ALAÇATI belgeselini izlemiş miydiniz? Geçtiğimiz sene, "Rüzgarın Oğlu Alaçatı" ismiyle TRT kanallarında sürekli yayınlanan ve büyük ilgi çeken bu belgeseli, "İsmail Ragıp Geçmen" baştan sona hazırlamıştı.
Şimdi bu değerli belgeselcinin, bir kitabı elimden düşmüyor. Hindistan izlenimlerini mizahi ve sıcak bir uslupla yansıttığı ve "Etki Yayınları"nca basılan "Hınzır İçimden Sızıyor, Haylaz Hindistan" kitabını keyifle okuyorum. (irgecmen@yahoo.com, Tel: 0.232.4114191)
GEZGİN GAZETECİ1966 Ankara doğumlu gezgin belgeselcimiz, Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Tiyatro bölümünden mezun olduktan sonra, Devlet Tiyatrolarında, TRT Ankara Televizyonu'nda, özel tiyatrolarda çalıştı, bu dönemde otostopla Türkiye'yi gezdi. TRT
Haber Merkezi'nde muhabir iken Çekiç Güç Harekatı'nda Türk Ordusu ile birlikte Irak'a ilk giren gazeteciler arasındaydı.
Çok sayıda belgesel yaptı, bir çok ödül kazandı. Anadolu'dan Ortadoğu'ya, Balkanlar'a, Avrupa, Afrika ve Uzakdoğu'da bir çok adımladı. Gezginlikte, fotoğraf çekmekte ve belgesel hazırlamakta karar kıldı. 1996 yılında İzmir'e yerleşti. O günden bu yana TRT İzmir Televizyon Müdürlüğü'nde yapımcı-yönetmen olarak görev yapmakta. İzmir Gezginler Grubu'nu da kurdu..
HİNDİSTAN YOLLARIGeçtiğimiz yıl, bir ay süreyle Hindistan'ı adımlayan, zaman zaman yerel trenleri kullanan İsmail Ragıp Geçmen, İstanbul'dan Katar'ın başkenti Doha'ya uçtu. Sonra Hindistan'da Bombay'a indi.
Hippilerin efsanevi bölgesi Goa'-dan hareketle sırasıyla Margao, Agra, Varanasi, Rishikesh, Haritwar, Amritsar, Rajhastan, Jaipur, Yeni Delhi, Parankot, Dharamsala, Mc. Leod Ganj'a ulaştı. Hint Okyanusu'nu, Ganj nehrini, Himalaya eteklerini ve iç Hindistan'ı gözlemledi.
Önce pisliğinde ürktüğü bu ülkeyi sonra sevdi, renkli ve bambaşka bir alemin içinde kaybolurcasına bu coğrafya ile bütünleşti, hatta geriye dönerken "her gezimde çoğalıyorum" diyerek gezginlik ruhunun çoğulcu büyüsünü vurguladı.
Ve tüm gezisini anlattığı kitabını, çocukları Gökçe Su ile Deniz Arın'a armağan etti. Onlara "Yolları hep açık olsun" dedi.
HİNT BÜYÜSÜİsmail Ragıp Geçmen, dönüşte uçağı Pakistan üstünden İran semalarına geçerken Hindistan'ın büyüsünü hemen not etti:
á Tren yolculuklarında sabahları yüzlerce insan raylar boyunca sıralanıyor. Bir yandan dişlerini fırçalarken, öte yandan hacetlerini gideriyorlar. Belki çadırlarda, naylon altında yaşıyorlar ama hepsinin elinde birer diş fırçası var.
á Vazgeçilmeyen ulusal yiyecek "Pan" dedikleri, bir tür şeker gibi emilen, ama tatlı olmayan, bir çoğunun içinde uyuşturucu otların bulunduğu bir şey. Her köşede satılıyor. Tanesi 1 Rupi. Çeşitli otlar ve baharatlar bir karışım halinde tütün yaprağına sarılıyor, tek lokma haline getiriliyor, ağza atılıp emiliyor, ama kesinlikle yutulmuyor. Sonra bütün bir Hindistan'ı kırmızıya boyayacak denli yerlere tükürülüyor.
á Et yemeği hemen hiç yok. Çok aranırsa bulunabiliyor. Ekmek yok. Sadece tost ekmeği var. Onun yerine tereyağlı Çapati ve Naan denilen pide ekmeği kullanılıyor.
á Her yer pis. Dünyanın en kötü tuvaletleri burada. Herkes yere tükürüyor. Ancak bu pisliğin gerisindeki büyüleyici atmosfer, muhteşem tapınaklar, Ganj nehrindeki kutsama yıkanmaları, nehre bırakılan dua ve dilek çiçekleri, Aarti törenleri, geleneksel Sih'ler, filler, yılanlar, maymunlar sizi bambaşka bir aleme götürüyor. Holy Bayramı'ndan kaçınmalı, kimi görürlerse yolda boyuyorlar. Çöp tenekesi masrafı yapmayan bir ülke burası.. Ama giderek ısınıyor ve sevmeye bile başlıyorsunuz."
Moğol İmparatoru’nun mescidinde etekli delikanlıİsmail Ragıp Göçmen, Fetihpur Sikri şehri girişinde Moğol İmparatoru Şah Cihan tarafından 1648'de kızı Jihanara adına yaptırılmış olan "Cuma Mescidi" önünde. Mescidi şortla sokmadıkları için, hemen bir etek giymiş.
Sevimli maymunlarİsmail Ragıp Geçmen'in başına yerleşen maymunlar, adeta insanların atası olduklarının bilincindeler.
Adım başında filler varHindistan bir fil ülkesi. Adım başında fillere rastlıyorsunuz. Seyyahımız kısa öpüşmelerle hemen fillerle dostluk kurmuş.
İsmail'in gezginlik ilkeleri
ÆSırt çantası ile yola çıkan seyyah iseniz, 1 aylık Hindistan seyahatinin toplam harcaması, uygun mevsimde uçakla gidiş-dönüş ve ufak kişisel harcamalar dahil, 1000-1500 dolar arasıdır. Dahası "bitli turist" tadında iseniz, İzmir'den Hindistan'a karayolu ile 150 dolara gidersiniz. Üstelik İran ve Pakistan'ı da görmüş olursunuz.
ÆGezginlik söz konusu olunca, en önemli şey para değil, istemektir. Hani azmeden betonu deler. Gitmeyi çok isteyen mutlaka gider. Gezmek yürek işidir. Gezgin tek başınadır, her türlü hırsızlığa, arsızlığa, yoksunluğa açıktır.
ÆGezme eylemi, ciddiye alınması gerekli harbi bir iştir. Ruh işidir. Hayatı ciddiye aldığım kadar ciddiye alırım gezmeyi. O kadar kısadır ki hayat, gülerek yaşamalı her anı, mutlulukla ve umutla bakmalı hep geleceğe.
ÆGezginlikte kalıtımsal bir yönüm var. Annem kadar gezenti başka kimseyi zor bulurum. Ne zaman arasam, ya Pamukkale'de, ya Konya'da veya Trabzon'dan çıkar. Hele babamı kaybettikten sonra hepten kendini yollara vurdu. Allah sağlık versin de, gezsin tabii, canım benim.