Güncelleme Tarihi:
Ağaçlarla konuşan patron
ÇOCUKLUĞUNUN izlerini bulduğu ağaçlarla farklı bir dünyaya yelken açan Bakioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu, ‘‘Ağaçlarla konuşan’’ bir doğa tutkunu. 25 Ekim 1995'te Ege Orman Vakfı'nı kurup, ağaçsızlığa karşı savaşta ‘‘komutan’’ edasıyla yürüyen Bakioğlu, bugün milyonlarca ağacın yetişmesine katkıda bulunduğu için farklı bir mutluluk yaşıyor.
Bir fidan, bir hayat
YANAN ormandaki bir çam ağacının yerine yenisinin yetişmesi yarım asırdan fazla zaman alıyor. Yetişkin bir insan ömrü kadar uzun. Nazilli Orman Bölge Müdürlüğü, kızılçamın hızlı gelişimini sağlamak için 1994'te proje başlattı. Orman Bölge Müdürü Saadettin Baysal, amonyumnitrat gübresiyle beslenip sulanan ağaçların çapında iki yılda yüzde 205.4'lük, boylarında yüzde 158'lik artış görüldüğünü bildirdi. Baysal, ‘‘Türkiye'de ilk kez suni yöntemle kızılçam ürettik. 60 yılda kereste verimi alınacak duruma gelen çamların, bu yöntemle 25-30 yılda yetişebileceği görüldü. İlk beş yıldan sonra kendi haline bırakılıp, gelişimi hızla tamamlanıyor.Kısa sürede ekolojik dengeye kavuşuyor’’ dedi.
Ege Orman Vakfı
ÇEVRE olgusuna katkıda bulunmak için Ege Orman Vakfı’nı kurduklarını belirten Bakioğlu, ‘‘Devlet, özel kuruluşlar ve gönüllü vatandaşlarla işbirliği yapmak istiyoruz. Bugüne kadar 890 hektar alanda 1 milyon 400 bin fidan diktik. Eğitime önem veriyoruz’ diyor.
Örnek alınmalı
BAKİOĞLU, sanayici kimliğinin yanısıra doğa tutkusuyla da ön plana çıktı. Ünlü sanayiciyi hafızalara kaydedecek en önemli yanı örnek alınmalıdır. Kişisel başarılar ve zevkler, zamanla unutuluyor. Bence işadamı Bakioğlu'nun ağaç sevgisini aşan sorumluluğu unutulmayacak bir özellik.
GÖRÜŞMEMİZDE, bu satırlara sığmayacak kadar bilgi verirken heyecanlıydı. Ne kadar alana, ne kadar ağaç diktiğini anlatmanın hazzı açıktı. Bakioğlu, bu sevgisini doğup büyüdüğü çevreye bağlıyor ve şöyle anlatıyor:
‘‘GÖZTEPE civarında 10 dönümlük yeşil bahçede ağaçlarla konuşurdum. Büyüdükçe çevremi gördüm, yeşilin azalmasına tanık oldum. Gençlik yıllarımda, her gün İzmir'i kuşatan alevleri dürbünle izlerdim. Bazen gözyaşlarımı tutamazdım. Sonra Ege Bölgesi'nin de giderek aynı kaderi paylaştığını farkettim. Hedefimiz yanan alanları boş bırakmamak. Aynı bilinci toplum katmanlarına yerleştirmek. Benimle bunu paylaşanları birlikte çalışmaya davet ediyorum.’’ Bakioğlu'nu çevre dostu yapan nedenler kadar, bunu toplumla paylaşma sorumluluğuna taşıyan yöntemi daha önemli.
Yere batsın bazınız
SAĞLIĞA zararlı olduğu raporla kanıtlanıncaya kadar neredeyse GSM telefonları yer (baz) istasyonu kurulmayan mahalle kalmayacak. Baz istasyonlarıyla ilgili yönetmelik çıkmasına rağmen GSM şirketleri, sağlığı baz almadan icraatlarını sürdürüyor.
İZMİR'de son günlerde tüketici şikayetlerinin çoğu, baz istasyonlarıyla ilgili. GSM şirketleri, manyetik alanda çalışanlarda henüz sağlık sorunu görülmediğini önesürüyor. Hacettepe Üniversitesi Nükleer Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yalçın Sontaken, Radikal'e yaptığı açıklamada, ‘‘Cep telefonuyla 20 dakika konuşan kişinin beyninde 1 derecelik ısı artışı olur. Bu durum sürekli olursa insanı öldürür. Baz istasyonunun bulunduğu yerden insanlar uzak tutulmalı. Bunu devlet yapmıyor. Çünkü devlet cahil’’ diyor.
BİLİMADAMININ gerçeğine inanmayacak mıyız?