EŞME, hele hele sonbaharda tavla oynamak için biçilmiş kaftandır.
"Sedat Şanver" ile önceleri Çeşme’de, Ilıca kahveleri önündeki ilk kapışmalarımızda, Sedat hep beni yendi. Maçı her kazanışından sonra, sanki bir kabahat etmiş gibi özür diliyor ve tesadüfen kazandığını gayet kibar biçimde ezile büzüle açıklıyordu. Önceleri makara geçiyor sandım. Sonra baktım, adam ciddi!.. Yendiği için üzülüyor, benim üzüleceğimi sanıp özürler döktürüyor. Sedat Şanver böylesine kibar ve duygulu bir insandı.Sonra kış gelince, Alsancak’taki Can Yücel Sokağı’ndaki bizim Hüseyin’in
"İyonya Kahvesi" önündeki salaş masalarda kapışmaya başladık. Ben, evire çevire Sedat’ı dövmeye başladım; 5-0, 6-1 gibi skorlar arka arkaya sökün etti. Ben yenince özür mözür dilemem, kabarır dururum. Sedat yine özür diliyordu, "
- Abicim, seni karşında adam gibi bir rakip olamıyorum" diye titizleniyordu. Bu Sedat adamı öldürür vallahı!.. Şair olacağına, keşke zerafet uzmanı olasıymış..
DERNEK VE DERGİBu tavla partilerimiz esnasında Sedat, bana projelerini açtı. Bilimsel ve kültürel araştırmalar yapan bir ciddi dernek ile şehir kültürünü işleyen bir ilkeli dergiyi yaşama geçirmek istediğini ısrarla belirtti. Günler geçti, baktım işi bayağı benimsemiş. Onu vazgeçirmeye çalıştım. Ben bu yollardan çok geçtim, sende başka kimse dernek kirasını ödemez, emniyetle başın sürekli derde girer, üyelerin toplantıları asarlar, dergiyi çıkarma katkı payını ödemezler, kimse sana destek olmaz, önce oh, oh derler, sonra yallah kaçarlar diye ne gerekirse söyledim.Ama nafile.Sedat, Gazi Kadınlar Sokağı’nda (1453 Sokak) Kibele Bar’ın yanındaki binanın (No: 26) üçüncü katında
"İzmir Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Derneği"ni kurdu, çalışmaları başlattı (Tel: 4642960 izmirbilim@gmail.com). Ve ardından
"İzmir Şehir Kültürü" dergisini yayınladı. Dernek kurucuları arasında Sedat Şanver, Adem Kargı, Semih Çelenk, Salim Çetin, Tayfun Pezek, (meşhur Dıgıl Tayfun), Ali İhsan Özeren ve Bekir Çetinkaya bulunuyor. Dernek, kent ile ilgili herşey ile semtlerden mekanlara, tarihten güncel olaylara kadar, her konuyla ilgileneceğini belirtti.
ŞEHİR DERGİSİDerginin ilk sayısında İzmir’in ilginç iki semti Akevler ve Gültepe üzerine ciddi bir inceleme yazısı bulunmakta. Prof. Yusuf Alper
"Kent ve Pisikoloji" köşesinde yer almış. Sedat Şanver
"Yerel Yönetimler Kültürü" başlıklı yazısında, İzmir’in yerel yönetim-sahte kültür adamı ilişkilerini yerde yere vuran nefis bir yazı yazmış.Dergi İzmir’in ilkeli yayınevlerinden
"Etki Yayınevi" tarafından hazırlanıp basılıyor ve yayınevinin sahibi Adem Kargı dostumuz, hem dernek, hem dergi işinde Sedat’ın en yakın yardımcısı. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş diyebiliriz. İzmir’in benmerkezci edebiyat çetelerine bulaşmamış, belediye arpalıklarında eşinmeyen, klik mensubu olmayan, toplumcu, özverili, arkadaş canlısı, kültür ve edebiyat aşığı insanların bu oluşumda yer alacağının garantisi, Sedat ile Adem’in isimleridir şüphesiz..
ÖZVERİLİ ŞAİR"Sedat Şanver (Öğe)",
1963 yılında Urfa’da doğdu. Öğretmen derneği temsilcisi olan Reşat babasını siyasi nedenlerle bir gün tarayıp öldürdüler. Bu acıyla büyüyen, ama acısını reklam etmeyen Sedat, Buca Eğitim Fakültesi mezunu ve uzun yıllar öğretmenlik yaptı.
"Dilin İsyanı, Aşiret ve Otomobil, Haremdeki Kadınlar, Gezgin ve Katil" isimli şiir kitapları, rahmetli şair Ali Rıza Ertan için hazırladığı
"Düş Kırımı" ve 1997’de hazırladığı şiir yıllığı ile tanındı. Ali Rıza Ertan, Güneş Gazetesi ve Cemal Süreya Şiir ödüllerini kazandı. İçli ve kibar bir şair olan Sedat Şanver, şiirin dışında kendini önemli hissettiği tek kimliğin, babası Reşat Öğe ile arasındaki köprü olduğunu düşünür.Sedat Şanver’i ve arkadaşlarını kutluyorum.. İzmir’e önemli hizmetler getireceğine inanıyoruz.. Bizim Sedat, emekli bir öğretmen olarak, var olan biraz birikimini bu kültür etkinliklerinde harcayacak şüphesiz. Ama ne yapalım. Kültürü, çıkarı için kullananlar ezici çoğunluktadır, bir de kültürün çıkarsız hizmetkarları vardır. Sedat bu ikincilerden!
Kitap Fuarı buluşmasıBir İzmir Kitap Fuarı’nda Etki Yayınları sahibi Adem Kargı ve şair Sedat Şanver ile buluşmuşuz. Adem ve Sedat, İzmir’de yeni dernek ve yeni dergi projesinin mimarlarıdır.
Sedat Şanver’in Çeşme’de yazdığı en son şiirler Düş Kırımı’nı hazırladıGenç yaşta vefat eden ünlü şair ve Türkçe öğretmeni Ali Rıza Ertan’ın tüm şiirlerini toplayıp, "Düş Kırımı" isimli bir kitap halinde, Kültür Bakanlığı’na bastıran Şedat Şanver’e ne kadar şükran duysak azdır.
DENİZAşkımızı temize çekelimDeniz bize bakıyor bir dağın ardındanÖlümün ardından. Boynu sıkışmış gibi.Darağacında biri ölüyor. Gencecik.Son sözleri aşka dair. Yaşamaya dair.Bir insan ölürken, gençken, aşktır hayat.Aşklarımızı temize çekelim Denizin tuzlu suyunda.
BEKÇİBütün kış denizi bekledikGöğü ve yıldızları: kimse dokunmasın diyeEllerimiz toprağa karıştıKarşı komşuyu bekledik, başka bir dildeMum yaktık ve şarap içtik bütün soğuklardaZeytin ağaçları, toprak ve nergisler hep bekledi.Dalga durdu. Biz beklemekten usandık.İşte bahar. Ortalık mahşer.Nergislerden hala
haber yok
SIZIBir aşk daha bitiyor işte..Puslu bir gökyüzü, Denizin yüzü yağmurdan görünmüyorİyot kokusu ve oltanın ucunda çırpınan bir istavritEkmek parçaları, misina, ağ takımları, ağırlıklarElimizden gelse sonsuz yeşerecek bir yeryüzüBir kedi daha kısmetini yitirdiHavalar soğudu, sokak ışıkları söndüKalın giysilerle yürümeliyim mezarlıklardaElimden gelen sadece bu, kendime sığınmakBir aşk daha bitiyor işte..Biter, her aşk biter,Yeter ki yürek bu acıyı kaldırsın
<ımg>ımg>