Güncelleme Tarihi:
Ulaştırma, Denizcilik, Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir'de partisinin İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Yıldırım, Gezi Parkı direnişinin ardında faiz lobisinin olduğunu öne sürerek, “Bölgede güçlü bir Türkiye'nin olmaması isteniyor. Artık o saadet zinciri kırıldı. O günler artık bitti. Kimse Türkiye'yi faizciler için çalışan çabalayan kaynaklarını onlara aktaran bir ülke olarak görmesin” dedi.
AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi toplantısı, Balçova Termal Tesisleri Kardelen Salonu'nda yapıldı. Yaklaşık bin kişinin katıldığı toplantıda partililere Türk bayrağı dağıtıldı. Türk bayraklarını evlerinin balkonlarına almaları istendi. Salonda üzerinde ‘Yalan Dünya' adlı televizyon dizisindeki Vasfiye Teyze karakterinin yer aldığı “Ne çektin be İzmir” yazılı pankart dikkat çekti. Bir başka pankartta ise “Türkiye artık karalar bağlamayacak” diye yazıldı.
Toplantıda Divan Başkanlığı'nı yapan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Kenan Çakar, “Taksim'de üç ağacın yer değiştirmesi için ayağa kalkan çevreciler, İzmir'de bin 600 ağacın nasıl kesildiğini görmezden gelerek çevrecilikte çifte standart uyguladıklarını ortaya koydular” dedi.
GEZİ PARKI FİLMİ GÖSTERİLDİ
Toplantıda partililere Gezi Parkı direnişiyle ilgili film gösterildi. Filmde direnişçiler ve eylemler için şu ifadeler kullanıldı:
“Bu senaryo ilerleyen demokrasiyi, yükselen ekonomiyi güçlenen dış politikaya uluslararası alanda artan itibarı kısacası Türkiye’yi hedef alıyor. Başrolde demokrasiyi içine sindiremeyen CHP var. CHP milletvekilleri, parkta meydanda sosyal medyada provokasyon yapıyor. Faiz lobileri, insanları sokağa döküp taş üstünde taş bırakılmaması için ellerinden geleni yapıyor. Lobilerin güdümündeki medya. Antidemokratik tartışmayı çevreci eylem olarak pazarlayama çalışan illüzyonistler.”
“HEP TOPLUMUN İKİNCİ SINIF İNSANI OLDUK”
AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül, teşkilattan çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmelerini isteyerek şunları söyledi:
“Siz istediğiniz gibi yaşayın, biz de istediğimiz gibi yaşayalım. Siz bize kin ve nefretle de yaklaşsanız biz size sevgiyle yaklaşacağız. Şöyle bir algı oluştu. Önce inançlı kesim ‘kızlar okumaz' diye yıllarca eğitimden uzak tutuldu. Başörtülü kızlar okula gidemedi. Hep toplumun ezilen ikinci sınıf insanı olma durumunda kaldık. En iyi şekilde eğitimimizi alacağız. Çocuklarımızı en iyi şekilde okutacağız. Bizden geçti. Dünyayı bir günde değiştiremeyiz ama gelecekte değiştirebiliriz. Bizim çocuklarımız var. Bizim çocuklarımızı en iyi şekilde hazırlamamız gerekiyor. Haksızlıklara karşı dik duracak adaletsizliğe karşı direnecek yeni nesiller oluşturmamız gerekiyor. Demokrasiyi insan haklarını savunan Avrupa var ama çıkarlarına geldiğinde bu değerler umurlarında değil. Dik durmak geliyor. Onların görevi yıkmak ayırmaktır bizim görevimiz yapmak ve birleştirmektir.”
“HALK, DEMOKRASİYE ENGEL OLMAK İSTEYENLERE HERKES İŞİNE BAKSIN DEDİ”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, konuşmak için kürsüye çıktığında kürsüye ballı bitki çayı getirdi. Yıldırım, çayından bir yudum alarak yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin kısır siyasi çekişmelerden çok çektiğini söyleyerek başladı. Yıldırım, AK Parti'nin ülkeye bu kısır siyasetten kurtardığını öne sürerek, “Bizim için siyaset hizmettir' dedik. ‘Hizmet varsa AK Parti var' dedik. İktidara geldiğimizde zihinlerde demokrasiyi özümseyemeyenler her zaman yanlarına kendileri gibi düşünen siyasi unsurları da alarak bu ülkede iş yapmayı başarmışlardır. Bunu yıllarca yaptılar. 27 Nisan'da da aynısını yapamadılar. Yapmaya çalıştılar AK Parti iktidarı kırmızı kart gösterdi. ‘Buraya kadar' dedi, oyun bitti. Artık demokrasiye halkın iradesine kimse engel olamaz. Herkes işine baksın” dedi.
"İZMİR 14 YILDIR C LİGİNDE"
Bakan Yıldırım, CHP'nin 13- 14 yıldır İzmir'de iktidarda olduğunu ancak İzmir'in yıllardır C liginde kaldığını öne sürerek, şöyle konuştu:
“Bütçe ayır hizmete dönüştüremedikten sonra ne fayda var. Bütçenin yüzde 40'ını bile hizmete dönüştüremediler destek ve para yetersiz diye sızlanmak beceriksizliğin ikrarıdır. İzmir'in sokaklarına çıkın sorun. Ne istiyorsunuz? ‘Ulaşım ve trafik sorununun çözümünü istiyoruz’ derler. Anketlerde iki şey ortaya çıkıyor. Ulaşım ve yerel yönetimler hizmet üretmiyor vatandaşa gereken ilgiyi gösteriyor. Biz bunu deyince beyler kızıyor. Dost acı söyler. İstediğiniz kadar kızın. İzmirli böyle söylüyor. 13 yıl kesintisiz iktidarlar. Bizden daha fazla iktidarlar 14. yıldalar. Dönüp baksınlar İzmir için ne yapmışlar. Bi anlatsınlar da görelim. İzmir 14 yıl C liginde kaldı A ligine geçirmeye hazır mısınız?”
“BİRTAKIM İDEOLOJİK SÖYLEMLERLE İZMİR'İ ELDE EDEMEZSİNİZ”
Bakan Yıldırım, konuşurken “İzmir bizimdir bizim olacak' sloganı atan partililere “Bu slogan bana üniversite dönemini hatırlatıyor. İzmir zaten bizim. İstiklal mücadelemizin zaferle noktalandığı bir şehirdir. İzmir'de Anadolu'nun özeti var. Hiç kimse birtakım ideolojik söylemlerle İzmir'i elde edebileceğini İzmir'e sahip olabileceğini düşünmesin” dedi.
“İNSAFSIZLIK İZANSIZLIKTIR”
Bakan Yıldırım, hükümetin bugüne kadar İzmir'e 8 milyar lira yatırım yaptığını, bunun 4.5 milyar lirasının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın yatırımı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bir metro efsanesidir gidiyor İzmir'de. Dört başkan gördü. Yüksel Çakmur, Burhan Özfatura, Ahmet Piriştina, Aziz Kocaoğlu. Hepsini derle topla 20 kilometre yol. Metro geciktikçe faturayı Ankara'ya kesme alışkanlık hale geldi. Metro hikayesini İzmir'de özel oturumla anlatmam lazım. Kitap yazılacak bir iş. O kadar hayrete düşeceğiniz şeyler var ki buradan çok senaryo çıkar. İki kez Bakanlar Kurulu keşif artışı istendi. Birincisini verdik ikincisini de onayladık. Yüzde 40 keşif artışı. En ucuz metro yapılıyor deniyor ya. Yüzde 20 veriyorsunuz, yüzde 40 yine veriyorsunuz. Belki yine yetmeyecek. 2005 yılında temeli atılan beş kilometrelik metronun dört kez yüklenicisi müteahhidi değişir mi? Anahtar teslim ihale yapacaksınız sonra para bitti birim fiyatlarla yeniden ihale yapacaksınız. İş yetişmeyince 16 kez açılış tarihi sözü vereceksiniz. Millet kanmayınca faturayı Ankara'ya göndereceksiniz. İnsaf be kardeşim. İzmirlilerle siz dalga mı geçiyorsunuz. Yapıyorsanız işinizi doğru düzgün yapın. Biz metroları devralma teklifini ilk İzmir'e yaptık. Bize dendi ki ‘biz başladığımız işi vermeyiz kendimiz yapacağız.' Şimdi kalkıp hükümet yüzde 40 keşif artışını onaylamaya mecburmuş gibi onun arkasına sığınmayın. İlk yüzde 40'ı çıkardık, ikincisini de onayladık Cumhurbaşkanı'na gönderdik. Hükümet bizim projelere destek vermiyor hikayesinin doğru olmadığını göstermek için yaptık. Yüzde 40 keşif artışını çok mecbur kalmadıkça biz bile kullanmıyoruz ama iş İzmir'in işi. Gecikme bundan oluyor diye mazeret üretmek en hafifinden insafsızlık izansızlıktır.”