Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 2 yıl önce tecavüz iddialarıyla gündeme gelen Pozantı Çocuk Cezaevi ile ilgili ilk araştırmaları yapıp elde ettiği sonuçları önlem alınması için Adalet Bakanlığı, siyasi partiler ile sivil toplum örgütleriyle paylaşan Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkan Yıldız, benzer bir saptamayı Şakran için de yaptı. Prof. Yıldız, bina yenilemekle, infaz koruma memurlarıyla sorunun çözülemeyeceğini, ulusal çocuk politikasının hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Öncelik eğitim olmalı
Prof. Dr. Özkan Yıldız, “Burada suça sürüklenen çocuklar için aileden başlayan, toplumda devam eden, cezaevinde biten bir süreç var. Soruna bütün bakmak, süreci iyi yönetmek, bu çocukları suça sürükleyen travmaları bilmek lazım. Bu çocuklar psikososyal destek almalı. Hemen her alanda daha fazla uzmandan destek alınmalı. Sosyolog olmalı, psikolog olmalı, sosyal gelişim uzmanları olmalı. Mesleki uzmanlar, bu çocuklara çeşitli alanlarda eğitim vermeli” dedi.
Yeni binaların sorunu çözmediğini de ifade eden Prof. Yıldız, “Bina yapmakla, cezaevine modern cihazlar koymakla sorun çözülemez. Çocukların rehabilite edilmesi lazım. Eğitim lazım. Bu çocuklar tahliye olduktan hemen sonra cezaevlerine geri dönüyor. Birde şu var, bu çocuklar sürekli tutuklu olarak kalıyor. Mahkemeler geç bitiyor. O zaman bu tutukluluk süresinin de tartışılması gerek. Köklü bir biçimde bu çocukların topluma kazandırılması lazım. Eğer bu çocuklara madde bağımlığı merkezlerinde gerekli rehabilitasyonları verseydik, bu suçu işleme olasılığı olmazdı” diye konuştu.
Modeller bize uyarlansın
Çeşitli ülkelerden alınan ceza sistemi modellerinin bizim şartlarımıza göre düzenlenmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Özkan Yıldız, şöyle devam etti: “Alınan modeller bizim kültürümüze ve kurumlarımıza uygun olarak yerleştirilmeli. Gardiyanlardan yöneticilere kadar herkese eğitim verilmeli. Eğitim olmazsa sorunlar çıkar. Ulusal çocuk projeleri olmalı. Örneğin, aile danışmanlığı uzmanlığı projesi vardı ama halen uygulamaya konulmadı.”