Çevre

Güncelleme Tarihi:

Çevre
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2000 00:00

Ali KAYADİBİ
Haberin Devamı

Tarihte iktidar gücü

ELEKTRİK Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Gülşen'le 10 yıldır enerji sorununu konuşuruz. Sorunun keskinleştiğini fark ettik. Gülşen, ‘‘Yazışmayla veya tasarruf haftasıyla ulusal kaynaklara dayalı bir sorun çözülemez. Tasarrufu ilköğretimden başlayıp yaşamboyu sürdürülebilir pozisyona sokmak zorundayız’ diyor.

KISA YOLCULUK

ORTAÇAĞ Avrupasında feodal beyler servetinin, ayrıcalıklarının büyük bölümünü arazi, orman ve su yolları üzerindeki hakimiyetleri sayesinde kazanmışlardı. Köylüler, ürettikleri tahılı öğütmek için efendilerinin değirmenlerine muhtaçtı. Bu yüzden ürünü düşük fiyatla efendilerine satmak zorunda kalıyordu. Fakat efendiler rüzgarın sahibi değildi. 12. yüzyılda ‘‘Özgür enerji’’ kaynağı yel değirmenleri sayesinde köylüler, efendilerin gücünü kırdı. İrade savaşını köylüler kazandı.

DEVLETİN POLİTİKASI

YEL değirmenlerinin ortaçağ aristokrasisini zayıflatması gibi günümüz toplumlarının da mevcut düzeni yıkmak için devrim yaratacak yeni teknolojileri kullanıp kullanmayacağı akla geliyor. Günümüzün enerji rejiminde çok yoğun siyasi hamleler de yeralıyor.

DEVLETİN enerji politikası, hükümetlerin icraatı, tüketicinin bilinçli sorumluluğu, dünyayla entegrasyon olmadıkça pilimiz bitecektir. Gelişmiş ülkeler ekonomik düzene, çevreye uyumlu alternatif enerji peşinde. Enerji, piyasa kaprislerine terkedilemeyecek kadar stratejik öneme sahiptir. Rüzgar santralları, jeotermal ve güneş enerjisi, mikro türbinlere yönelim artarken mantığı olmayan karşı çıkışlara geçit vermemek gerekir.

NÜKLEER enerji santrallarına karşı çıkan çevreciler, enerji bedellerinin düşmesini isteyen tüketiciler, enerji talep eden köylüler ve kâr peşinde koşan sanayicilerın ortak çabasıyla geniş açılı bir vizyon sağlanabilir.

Konumuz enerji

GELECEĞİN enerji modelinde ana unsur olarak savurganlık yerine yeterlilik benimsenirse, gereksinimleri karşılamak daha kolay olacak. Böyle bir hamleyi gerçekleştirebilmek için değer yargılarımızı ve yaşam tarzlarımızı değiştirmemiz gerekecek. Daha mütevazı yaşam, otomobil yerine daha fazla bisiklet, daha küçük evler yaşam boyu tasarrufun temelinde yeralmalı. Aslında bunlar, tarihte görülen standartlara göre, daha lüks bile sayılabilir. 21. yüzyıla uygun bir enerji sistemi tasarlarken, insan refahı ve çevre arasında olumlu bağı kurmak zorundayız.

BU NEDİR?

BU, modern çağda konut ihtiyacını karşılarken toplu çözüm arayışlarına rasyonal bir örnek. Bu görüntü üzerinde fazla yoruma gerek yok. Arkadaşımız Mustafa Oğuz'un objektifine yansıyan bu görüntü, Ege kıyılarında yapımı süren ‘‘İkinci konut’’ örneği. İlk bakışta dolap

çekmecesi, kutuların geometrik duruşu, çocukların kumdan kaleleleri gibi algılanabiliyor. Gerçek şu ki, toplu konut anlayışımız çevre ve insan ruhuyla uyumda hala ilkel dünyanın izlerini taşıyor. Biraz nostaljik, biraz otantik, çokça da kaotik hayatların buluştuğu mekan.

Karartma geceleri

DÜN gece umutlarım daha parlaktı Ayışığı'm. Oysa koyu karanlık daha fazla saklanmıştı ağaç denizinin içine. Tepemdeki karpuz dilimi gibi asılı ay parçası yol boyunca peşimden geldi. Kent ışıklarında sönen Uyku Vadisi'ne gömülü hayallerimle birlikte sen geldin.

PUSLU sabahların yuttuğu kent ışıklarını, ‘‘Eski bir aşiret yasası’’ gibi bir emirle söndürüyorlar şimdi. Sokaklar geceleri daha karanlık. Tıpkı çocukluğumuzun kabile savaşlarındaki ‘‘Karartma geceleri’’ gibi. Yeni dünyada, ‘‘Enerji tasarrufu’’ diyorlar. Kent soylular, çabuk alışıyor.

KENTİN gürültülü sokaklarına metropoliten şarkılar yayılırken, ‘‘Oturan Boğa’’nın türküsünü hatırladım. Üşüyenbulut'un yüreğindeki yemyeşil dünyanın umudu hiç sönmedi. Kentin karanlık gecelerinde bile içini aydınlatacak ay ışığı var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!