Güncelleme Tarihi:
İZMİRLİ amatör fotoğrafçı Burcu Tuna, 2007 yılında Aksaray’da meydana gelen trafik kazasında yaşamını yitiren Zafer İlköğretim Okulu öğrencilerine 7 yıl gönüllü tiyatro eğitmenliği yaptığını, kazanın ardından çocuklarla çalışmaya ara verdiğini söyledi. Tuna, 6 yıldır doğum fotoğrafları çekerek, anne adaylarının en özel anı olan doğumu deklanşöre basarak ölümsüzleştiriyor.
İKİLİ İLİŞKİLER
Tuna, çocukluğunda dedesine ait fotoğraf makinesine duyduğu hayranlık ile başlayan merakının, zamanla tutku haline geldiğini anlattı. Konak Belediyesi Projeler Sorumluluğu görevi dolayısıyla yoğun bir tempoda çalıştığını ifade eden Tuna, “Tiyatro eğitimi aldım. Halen de tiyatro eğitmenliği, sinema oyunculuğu ve tiyatro yönetmenliğini sürdürüyorum. Bu yoğun tempo içinde fotoğraf çekerek, tüm yorgunluğumu ve stresimi atıyorum” dedi. Yakın bir arkadaşının ricası üzerine ilk kez doğum fotoğrafı çektiği günün üzerinden 6 yıl geçtiğini işaret eden Tuna, şöyle konuştu:
Annelere terapist oluyorum
“Doğumu sırasında yanında olmamı istedi. O zamanlar doğumları fotoğraflamak bu kadar popüler değildi. Doğumlar gizlilik içinde yapılırdı. O gün bugündür doğum fotoğrafları çekiyorum. Mucizeye tanıklık etmek gibi kutsal bir görev yapıyorum. Anneler ve bebeklerle birlikte olmaktan mutluyum. Tiyatro eğitimim nedeniyle ikili ilişkilerde çok yakınımdır. Anne ve babalarla çok sıcak ilişkiler kuruyorum. Ameliyathanede aileden kimse olmuyor ve doğumhane psikolojisi anneleri negatif etkileyebiliyor.”
Kaza ben de acı ve derin bir iz bıraktı
Burcu Tuna, “Annenin sadece fotoğrafını çekmiyorum, dostu gibi dokunarak, terapist gibi yaklaşıyorum. O nedenle de çok keyifli, sıcak ve mucizevi fotoğraflar ortaya çıkıyor. Doğumhanede insan olmayı yeniden anımsıyor ve mucizeleri anlıyorum.” Tuna, bugüne kadar 40 doğuma tanıklık ettiğini, her bebeğin mucizevi hikayesini en doğru şekilde yansıtmak için elinden geleni yaptığını belirtti. Tuna, 3 yıl önce Zafer İlköğretim Okulu öğrencilerine 7 yıl gönüllü tiyatro eğitmenliği yaptığını, kazanın ardından çocuklarla çalışmaya ara verdiğini söyledi. Öğrencileri kaybetmenin, kendisinde derin izler bıraktığına dikkati çeken Tuna, “Halen Polis Okulunda tiyatro eğitmenliği yapıyorum. Sinema oyunculuğu ve tiyatro yönetmenliğine devam ediyorum. Çocuklarımı kazada kaybedince, bebeklere yöneldim. Doğum fotoğrafçılığıyla mucizelere tanıklık ederek her gün yeniden doğuyorum sanki” dedi.
Tuna: İnsan olmayı orada öğreniyorum
? Doğum anını ölümsüzleştirirken, sıkıntılı durumlar yaşanması halinde anne adayını motive etmeye çalıştığını vurgulayan Tuna, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz hafta Tuna bebeğin dünyaya gelmesini beklerken, anneyle 4 saatimizi ameliyathanede geçirdik. Annenin tüm gerginliğini almaya çalıştım. Bebeğin kalp atışları yoktu. Gergin bir ortam vardı. Normal doğumla dünyaya gelen bebeğin ilk ağlamasını beklerken asırlar geçti gibi geldi. Bebek ağlamaya başlayınca, benim de gözlerimden yaşlar geldi.Sağlık herşeyden önemli idi. Fotoğrafçılığı bir kenara bırakın, insan olmayı orada öğreniyorum.”