Güncelleme Tarihi:
Gezdim tüm dünyayı gördüm
Güzel İzmir sana geldim
Benim şirin güzel yurdum
Güzel İzmir sana geldim
Güzelsin asil duruşlu
Medenisin hoşgörülü
Olduğun gibi içli dışlı
Güzel İzmir sana geldim
Gönüllere ışık saçan
Unutamaz görüp geçen
Gariplere kucak açan
Güzel İzmir sana geldim
Kimdir necidir sormayan
Kimseyi hakir görmeyen
İnsanlıktan ödün vermeyen
Güzel İzmir sana geldim
Nice yıllar çok uzağım
Seni seviyor yüreğim
Güzel yurdum, son durağım
Güzel İzmir sana geldim...
EYLÜLÜN ilk haftasında hastalığının verdiği ağrılar, halsizlikler arttı büyük ustanın…
Onunsa aklı İzmir’deydi, İzmir’deki evinde...
Karabağlar’da mütevazı bir mahallede 15 yıl önce aldığı evini özlüyordu…
Komşularını, manavını, muhtarını, eşini dostunu...
Bir de bahçesini…
Bahçesinde çok sevdiği ağaçlarını, kamelyasını görmek istiyordu…
“Beni İzmir’e götürün” dedi Neşet Ertaş...
Geldiler…
Karabağlar Yunus Emre Mahallesi’ndeki üç katlı evde güller açıldı sanki…
Mahalleli sevindi, “Usta yine geldi” diye…
Ama ne çare?
Halsizlik, iştahsızlık, boynundaki ağrı arttı…
Daha bir hafta olmadan hastanenin yolunu tuttular…
“Kontrol, doktora görünme” diye beklerken, doktorlar “Yatıralım” dedi…
10 Eylül’de hastanede durumu daha da kötüye gitti…
25 Eylül sabahı o çok sevdiği İzmir’de ölüme gitti...
Peki, neden Neşet Ertaş, İzmir’i çok sevdi, son günlerini dile gelmese de, İzmir’de geçirmek istedi?
Yılın büyük bölümünde yaşadığı mahallenin muhtarı Ali Kocabaş anlatıyor:
“İzmir havasını teneffüs etmenin ona iyi geldiğini, dostlarını, akrabalarını görmenin mutlu ettiğini söylerdi. Burası mütevazı bir yer. Onun da mütevazı bir yaşamı vardı. Zaman zaman sohbet ederdik, ‘Burası benim yaşadığım yer gibi. Anadolu insanlarıyla dolu’ diyordu. Huzur bulduğunu söylüyordu. Halkın içinde olmak istediği için burayı sevdiğini anlatırdı. ‘Halkın sanatçısıyım, halkın içinde olmak istedim. Yükseklerde gözüm yok’ derdi. ‘İzmir güzel bir yer, her zaman yaşanabilecek bir şehir’ derdi bir de. Nüfus kaydını da bir sene önce buraya aldırmıştı. Evinin önündeki başka bir evi de alıp yıkıp bahçe yapmıştı. Ağaçlarını ve özellikle kamelyasını çok seviyordu. Gittiğimizde kamelyanın altında otururduk. Burada beste yaptığını söylemişti. Esnafla ilişkileri çok iyiydi. Onun mütevazılığına bir örneği manav anlattı. Bir gün manava gitmiş, alışveriş yapmış. Manav paketleri taşımak isteyince, ‘Hayır bunu benim taşımam lazım’ demiş ve eve kadar kendi götürmüş.”
Kırşehir’de doğdu, İzmir’de sonsuzluğa yürüdü Neşet Ertaş…
Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, ailenin acıları dinince, daha önce bir ziyarette konuştukları anı evi düşüncesini paylaşacak…
Ailesi izin verirse Neşet Ertaş’ın evi bir müze, anı ev olacak…
Çok sevdiği İzmir’deki mahallesinde artık anılarda yaşayacak…