Bodrum'da İkinci Bahar: Ecevit’le kader ortağı gazeteci

Ünlü gazeteci Bülent Akkurt, 1937 yılında öğrenim gördüğü Ankara Mimar Kemal İlkokulu'nda Bülent Ecevit'le aynı sınıfta okuduğunu yıllar sonra farketti. Akkurt, ‘Sayın Ecevit'le aynı mesleği yapmak ayrı bir gurur kaynağı. Hayatımın bazı dönemlerin çakışmasına önem veriyorum’ dedi.

AKLI fikri havacılığa takılan Bülent Akkurt, görme bozukluğu nedeniyle bu emeline ulaşamadı. Hayranlıkla seyrettiği uçakların içinde olmak ve gökyüzünün sonsuzluğunda süzülme hayalleri suya düştü. Yıllarca haber peşinden koşup yoruldu. Birgün ansızın yere düşmemek için Bodrum'da dinlenmeyi tercih etti.

AKKURT'un babası asker olduğu için ilk ve orta öğrenimini 12, lisenin ilk sınıfını 4 ayrı ilde okudu. Akkurt, Bülent Ecevit'le ilgili anısını da hafıza arşivinde saklanmaya değer buluyor:

‘‘İLKOKUL 4. sınıfı Ankara Mimar Kemal'de okudum. Sınıfımızda üç tane Bülent vardı. Birisinin Bülent Ecevit olduğu seneler sonra, evinde çay içip sohbet ederken ortaya çıktı. Bu yakınlık ve yaşam çizgisindeki benzerliğe daima önem verdim’’ diyor.

ZOR AMA ZEVKLİ

MİLLİYET'te gazeteciliğe başlayıp Turhan Aytul, Hasan Yılmaer, Necmi Tanyolaç, Hakkı Devrim, Orhan Birgit, Doğan Koloğlu, Ümit Deniz, Cihat Baban, Bedri Koraman, Oğuz Aral gibi ustalarla çalışan Akkurt, ‘‘Gazetecilik çileli, zor ve sıkıntılı bir iş olduğu kadar da zevklidir. Sanırım zevk, zorluktan kaynaklanıyor’’ diyor.

TİYATRODA da iz bırakan Bülent Akkurt, gazetecilikteki sıkıntıları bu alanda da yaşadı. Tunca Yönder, Güner Sümer, Asaf Çiğiltepe, Tuncer Necmioğlu, Işık Toprak, Tolga Tiğin, Seden Kızıltunç'lu kadroyla ‘‘Godot'yu Beklerken’’ ile perdeyi açtığını belirten Akkurt, kadroda Avusturalya'da başkonsolosken Semra Özal'a kafa tutan Bilge Erkan'ın da bulunduğunu belirtti.

BODRUM'UN TILSIMI

BODRUM'a ilk kez 1969 yılında eşi Güneş Hanım ve kızıyla geldiğini anlatan Bülent Akkurt, 70'li yıllarda yerleşmeye karar verdiğini belirtiyor. Akkurt, ‘‘Bodrum'un doğası, Gümüşlük'ü, kalesi, havası kısaca herşeyi bizi cezbetti. Bodrum'un tüm bu güzelliklerinin dışında insanı kendine bağlayan bir tılsımı var. Ben ‘Bodrum bozuldu’ diyenlere katılmıyorum. Gelişimin sonunda bozulmayan yer yok ki...’’ diyor. Akkurt, hala okuduğundan çok yazıyor. Gazeteci Akkurt, Bodrum'da eşi Güneş Hanım'la birlikte yürüyüş yapıyor, dinleniyor. Herşeyi güzel yönleriyle yaşamaya çalışıyor.

SALYANGOZ KREDİSİ İLE

BÜLENT Akkurt, tiyatroyla ilgili ilginç bir anısını da şöyle anlatıyor: ‘‘Asaf Çiğiltepe (Ankara'da bir tiyatro salonu yapılıyormuş, bir bak, aklın yatarsa orada bir tiyatro kuralım) dedi. Bunun üzerine Güner Sümer ve ablası Adalet Ağaoğlu ile gidip yeri gördük ve beğendik. Ama paramız yoktu. Bu sorunu da Enver Paşa'nın oğlu Ali Enver halletti. Ali Enver bir bankadan 56 bin 250 lira salyangoz işleme kredisi aldı. Bu parayla Ankara Sanat Tiyatrosu'nu kurduk. AST'daki güzel günlerim 1971 yılında 182 gün süren ve bana o günün parasıyla tam 741 bin lira borç bırakan grevle sona erdi.’’

KENDİSİNDE aralarında sesini duymadığı, yüzünü görmediği insanların da bulunduğu 700-800 kişinin adresi olduğunu anlatan Bülent Akkurt, ‘‘Doğum günlerinde, evlenme yıldönümlerinde dostlarımı mutlaka ararım. Yazdıklarıma iki kez cevap vermeyeni listemden silerim. Ya bana karşı ilgisi azalmıştır, ya yazacak zamanı yoktur ya da yazma prensibi yoktur diye düşünür, onu zora sokmamak için listemden silerim ama dostluğumdan silmem’’ diyor.

PORTRE

Bülent Akkurt, 1925 yılında Menemen'de doğdu. Babası İbrahim Kemalettin Şinasi Bey (Subay) annesi Makbule Hanım (Ev hanımı). Kendinden 8 yaş küçük bir kız kardeşi var. 1943 yılında Bursa Işıklar Askeri Lisesi'ni, 1945'de Kara Harp Okulu'nu, 1954'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. 1953 yılında Milliyet Gazetesi'nde spor yazarı olarak gazeteciliğe başladı. 1955 yılında ordudan ayrılan Akkurt çeşitli gazetelerde yazı işleri ve genel yayın müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1962 yılında İstanbul'da Arena, 1963 yılında da Ankara'da Ankara Sanat Tiyatrosu'nu kurdu. Çeşitli dergilerde sanat yazıları yazan Akkurt'un ‘‘Sevgilerle Yaşamak’’ adını taşıyan bir şiir kitabı, ‘‘Ve Tanrı Onları Cezalandırdı’’, ‘‘Bir Zamanlar Bursa'da’’, ‘‘Nazım Hikmet ve O'nun Memleketinden İnsan Manzaraları’’ kitapları bulunuyor.