Güncelleme Tarihi:
Genç kadın, 3 Ağustos 2011’de boşanma davası açtı. Mahkeme, geçtiğimiz Eylül ayında B.A.’ya bin TL manevi tazminat ile ortak çocukları B.M.’ye 500 TL tebir ve iştirak nafakası bağlanmasına ve velayetinin anneye verilmesine karar verip çifti boşadı. Boşanma davasının ardından, mahkemenin çocuğunu görmesi için verdiği günlerde, icra görevlileri ile birlikte gittiğini, ancak eski eşinin birlikte yaşadığı babası M.Ü.A.’nın çocuğunu göstermemek için türlü yollara başvurduğunu ve kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia edip, karakol amirliğine başvuran Mert için kaymakamlık oluruyla 3 ay koruma kararı verildi.
Mert, boşanmadan önce kayınpederinin parkta oğlunu kucağından alıp eve kaçtığını ve yaklaşık 1.5 ay oğlunu göstermediklerini, daha sonra eşinin boşanma davası açtığını öğrendiğini belirterek, “Çocuğumla ilişkimi koparmak istediler” dedi.
Velayet davası açtı
Mahkemeye başvurarak çocuğuyla görüşme sürelerinin artırılamasını istediğini ve mahkeme uzmanlarının incelemesine istinaden hakimin oğluyla görüş sürelerini ayda iki kez, ancak cumartesi sabah 10.00’dan pazar 17.00’ye kadar olarak yatılı iki gün vermek suretiyle artırıldığını anlatan Mert, “Bu eşimi ve ailesini çok sinirlendirdi. Çünkü onlara kalsa çocuğumla hiç görüşmemem gerekiyordu. Bu, oğlumu her almaya gidişimde, eşim çalıştığı için babası, annesi ve kızkardeşi tarafından bana söyleniyor, beni kışkırtmak ve psikolojimi baskılamak için kullanılıyordu” diye konuştu.
Mert, eski kayınpederinin tehditlerinin yoğunlaşması üzerine Bostanlı Polis Merkezi’ne şikayette bulunduğunu ve 3 ay süre için kendisinin koruma altına alındığını anlattı. Çocuğuma “ebeveyne yabancılaştırma sendorumu”yaşatıldığını savunan Mert, “Bu sendromla mücadele eden Boşanmış Babalar Platformu ile iletişime geçerek, bu konulara dikkat çekme çalışmalarına katıldım. Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı’na şikayette bulundum. Tek derdim, oğlumun sağlıklı gelişimi ve mutluluğu. Velayetini geri almak için sonuna kadar hukuk mücadelemi sürdüreceğim” dedi.