusunun siyaset kurumu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Siyaset kurumu, çözüm üretmiyor. Çözüm ürettik, çarşamba günü görüşeceğim. (Başbakan) 'Ne oldu yeni mi düşündünüz' diyor. Her zaman yeni düşünmek, yeni CHP'nin görevidir. Yeni CHP sorunlara çözüm üreten partidir. Yeni CHP hangi sorun varsa, çözümü olan partidir. Kimse aksini iddia edemez, Recep Tayyip Erdoğan da edemez” dedi.
Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliği konusunda masadan kaçmayacaklarını, masada değişiklik için mücadele vereceklerini dile getirdi.
Askeri rejim ürünü 12 Eylül anayasasını değiştirmenin CHP'nin görevi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin ise anayasa değişikliği konusunda samimi olmadığını ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, “Demokrasi ve özgürlük ve insan hakları adına, gel beraber anayasa yapalım. Korkmayın, CHP demokrasiye sıkı sıkı bağlı, özgürlüklere bağlı partidir. Özgür Türkiye için çocuklarımızın geleceği için mutlu bir Türkiye için konuşacağız” dedi.
-Hava iş kolundaki grev yasağı-
Hava iş kolundaki grev yasağını da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Sendika hak arıyor, sen misin hak arayan, kanun teklifi veriliyor ve 'hava iş kolunda grev yasak' diyor. Yasakçı zihniyetten işçilerin haklarını korumak beklenebilir mi? Grev yasağına karşı TBMM'de muhalefet edip, doğru olmadığını, Uluslararası Çalışma Örgütü standartlarına uygun olmadığını söyleyen parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bugünün Nazım Hikmet'in ölüm yıl dönümü olduğunu da hatırlatarak, “Bu ülke bir Nazım'ına sahip çıkamayacak mı? Niye sahip çıkmıyor? Ne alıp veremediği var? Vefa borcumuzu henüz yerine getiremedik. CHP iktidarında Moskova'daki mezarı Anadolu'da bir çınarın altına defnedeceğiz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda kongrede başkanlık için yarışan 5 adayı yanına çağırarak partilileri selamladı.
KONGREDEN NOTLAR
Kongrede açılış konuşmaları Yüksel Çakmur'la başladı. Çakmur, kendine özgü heyecanlı konuşmasıyla salonu coşturdu. CHP eski İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun, 80 yaşında aktif siyaseti bıraktığını açıkladı. Salonda kendisine verilen plaketi alırken “ Tabutuma altı oklu parti bayrağı asın” sözleri salondakileri duygulandırdı, örgüt, Bulgun'un ayakta alkışladı. Adaylara Divan Başkanlığı'na resmen başvurmaları için üç saat süre tanındı. Levent Eyipişiren ofisinde anahtar listesini hazırlarken bazı partililer kulislere “ Eyipişiren, hastaneye kaldırıldı” iddiasını yaydı. Telefonla ulaştığımız Eyipişiren, “Hastaneye kaldırılmadım. Rakiplerim önünü kesmek için yapıyor” dedi ve eşini koluna takıp salona döndü.
Kongrede adaylık için gereken imzayı, iki aday toplayamadı. Kongrede Levent Eyipişiren, Tacettin Bayır ve Ali Engin aday oldu. CHP İzmir İl Kongresi'nde heyecan eksikti. Üç adaylı olmasına rağmen heyecan ve coşku eksik kaldı. Kongrede zaman zaman yükselen tansiyon, Cumhuriyet mitinglerini yöneten Birgül Ayman Güler'in sakinliği ve uzlaşmacı yaklaşımıyla yatıştırıldı. Güler, partililere, “Slogan atın ancak adaylar konuşurken onları konuşamayacak duruma getirmeyin” dedi. Kadınlar ellerinde bayraklarla, CHP şarkıları eşliğinde tribünlerde dans etti. CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, salona girerken destek verdiği aday Ali Engin'in elini havaya kaldırdı. Kongrede en etkileyici konuşmayı Bayır yaptı. Ali Engin konuşmasını önündeki metinden okuyarak yaparken, rakipleri doğaçlama konuştu.
APARTMAN VE İŞYERİ TEMSİLCİĞİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ
CHP İzmir İl Başkanlığı'na aday olan Ali Engin, seçildiğinde yapacaklarını şöyle anlattı:
“İzmir'e partimizin iktidarda olduğu Büyükşehir, ilçe ve yerel yönetimlerin çalışmalarını etkin ve yaygın tanıtacağız. Belediye meclis üyelerinin sürekli yerel yönetim çalışma grubu kurulacak. Çalışmaların eşgüdümüne katkıda bulunacağız. İl ve ilçe danışma kurulu toplantıları hayata geçirilecek. Ortak akılla yöneteceğiz. Apartman ve işleri temsilciği etkinliğini artıracağız. Sandık örgütlemelerine ağırlık vereceğiz. Her sandıkta en az 10 üyenin görevlendirilmesini sağlayacağız. Üye sayımızı en kısa zamanda 150 bine çıkaracağız. Kadınlar ve gençler seçimlerde başarının anahtarı onlara değer vermekten geçmektedir. Ev kadınları siyasallaştırılacak. Aktif üye kampanyaları ile kadın üye sayısını iki katına çıkaracağız. İl gençlik kolları üniversite gençleri, işsiz gençlerle kucaklaşacak. Akın var güneşe akın. Güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın” dedi.
OY GETİRİCİ FAALİYETTE BULUNMUYORUZ
Levent Eyipişiren şöyle konuştu:
“Aktif üye sayısını artırmamız gerekiyor. Siyasi çalışma yaptığımızı sanıyoruz ancak oy getirici faaliyette bulunmuyoruz. Gecekonduda seçim çalışması yaparken ‘ayakkabılarımızı çıkarın, parfüm sıkmayın, çıkarken elinizi kolonyalı mendille silmeyin' yazılı broşürler dağıtıyor. Bizler gecekondularda nasıl propaganda yapılacağını anlatmayacağız. Gecekondudaki vatandaşın CHP'de siyaset yapmasının yolunu açacağız. Siyaset tabanını genişletmek zorundayız. Bu partide likayat ön plana çıkacaktır. Kimse ötekileştirilmeyecek. CHP yüzünü dışa dönmeli. Genel Başkan sıfır oy çektiğimiz köyleri özellikle seçti. CHP'liler hiç oy alamadıkları yerlere gitmeli. İzmir'de AKP'nin kadına bakışını doğru örgütlemeliyiz. AKP'nin genel başkanı ‘Sezaryen yasaklanmalı' diyen Recep Tayip Erdoğan, CHP'nin de ‘Bir çocuk yatağa aç girmeyecek' dediği için Kemal Kılıçdaroğlu'dur.”
ÖRGÜT ÖNSEÇİM DİYE BAĞIRIRKEN NEDEN ATAMA DAYATTINIZ
Tacettin Bayır, 101 bin oy farkını son seçimde 174 bine çıkardıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Önümüzdeki seçimlerde bu farkı en az 250 bine çıkaracağız. Solculuk şeytanın oyunun bozmaktır. Biz bu oyunu bozacağız. Biz yenileşmeden yana olacağız. Parti içi demokrasi anlayışını adamcılığı reddettim. Kimsenin adayı olmadım. Dik durdum. Omurgalı durdum örgütümün sağduyusuna inanan bir partiliyim. Bu örgütün vicdanın sesi olduğum için il başkan adayı oldum. Bu nedenle emek verenlere de değerini vereceğinden eminim. Parti içi seçim sürecinde ortaya koyduğumuz demokratik tavır aday çokluğundan da belli. Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır. Örgüt listesini çıkaramadı çünkü örgüt kendisinin elini sıktığı isimleri listede görmek istiyordu. Örgütten gelen isimler olduğu gibi bir de bu işin mutfağında olanlar var. Örgüt önseçim diye bağırırken Parti Meclisi'nde neden bize atama dayatıldı. Yapaycılıktan taklitçilikten adamcılıktan yana olmamalıyız. Devrimci özümüzü reddetmemeliyiz. Suflörsüz siyaset yapmalıyız. Siyasette yalancı meme aramamalıyız. Rotayı belirleme dönemi kapanmıştır. Akıl verenlere değil emek ve güç verenlere ihtiyacımız var. Örgütün adayı olarak karşınıza çıktım kendimi sizlere teslim ediyorum siz CHP'liler özgür iradelerinizle asla ipotek koydurmazsınız. Çalışanla çalışmayanı mutlaka ayırt edersiniz. Çare sizsiniz.”
ÇARŞAF LİSTE ADAYLARI ARTIRDI
CHP'nin çarşaf liste ile yaptığı kongrede il başkan adaylığı için üç, 30 kişilik il yönetim kurulu üyeliği için 169, dokuz kişilik il disiplin kurulu üyeliği için 49, 52 kişilik kurultay delegeliği için 169 kişi aday oldu.