Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2007 21:48
’Afrika’, ’Çöl’, ’Cehennem’ denilen sıcak hava sonunda geldi. Ama gerçekten de bayılttı. Başta İzmir, çoğu kent hafta sonunda fırın ağzı gibiydi ve boşalmıştı. Herkes kendini bir yerlere attı. Amaç aynıydı, bir yudum serinlik.*Hafta sonunu atlattık da ferahladık mı? Nerede... Televizyonlarda, radyolarda, internet sitelerindeki hava raporları kabus oldu. Çünkü en kritik günün yarın olduğunu belirtiyorlar. ’Çarşambaya dikkat’ başlığında herkes birleşti. Yarının tatil olması bile önerildi. Gazetelerdeki uyarı haberleri de eklendiğinde, doğal olarak ’sıcak panik’ başlıyor insanda.*Zorunlu olmadıkça, güneş ışığının dik olduğu, özellikle öğle saatlerinde dışarı çıkmayın. Çıkarsanız şapka takın, şemsiye bulundurun. Bol sıvı tüketin. Ağır, yağlı yiyeceklerden kaçının. Tuz kaybına dikkat edin. Bunun gibi öneriler uzayıp gidiyor. Elbette çok yararlı ve uyulması gereken öneriler.*Ben bu sıcak muhabbette, yakınlarımı, çevremdekileri düşünüyorum. Ama politikacılar, daha doğrusu adaylar aklımdan çıkmıyor. Kolay mı? Örneğin esnafı gezeceksin. Akşam saatleri beklenmez ki. Dükkanlar kapanır. İşin yoksa sıcakta gez. Yerine göre poşu bağlayacaksın. Fes taktığın bile olur. Duruma göre, ’Harmandalı’ oynamak gerekir. İkram edilen yiyecek içeceği geri çeviremezsin. Oradan oraya koşturup duracaksın. Ama çare yok. Yola çıkıldı bir kere. Kimse de zorlamadı. Ne diyelim? Kolay gelsin.Neyse, nereden nereye... Ama dedim ya, sıcak hem de aşırı.*Herkese serin, çok serin günler diliyorum.
<ımg>ımg>