Bir kız gibi serpilir güzelleşen fuarın

Daha fazla yaşlanmadan, onu yeniden diriltip genç kız gibi bir daha serpiltmek, kentin çağdaş yöneticilerinin sorumluğundadır. FUAR'ımızı kuran, yoktan var eden İzmir'in efsanevi belediye başkanlarından Dr.Behçet Uz'un dostu olmakla bayağı gururlanırım. Bu devlet büyüğümüz ile defalarca konuşup, çeşitli söyleşiler yayınladım. Evinde konuğu oldum, iltifatlarına mazhar oldum. Vefatından sonra, İzmir Basını'nda bir haftalık yazı dizisi ile bu büyük insana güle güle dedimDr.Behcet Uz gibi, Osman Kibar, İhsan Alyanak, Yüksel Çakmur, Dr.Burhan Özfatura, Ahmet Piriştina gibi belediye başkanlarımızla da, fuar eksenli ilişkilerimiz, sohbetlerimiz, yayınlarımız oldu. Eskiden çalıştığım gazetede, tam yirmi yıl fuar ilavelerine önemli katkılarım oldu, köşe yazılarımda defalarca fuarımızın genç cumhuriyetle yaşıt ulusallığını vurgulayan yaklaşımlar sundum. Ahmet Piriştina zamanında İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayıncılık Şirketi'nin bastığı fuar tarihçesi kitapçığını da kaleme aldım.Fuar müdürleri içinde Ahmet Dönmez, Hamdi Asena, İZFAŞ genel müdürlerinden Mehmet Soyer, Selami Gürgüç, Dilara Ersözlü sevgi ve saygı duyduğum yöneticilerdi. Şimdiki İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen ise, gençliğinden beri tanıdığımız pırıl pırıl bir yöneticidir. Başarılı çalışmalarının devamını dilerim.Şimdiki fuarlarŞimdinin fuarlarına nadiren damladığım zaman, artık Montrö kapısından içeri giriyorum. Çünkü hemen sağdaki "Halikarnas Balıkçısı" büstüne merhaba dememek olmaz! Yabancı devlet pavyonları hala benim için ilginç geliyor. Tariş şıramı, Piyale makarnamı, kalın sosisli halis domates salçalı sandviçlerimi, Menekşe Bahçesi'nin semaver çaylarını, ne yazık ki bulamıyorum. Lunapark'ın yeri değişti, ama "Periler Şatosu" hala beni içine çekmekte. Hayvanat Bahçesi de, Kültürpark'tan uzaklara taşınacakmış. Pak Pahadur isimli meşhur filimiz de öldü. Giderek öksüzleşen bir Kültürpark ile dilerim karşılaşmayız.Artık çabuk yorulduğum için, gezinti aralarında mutlaka bir yerlere çöküp, dakikalarca gelip geçeni izliyorum. Büyük kalabalıklar karmaşa içinde akıp gidiyorlar. Elli yıl önceki bembeyaz giyimli insanlarımız ortadan kaybolmuş, karmakarışık renksizlik cümbüşü içinde bir insan kaosu yayılıp genişleyen bir tsunami gibi her yeri kaplamış. Kendi insanımıza, neden fuarın sosyal, kültürel, pedagojik, ulusal ve evrensel önemini öğretemedik diye kendimi sorguluyorum. Ama, her şeye rağmen fuarımız yerinde duruyor ya, o bize yetiyor!Rauf Denktaş, fuardaRauf Denktaş, gençlik yıllarında eşi ile birlikte fuarda Nesrin Sipahi'yi izliyor.İZFAŞ'a başarılarİzmir Enternasyonal Fuarı'nın tarihi, sözünü ettiğimiz sürecin bir belgesi olmaya devam etmektedir. Şimdi genç ve dinamik bir kadronun omuzlarında, Doğan İşleyen dostumuzun yönetimindeki İZFAŞ, bu kutsal emaneti, daha ileri ufuklara taşıma heyecanını yaşıyor. Tarihten günümüze uzanan bu öykü, daima canlı tutulmalıdır.76 yıllık aşk, daha çok uzun yaşamaya layıktır.. 1937'deki İzmir Fuarı "Tango Yarışması"na katılan rahmetli gazeteci üstadımız Orhan Rahmi Gökçe'nin dediği gibi, fuarımız daima "serpilen bir genç kız" gibi kalmalıdır..İZMİR FUARISen Ege'nin ruhusun, biricik yıldızısınSen aşkın kendisi, alevisin, hızısınDağın, bağın başkadır, gülün, bülbülün başkaİzmir sen bu vatanın bu kadar tatlı eseri*Hangi yerin rüzgarı bu kadar tatlı eserHangi rüzgar böyle ipek kanatlı eser*Hele Fuarın İzmirGüzel ve şen FuarınBir kız gibi serpilirGüzelleşen fuarın*Hayat dolu, zevk doluGüzel İzmir FuarınHer kalbe yakın gelirNeşe verir Fuarın*Toplamış servetini bütün Türk illerininAnladık kudretini yaman Türk ellerininÜstünde alın teri incileşmiş gibidirEşsiz yiğitlerinin, vatan güzellerinin*Yeni bir Türk zevki var Fuarın kucağındaSöylenir şarkıları yurdun her bucağındaSöz: Orhan Rahmi Gökçe(Gazeteci, muharrir)Mareşal Voroşilov'un otobüsleri1947 yılında Lozan Kapısı'nda, Rus Mareşali Voroşilov'un İzmir Belediyesi'ne armağan ettiği otobüslerden birini izliyoruz.Evrensel mesajİzmir fuarları, 1923 İktisat Sergisi'nden başlayıp 1927'de Mithatpaşa Sanat Enstitüsü'nde oluşturulan "9 Eylül Sergisi"ne, 1933 yılında eski Büyük Efes Oteli'nin bulunduğu yerde kurulan "9 Eylül Panayırı"na ve nihayet 1936'da Kültürpark'taki açılışına uzanan süreçte, 2007 yılına kadar 75 kez yaşama geçti. Bu yıl, 76. kez kapılarını halkımıza açacak."Yetmiş altı yıllık aşk" devam ediyor!Bu 76 yıl içinde, Atatürk dönemi kalkınma hamleleri, İsmet Paşa'nın "Tek Şef" dönemi, İkinci Dünya Savaşı, Demokrat Parti dönemi, 27 Mayıs İhtilali, planlı kalkınma dönemi, Süleyman Demirel, Ecevit, Özal dönemleri gelip geçti. Tek partiden çoğulcu demokrasiye, devletçi kalkınmadan serbest piyasa ekonomisine ve nihayet küresel ekonomiye yelken açıldı. Gençlik yıllarında kalkınma yolunda tek başına ilerleyen Türkiye şimdi olgunlaşmış bir devlet olarak, Avrupa Birliği'ne girerek, gelişimini sürdürmek istiyor.Göl ve Ada GazinosuFuarın en cazip köşelerinden biri, göl üzerindeki Ada Gazinosu'dur. Yıllarca rahmetli Hüseyin Türkmenoğlu tarafından işletildi.