Casusluk davasında beraat istemi

Güncelleme Tarihi:

Casusluk davasında beraat istemi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2016 13:22

İzmir'de aralarında muvazzaf askerlerin de olduğu 357 tutuksuz sanık hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada savcı, tüm sanıkların "örgüt" suçundan beraatini talep etti.

Haberin Devamı

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Cumhuriyet Savcısı Ali Ertan, mütalaasında sanıklar arasında örgütsel bağ bulunmadığı, dijital materyallerin örgütün varlığı açısından delil niteliği taşımadığını belirtti. 

Davanın bir numaralı sanığı ve örgüt lideri olduğu suçlamasıyla yargılanan iş adamı Bilgin Özkaynak'ın, iddianamede örgüt lideri gösterilmesine rağmen, telefon görüşmelerinde kendisine bağlı olduğu iddia edilen bazı sanıklara "ağabey" diye seslendiği, dolayısıyla bunun örgütsel hiyerarşiye uymadığını kaydeden Savcı Ertan, Özkaynak'ın evindeki aramada ele geçirilen "Pandora" veri tabanının dijital verilerden ibaret olduğu, bunların delil olarak değerlendirilemeyeceğini bildirdi.
Sanıkların evlerinde ele geçirildiği iddia edilen bazı dijital materyallerin imajlarının alınmadığı, eksik ya da hiç tutanak tutulmadığına dikkati çeken Ertan, "hash" değerlerinin verilerin dijital ortama sonradan konulduğu yönünde kuşku yaratabileceğini aktardı.
Ertan, dijital kayıt ortamlarında adı geçen kişilerin sanık olarak yargılandıklarını, isminin dijital ortamda geçmesinin o kişinin suçluluğunu gösteremeyeceğini, bilgisayar kullanmayı bilen herkesin bu tür kayıtlarda değişiklikler yapabileceğini vurguladı.
TSK personelinin askeriyeden dışarı çıkardığı ileri sürülen belgelerin eğitim ve sınavlara hazırlanmaya yönelik olduğuna işaret eden savcı, bu belgeleri "ele geçirmek" kastıyla bulundurduklarına ilişkin kanıt olmadığını, suç unsuru taşısa bile bu durumda askeri mahkemelerin görevli olması gerektiğini belirtti.
Sanıkların evlerindeki aramaların CMK'ya uygun gerçekleştirilmediğini aktaran Ertan, sanık Özkaynak'ın Sapanca ve Marmaris'te bulunan adreslerindeki aramaların, savcının talimat verdiği zamanda yapılmadığını, hukuka aykırı işlemler sonucu gerçekleştirilen yargılamanın da adil yargılama esaslarına aykırı olduğunu ifade etti.
Ertan, bazı sanıklardan ele geçirildiği öne sürülen materyaller üzerinde yapılan testlerde DNA örneklerinin, sanıklardan alınan DNA profilleriyle uyumsuz olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu raporunu hatırlattı.
Savcı, birinci iddianame kapsamında örgüt yöneticileri olduğu iddia edilen sanıklar Özkaynak, Coşkun Başbuğ, Safiye Köten, Narin Korkmaz, Hakan Oğuzhan, Onur Süer, Mehmet Aksu, Bülent Acar, Engin Karatekin, Engin Çırakoğlu ve Bülent Akbaş'ın, "ortada örgütün varlığına ilişkin kanıtların olmaması ve örgüt yöneticisi oldukları sabit olmadığı" gerekçesiyle beraatini talep etti.
Savcı Ali Ertan, Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin de aralarında bulunduğu diğer tüm sanıkların da üzerlerine atılı suçlamalar sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlerini istedi, sanıklar Korkmaz ve Köten'in evlerinde fiziksel olarak ele geçirilen belgeler nedeniyle TCK 334/1 kapsamında cezalandırılmaları durumunda tutuklu kaldıkları sürenin düşülmesini talep etti.
Ertan, ikinci iddianamede de "kişisel verileri kaydetme" suçundan hukuka uygun delil toplanmadığı, diğer iddialara yönelik objektif ve kesin kanıt bulunmadığı, suçları sabit olmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatini istedi.
Bazı asker sanıklar hakkındaki dosyanın ise "askeri itaatsizlik suçu bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirilmesi için" askeri savcılığa gönderilmesini isteyen savcı, yakalama kararı bulunan sanık Necdet Kılıç hakkındaki delillerin değerlendirilmesi amacıyla dosyasının ayrılmasını talep etti.
Savcı Ali Ertan, hukuka aykırı işlemlerle ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasını da istedi.
Mahkeme heyeti, mütalaaya karşı savunmaları almak üzere duruşmaya öğle arası verdi.
- Davanın geçmişi
TMK 10. maddesiyle görevli Savcı Zafer Kılınç'ın "askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.İddianamede adı geçen 831 mağdurdan, aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensubunun da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edilmişti.Örgüt lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve dokuzar yıl, sanıklar arasında bulunan ve dönemde Koramiral olan Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele hakkında da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinde 16 Nisan 2013'te görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 sanık tahliye edilmişti.Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından davanın İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi kararlaştırılmış, 5'i asker 10 tutuklunun da bu mahkemece tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu kalmamıştı.Milli Savunma Bakanlığının 20 Ekim 2014'te görülen duruşmadaki müdahillik talebi, "suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu" gerekçesiyle kabul edilmişti.
- Savcı ve hakim açığa alınmıştı
Geçen hafta, HSYK 2. Dairesi, iddianameyi hazırlayan Savcı Kılınç'ı "dosyanın soruşturma sürecinde usul ve yasaya aykırı işlem tesis ettiği", davaya bakan ve sanıkların tutuklanmalarına karar veren Hakim Serdar Ergül'ü de "mesleğin şeref ve onurunu bozan ve mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte eylemde bulunduğu" gerekçesiyle geçici olarak görevden uzaklaştırmıştı.
Davanın soruşturmasında görev yapan polislerin bazıları, FETÖ/PDY operasyonları kapsamında gözaltına alınmış, eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da aralarında bulunduğu 27 kişi tutuklanmıştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!