Güncelleme Tarihi:
ÇED incelemesini, ’santralin teknik kriterleri sağlaması ve tarımsal arazi kullanımı’ konusunda yeterli bulan bilirkişi, Kyme antik kenti açısından eksik buldu. Avukat Enis Dinçeroğlu, rapora göre iznin iptal edilmesi gerektiğini savundu.
Türkiye’nin en büyük ve önemli enerji santrallerinin kurulduğu Aliağa’da, özellikle çevreciler ve belediyeler, uzun yıllardır termik santral izinlerinin iptal edilmesi için mücadele yürüttü. Aliağa Horozgediği Köyü Hayatlıdere mevkisinde kurulan termik santralin geliştirilmesi için hazırlanan plana ’ÇED olumlu’ raporu verilmesi, bölgede oturan vatandaşların tepkisini çekti. 2010 yılının Haziran ayında verilen bu izin sonrasında, santralin kül ve dumanından olumsuz etkilenecekleri gerekçesiyle Foça Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi ile Kıyı Ege Belediyeler Birliği, bölgede oturan vatandaşlarla birlikte, yargı yoluna gitti. İzmir 2’inci İdare Mahkemesi’ne, santralin kurulması için en gerekli belgelerden birisi durumundaki ÇED olumlu raporunun iptali için dava açıldı. Mahkemenin belirlediği bilirkişi heyetinin incelemeleri sonrasında hazırladıkları rapor oraya çıktı.
RAPOR, İPTAL UMUDU OLDU
Bilirkişi heyeti, ÇED incelemesini, ’santralin teknik kriterleri sağlaması ve tarımsal arazi kullanımı’ konusunda yeterli buldu. Ancak, Kyme antik kentinin geniş alana yayılmış nekropollerinin bulunduğu parsellerin bütüncül olarak değerlendirilmemesini, turizm potansiyellerinin nasıl etkileneceğinin yer almamasını, planlama açısından eksik buldu. Bilirkişi raporunda şöyle denildi:
"Dava konusu enerji santrali için verilen ’Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararı’ çevre mevzuatı, tesisin yasada öngörülen teknik kriterleri sağlaması, tarımsal arazi kullanımı ile tarımsal çevre bakımından uygun ve yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak arkeoloji ve sanat tarihi açısından yapılan değerlendirmede, gerek raporun hazırlandığı dönemde, gerekse sonrasında yapılan sondaj ve kurtarma kazılarında Kyme antik kentinin geniş alanlara yayılmış durumdaki nekropollerinin bulunduğu parseller bütüncül olarak değerlendirilmediği sonucuna varılmıştır. Ayrıca sadece Kyme antik kentinin değil, bölgedeki diğer arkeolojik alanların da buna bağlı turizm potansiyellerinin de faaliyetten nasıl etkileneceğinin ÇED paporunda irdelenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle ÇED raporunun arkeoloji ve sanat tarihi açısından yeterli, uygun olmadığı kanaatine varılmıştır."
’MELTEM İNSALARA ZEHİR SOLUTMAMALI’
Bilirkişi raporuyla ilgili konuşan Avukat Enis Dinçeroğlu, raporun bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Enis Dinçeroğlu şunları söyledi:
"Sonuç olarak, dava konusu enerji santralinin inşa edilmesi, işletilmesiyle ilgili ÇED raporu, çevresel etki ve tarımsal kullanım açısından uygun bulundu. Ancak arkeoloji, sanat tarihi ve planlama ilkeleri bakımından uygun ve yeterli bulunmadı. Raporun netice itibariyle bir bütün halinde çıkması, değerlendirilmesi gerekir. Rapor bizleri memnun etti. İzmir’in kuzeyinden gelen rüzgarlar, İzmir’i tehdit etmemeli. Rüzgarlar, kirlilik yerine bol oksijen taşımalı. Kentimizin o güzel ve meşhur serinlik veren meltem rüzgarı, insanlara zehir solutmamalı."