Güncelleme Tarihi:
Kuşadası Sanayi Bölgesi’nde çevre yolu üzerinde Nisan ayında hafriyat çalışması başlayan bir alışveriş merkezinin bulunduğu bölgede Eylül ayında ilk toprak kayması meydana gelmiş, geçen 15 Kasım’da sağanak yağmurlarla birlikte büyüyen toprak kaymaları tehlike oluşturmaya başladı. Mustafa Adalıoğlu Camii, Mücella Emgin, Dergah ve Özgün sitelerinin bulunduğu bölgedeki toprak kaymasının tehlikeli boyutlara ulaşmasının ardından yapılan tespitler sonucu ertesi gün 114 konutun riskli durumda olduğu belirlendi. Mühürlenen bu konutlardan 51’inde çeşitli nedenlerle yaşayan olmadığı tespit edildi. Diğer 63 konuttaki toplam 223 kişi ise evlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Kuşadası Belediyesi mağdur vatandaşlardan 180’ini bir apart otele yerleştirip, battaniye, elektrikli soba, kumanya, temizlik malzemeleri dağıttı. Mağdur vatandaşlardan bazıları ise otel yerine yakınlarına misafir oldu. Yaşananların ardından bölgede çeşitli üniversitelerle irtibata geçilip, inceleme çalışmaları başlatıldı.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı öğretim görevlisi Yrd. Doç.Dr. Nejat Huvaj Sarıhan’ın bölgede yaptığı gözlemler, konuyla ilgili kamu ve mesleki örgütlenmelerde bulunan dosyalar üzerinde yaptığı incelemenin ara raporu Kuşadası’na ulaştı. Raporda bölgenin birinci derece heyelan bölgesi olduğu, fore kazıkların seyrek ve standartlara uygun imal edilmediği, kötü bir betonarme yapıldığı, projelere uyulmadığı gibi bir çok eksiklik ve ihmal sıralanarak, heyelanın adeta göz göre göre geldiğinin altı çizildi.
ZEMİN ETÜT RAPORU YOK
Kadınlar Denizi Mahallesi sanayi sitesi çevresinde toprak kayması sonucu Mücella Emgin, Dergah ve Özgür sitelerindeki apartmanların tahliye edilmesine neden olduğu öne sürülen kazı çalışmasına, ruhsatının yanı sıra zemin etüt raporu olmadan başlandığı belirlendi. ODTÜ Öğretim görevlisi Sarıhan’ın hazırladığı 18 sayfalık ara raporda, alt kazık grubu ile üst kazık grubu arasındaki düşey bindirme mesafesinin hatalı olduğu, yatay aralık ve alt sıra kazıkların kazık başlık kirişi ile birleşimlerindeki kötü imalat görüldüğüne dikkat çekildi. Sarıhan, sismik çalışma yapan firmanın raporunda "İnceleme alanında daha önceden yapılmış zemin etüt raporu bulunmamaktadır" denildiğini de vurguladı.
KAZIKLAR SEYREK VE KÖTÜ İMAL EDİLMİŞ
Yrd. Doç.Dr. Sarıhan ara raporunun değerlendirme bölümünde özetle şu olumsuzlukların altını çizdi:
"Arazide yapılan gözlemlerde projedeki kazık adedinden daha az sayıda kazık tespit edilmiştir. Üst ve alt grupta 40-50’şer adet kazık eksiktir. Hem üst, hem alt grup kazıklar arası mesafe projede gösterildiği şekilde değil, daha seyrek şekilde imal edilmiştir. Kazıkların donatısı yeterli paspayı olmadan, donatı demirleri yüzeyden görülebilecek şekilde kötü bir betonarme imalat ile yapılmıştır. Projede betonarme kazıklar, başlık krişi, gövde kirişi için 10 demir kullanıldığı belirtilmiştir. Arazide yapılan gözlemlerde yer yer 8’lik demirlerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Arazide istinat duvarını oluşturan kazıkların beton ön yüzeylerinde gözle görülür şekilde yatay ve düşey çatlaklar tespit edilmiştir. Kazıklar başlık kirişlerine düzgün şekilde bağlanmamış, birlikte davranacak şekilde imal edilmemiştir. Yapılan istinat duvarı projesi hatalıdır. Yerinde yapılan imalatın, bu hatalı istinat duvarı projesinden de daha kötü/eksik şekilde imal edildiği tespit edilmiştir. Bu istinat duvarı tasarımı yanlış bir tasarımdır. Bu tür derin kazılarda iki kademeli kazık grubu ile oluşturulan istinat duvarının yamaç yüklerini taşımakta başarılı olmadığı bilinmektedir. Tek parça kazık sistemi ve ankrajlar tercih edilmelidir.
Bu kazı alanının arkasındaki yamaç eski bir heyelan bölgesidir. Bu istinat duvarı projesi bu bölgenin eski bir heyelan bölgesi olduğunu dikkate almadan yapılmıştır. İstinat duvarı projesinde hiçbir sismik durum dikkate alınmamıştır. Bu kazının yapıldığı bölge 1’inci derece deprem bölgesidir. Yapılacak kazı ve istinat yapılarında deprem durumunda istinat duvarına gelecek yükler hesaplanmalı, istinat duvarı ve şev güvenliği göz önünde bulundurulmalıydı."
EVLERİN BOŞALTILMASI DOĞRU KARAR
Kaymanın başladığı tarihten itibaren durumu sürekli izleyen Kuşadası Belediyesi ve Kaymakamlığı’nın doğru bir karar verdiği vurgulanan raporda, "Boşaltılmış olan binaların doğru tespit edildiği ve ilave binaların boşaltılmasına, o tarih itibariyle, gerek olmadığı görülmüştür. Ancak, hareketlerin gözlenerek, daha yukarılardaki binaların da etkilenmesi halinde daha fazla sayıda binanın boşaltılması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle yüzey hareketlerinin, bina ve yollardaki çatlakların gözlenmeye devam edilmesi önemlidir" denildi.
"KAYA DOLGUSU KESİN ÇÖZÜM DEĞİL"
Uzmanların önerileri doğrultusunda inşaat alanına yapılan kaya dolgusunun nihai çözüm olmadığına dikkat çekilen raporda, "Yapılan dolgu, şevin güvenliği ve heyelanın durdurulması için nihai çözüm olmayacaktır, zemin hareketleri devam edecektir. Heyelan alanında zemin etüdü yapılıp, zemin deneyleri ile malzeme özellikleri belirlenerek, ve inklinometre ölçümleri ile kayma yüzeyi derinliği belirlenerek detaylı çalışılması ve alınabilecek alternatif önlemlerin belirlenmesi kesinlikle gereklidir.Bu ölçümlerden heyelan kütlesinin kalınlığı, bir diğer deyişle kayma yüzeyinin derinliği tespit edilecektir. Bu inklinometre ölçümleri yapılmadan herhangi bir heyelan stabilizasyon projesinin doğru olarak yapılması ve heyelanı durdurmada kesin başarıya ulaşması mümkün değildir" denilerek mevcut kazıdaki kazıklı isnat duvarının arkasında, arkadaki şevi de tutmaya yönelik daha derin ve daha sağlam bir isnat yapılmasının çözüm sağlayacağına dikkat çekildi.
MAĞDURLAR ŞİKAYETÇİ OLDU
Öte yandan, Aydın İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü, Kuşadası Belediyesi görevlileri ile çeşitli Üniversitelerden uzmanların raporlarını bir dosyada toplayan Mücella Emgin, Dergah ve Özgür sitesi sahipleri savcılığına başvurarak, evlerinden tahliye edilmelerine neden olanların yargılanması istendi.