Güncelleme Tarihi:
"Bilgisizliğin göstergesi"
Kocaoğlu, savunmasında büyükşehir belediyesi organizasyonu ve savcının ve 52 vergi denetçisinin bunların içindeki 8 tane bilirkişinin İzmir Büyükşehir Belediyesi organizasyonunu bir suç örgütü, çete örgütü olarak nitelemesini kesinlikle reddetti. Büyükşehir Belediyesi'nin yasayla kurulmuş bir örgüt olduğunu belirten Kocaoğlu iddia edilen noktalarda, nasıl bir kamu zararı veya suç örgütü olduğunu ifade etmenin savcılığın sorumluluğunda olduğuna dikkat çekti. Kocaoğlu, “52 vergi denetçisi İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU, ESHOT ve 11 şirkete dağıldılar. Bu arkadaşların iki üç ay sonraki sorularından ve sorgulamalarından maksatlı oldukları ayan beyan ortaya çıkmıştır. Vergi denetçisini ilgilendirmeyen, evrak ve suç unsur toplamaya yönelik kendi yetki alanları içinde olmayan pek çok konuya el atmışlardır. İki örnek vereceğim. 52 vergi denetçisinin ne vergi mevzuatını, Kamu İhale Yasası ve belediye mevzuatı konusunda hiç bilgileri olmadığı kesindir. İzmir Büyükşehir Belediyesi 100 bin adet fakir ve muhtaç ailelere paket dağıtmış, içinde birer veya ikişer adet un var. Katma değer vergisi düşük olduğu için pakete yüzde 18 KDV ödendiğinden kamu zararı yaratıldığı iddiası yer aldı. Bugün iddianamede yok. Ama bizi suçlayan belge ortaya çıktı. Bu vergi denetçileri katma değer vergisinin ne olduğunu, dolaşıp Hazineye ödendiğini, vergi geliri sağlandığını burada bir kamu zararı olmadığını, fazla ödeme söz konusuysa fark edildiği an mahsup edileceğini bilmemektedirler. Fazla ödenen KDV'yi suç unsuru ve kamu zararı olarak niteleyecek kadar kendi mesleklerinden uzaktırlar” dedi. Kocaoğlu, İZSU'nun kanalizasyonu olmayan yeni bağlanan köylere halkın sağlığını korumak, bulaşıcı hastalıkları önlemek için gönderilen vidanjörlere 1986 yılından beri ödenen paraların hesaplandığını ve İZSU'dan bunun vergisini mahsup etmeye kalkışıldığını söyledi. Bu durumun da vergi mevzuatı konusundaki bilgisizliğin göstergesi olduğunu belirtti
"İddiaların hiçbiri suç içermiyor"
Kocaoğlu, 2 Mayıs 2011 operasyonu sonrası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den ilgisiz kişiler tarafından belediyenin abluka altına alındığını belirterek belediyenin Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetlenmesini önce sözlü sonra da yazılı olarak talep ettiğini açıkladı. Ancak, bu konuda bir gelişme olmadığını belirten Kocaoğlu, denetlenmekten yana olduğunu söyledi. 2007-11 yılları arasında rutin denetlemeler dışında 100 denetçi geldiğini, soruşturma izni verilen 9 dosyadan sadece ikisinin aleyhlerine sonuçlandığını belirten Kocaoğlu, bunun suç unsuru yaratmak için çabaların göstergesi olduğunu söyledi. Belediye'nin ve Meclisi'ni kirletmek amacı olduğunu belirten Kocaoğlu, “Ben bugün belediyeyi götüren çalışan sanık olarak tutuksuz ve tutuklu bulanan arkadaşların hepsine hem kendi hem de İzmir halkı adına sonsuz teşekkür ediyorum. Böyle bir metanet böyle bir çalışma azmi, görev aşkı, bu kadar baskı, soruşturma bu kadar taciz karşısında direnmelerini gıpta ile izliyor, hepsine teşekkür ediyorum” dedi. Amacın Büyükşehir Belediyesi'nin çökertmek veya siyasi olabileceğini dile getiren Kocaoğlu, ancak iddiaların hiçbirinin suç içermediğini tekrarladı.
Kocaoğlu savunmasının ikinci bölümünde tek tek suçlamalara yanıt verdi. Çankaya Katlı Otopark ihalesine fesat karıştırma iddiasıyla ilgili olarak konuşan Kocaoğlu, otoparkın 1995 yılından bugüne kadar belediye şirketi İZELMAN tarafındın işletildiğini söyledi. Sayıştay'ın bir sorgusu üzerine kiralama yerine ihaleye çıktıklarını belirten Kocaoğlu, sonuçta 4 milyon 111 bin TL gibi bir fiyat ortaya çıktığını ancak bunun fahiş bir fiyat olduğunu söyledi. Bunun altında kalkılması, bedelinin ödenmesinin başka amaçlarla kötü niyetlerle kullanılmazsa zor olduğunu belirten Kocaoğlu, ihaleyi akla mantığa gerçeklere uygun olmadığı için iptal ettiğini söyledi. Daha sonra da otoparkın ortağı Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile anlaşarak İZELMAN'a kiraya verildiğini açıkladı. Kocaoğlu, “Belediye hem kendi mal varlığını hem de bağlı şirketlerin mal varlığını korumak durumunda” dedi.
İZBAN tanıtım filminin yaptırılmasında hiçbir suç olmadığını belirten Kocaoğlu, iddia makamının bilir bilmez kişilerden ortalama maliyet aldığını söyledi. Kamu zararı olmadığını açıklayan Kocaoğlu, filmin İzmir'deki sinemalarda gösteriminin ihalenin ayrı yapılmasının film ihalesinin bölünmesi olmadığını farklı bir konu olduğunu açıkladı. Park ve yeşil alanların bakım ve temizlik ihalesiyle ilgili iddiaların belediye ve bürokratlarıyla hiçbir ilgisi olmadığını dile getiren Kocaoğlu, bu iddiada adı geçen sendikacıların da suçsuz olduklarına inandığını belirtti.
Sanatçılar buzdolabı, otomobil değil
Aziz Kocaoğlu, Balkan Halk Dansları Alım İhalesi ve Emek Şenliği konseriyle ilgili savunmasında çarpıcı açıklamalar yaptı. Kocaoğlu, “Belediye kitlelerin talepleri doğrultusunda belli sanatçıları çağırıyor. Sanatçı ihaleye çıkamaz. Sanatçının ihalesi olmaz. Sanatçı bir tanedir. Fabrikası yoktur. Sanatçı bir otomobil, buzdolabı, çamaşır makinası değildir. Özgündür. Sanatçıyı getirmek istiyorsanız menajeri veya getirebilecek insanlarla konuşursunuz. O da ‘bu sanatçıyı şu gün şu saatte getirebilirim’ diye bir belge verir. Eğer, sanatçı ismi belirlenip iddia edildiği gibi ihaleye çıkacaksa o zaman ihale mevzuatına göre işin içinden çıkmak mümkün değildir. Kaç tane Anadolu Ateşi var? Balkan Halk Dansları etkinliğiyle ilgili iddiaları reddediyorum” dedi.
Kaç tane Şevval Sam var?
Büyükşehir Belediyesi'nde taşeronun bitirilmesi nedeniyle bir Emek Şenliği düzenlendiğini ve Şevval Sam'ın konser için çağrıldığına dikkat çeken Kocaoğlu, “Şevval Sam konseri için açık ihaleye çıkacaksın deniyor. Kaç tane Şevval Sam var? İsim benzerliği nedeniyle 10 tane olsa, bunlar ihaleye mi gelecek. Konserle ne işleri var? Bunun gerçekle ne alakası var? Bu iddiayı da reddediyorum” dedi.
Durak ihalesiyle ilgili iddiaları da yanıtlayan Kocaoğlu, Büyükşehir sınırlarının büyümesi nedeniyle durak sayısının arttığını, ek ihaleye çıkıldığını belirtti. Kocaoğlu, “Bilgisizlikten, gelir ve giderin karıştırılmasından kaynaklanan iddialar var. Durakların yer değişmesinin nedeni metro hatları nedeniyle güzergahların değişmesidir. Dövizle gelir ihalesi yapılamayacağı iddia içinde yer almakta. Halbuki dövizle gelir ihalesi yapılabilir. Bu konuda bilgisizlik var. Zarar yoktur” dedi.
Sütçülerin yollarla süt döktüğü dönemden sonra Tire Süt Kooperatifinden süt almaya başlayarak üreticiye rahatlattıklarını belirten Kocaoğlu, içmediklerini, satmadıklarını sadece okullara süt dağıtıldığını söyledi. Mandalinaların da okullara dağıtıldığını belirten Kocaoğlu, öğretmenlere ve 7 yaşındaki öğrencilere ne kadar süt, mandalina, diş macunu dağıtıldığının sorulmasını manidar bulduğunu söyledi.
İddia makamının eşinin arabayı ne zaman nereye gitmek için kullandığını özel kalem müdürü ve şoförü müfettiş aracılığıyla sorgulayarak araştırdığını belirten Kocaoğlu, eşinin protokol görevleri olduğunu söyledi. Kocaoğlu, “Bu makam bu kadar taciz edilemez. Bu makamın bu kadar taciz etmeye kimsenin hakkı yoktur” dedi.
Öğretmeler Günü'nde dağıtılan şalları öğretmeleri onore etmek için aldıklarını belirten Kocaoğlu, alıma fesat karıştırılmadığını ancak şalların değiştirilmesi konusunda hata varsa kasti olmadığını söyledi. İZFAŞ'ın İzmir’in tanıtımı için faaliyet gösterdiğini bu kapsamda kenti en iyi tanıtacak körfezin tasarımı ve temizlenmesi konusundaki Finlandiya ve Hollanda gezilerinin faturasını ödemesinin normal olduğunu söyledi.
Aziz Kocaoğlu savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Cahit Kargılı'nın savunmasına yönelik sorularını yanıtladı. Kargılı önce Kocaoğlu'na katlı otopark ihalesiyle ilgili sorular yöneltti. Pervin Şenel Genç ve İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı'nın telefon konuşmaları kayıtlarından bölüm okuyan Kargılı'ya avukat Ercan Demir ve Özkan Yücel itiraz etti. Avukatlar, bu şekilde delil olamayacağını, yeniden çözüm yapılmasını talep ettiler. Savcı ise bu talebi reddetti. Mahkeme Başkanı Kocaoğlu'na Genç ve Kırmızı arasındaki ihalenin kaybedilmesi durumunda iptal edilmesi yönündeki konuşmalardan haberi olup olmadığını sordu. Kocaoğlu olmadığını ancak kamerayla kaydedilen Genç'le olan görüşmesindeki konuşmasında kendisini İZELMAN'ın ihaleyi kaybetmesi halinde otoparkı Büyükşehir Belediyesi'nin kendi personeli tarafından işletilmesini söylediğini, başka bir anlam çıkarılmasının doğru olmadığını söyledi.