Güncelleme Tarihi:
Ağaç ölüleri
DİDİM ile İasos arasında ormanlık alandaki bu tomruklar, bir ay önce ağaçtı. Çok güzel ve güçlüydüler. Daha önce de onları görmüştüm. Sade bir görünümle toprağın derinliklerinden sislerin arasına doğru yükseliyordu. İlk gördüğümde soğuk
bir kış günüydü, içimi ısıtıyorlardı. Yıldırım çarptığını duydum, yüreğim buz kesildi. Sıcak bir yaz gününde ateş düştüğünü duydum, yüreğim tutuştu. Onlar da canlıydı, artık öldüler. Bu ağaçları ormanda görmüştüm ve hep anımsayacağım.
DOĞA SAVAŞÇISI
Gecelerin ay ışığı
ŞÖLEN havasında geçen çocukluğumun diri anıları arasında; yüksek tepelerle boy ölçüşen dev ağaçların arasından yaylalara soluk soluğa tırmanışımızı hiç unutmam. Küçük mavi gölde minik kulaçlarla yüzerdik. Yaz aylarının ılık sevinçleri karnımı gıdıklardı. Yeşile gömülü köye karanlık çöktüğünde, fundalıkların ardından doğan ay ışığının aydınlattığı yoldan hızla koşardık. Dağların çocukluğumuzu kovalayan ürpertisiyle. Şimdi eski güzelliklerden yoksun beton yığınları arasında, çocukluğumun geçtiği toprakları rüyamda gördüğümde hep yeşil vadi, küçük mavi göl, tuhaf bilge çobanlar çıkar karşıma. Uyandığımda büyü bozulur. Uçup giden çocukluğumun cennetinde, yukarda, o yaylada kalan mutluluğumu hatırlatacak bir ayışığı kaldı geride. Sen de bırakıp gitme gecelerimden.
Kent kimliğimizi çöplükte yitirdik
KENTLER, içinde yaşayan bireylerin kimliğini ele verir. Temiz çevreye sahip olmayan kentlerden geleceğe umutla bakmak olanaksızdır. İzmir, bugünkü haliyle kimlik mekanizmasının karmaşasını bir kez daha şaşırtıcı biçimde gösteriyor.
‘‘ÇÖPKENT’’ görüntüsünün altında halk sağlığını tehdit eden ciddi sorun yatıyor. Açıktaki çöpler, hastalık taşıyan fareler ve sineklerin akınına uğruyor.
İZMİR metropol alanından toplanan katı atıkların yüzde 94'ü sadece Harmandalı Düzenli Depolama Alanı'na veriliyor. Yüzde 6'lık bölümü de, Uzundere Kompost Tesisleri'nde değerlendiriliyor. Harmandalı'ya taşınan katı atıkların yüzde 86.4'ünü evsel, yüzde 13.4'ünü endüstriyel ve yüzde 0.2'sini enfekte nitelikteki atıklar oluşturuyor. 10 gündür sokaklara serilen çöplerin ne olduğunun bilinmesi için bu rakamları veriyorum.
ÇÖPLER ekonomik kazanca dönüşürken, kültürel gelişmenin de ipuçlarını veriyor. Yani kentli olabilme düzeyini gösteriyor. İzmir'de değişik yerlere 100 cam kumbara, 20 noktaya da karton kutu kumbarası konuldu. İçine atılanlar, atılması gerekenler değil. Bu değerlendirme mantığıyla çöpün, gerçekten çöpe atıldığını bir kez daha farketmek gerekir.
İZMİRLİ çöp ayrıştırma kültürünü yeterince özümseyebilseydi, belki de sorunu bu kadar derin yaşamayacaktık.
Bırakınız yapsınlar
TARİHTE ilk kentlerin kalıntıları, başta atıklar konusunda Laissez - faire (Bırakınız yapsınlar) yaklaşımı sergilendiğini göstermektedir. Çöpler, sokakların seviyesini yükselttikçe insanlar, evlerin çatısını yükseltmiş.
ÇÖPLERİN, tarih boyunca sorun olduğunun örnekleri çoktur.
MANİLA'da 1950’lerde çöplerin çoğu yoksul mahallelere boşaltıldı. Oluşan metangazı, keskin bir dumanla yandı. Manila, dumanlı dağ anlamı taşıyan Mount Smoki adını aldı. 1990'lı yılların başına kadar bu çöpler Manila Koyu'nda deniz seviyesinin 40 metre üzerine çıktı.
NEW York'un sokak temizliğinden sorumlu müdürü George Waring'in, 1895 yılında, ‘‘Gözle görülmedikçe hatırlanmaz’’ uyarısını kimse dikkate almadı.
İZMİR ne Manila, ne de New York. Tedbir alınmazsa, her iki durumun dayanılmaz sonuçlarını yaşamak uzak değil.
ÇEVRE PRENSİBİ
ÇEVRESEL problemlere karşı çıkmak veya onlardan korunmak, onları tedavi etmek ve yeniden oluşturmaktan daha ucuz, daha etkilidir. (Korunma Prensibi)