Güncelleme Tarihi:
İzmir’in Konak İlçesi’nde oturan 2 çocuk annesi Atike Vural’da bel fıtığı rahatsızlığı ortaya çıktı. Doktor kontrollerinin ardından ameliyat olmasına karar verilen Atike Vural, 16 Ağustos 2013 tarihinde özel bir hastanede ameliyata alındı. Yaklaşık iki saat süren ameliyatın ardından Vural, servisteki odasına götürüldü. Serviste fenalaşan Vural, aynı gün hayatını kaybetti.
EŞİ ŞİKAYET ETTİ
Vural’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde şoför olan Erhan Vural, eşinin ölümünden hastane çalışanlarının sorumlu olduğunu ileri sürdü. Erhan Vural, "Eşim bel fıtığı gibi ölümcül olmayan bir ameliyata girdi. Ameliyatın ardından servise alınan eşimi, narkozun etkisinden kurtaramadık. Kendisine hiç gelemedi. Sürekli ağrı çekti, bunun üzerine de hemşireler iğne yaptı. Eşimin ölümünde hastanenin kusuru bulunduğuna inanıyorum. Otopsi yapılmasını istiyorum" dedi.
ANA DAMARI KESİLMİŞ
Erhan Vural’ın talebi doğrultusunda İzmir Adli Tıp Kurumu’nda, iki çocuk annesi Atike Vural’a otopsi yapıldı. İlk bulgularda genç kadının iç kanama sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. İç kanama nedenini tespit etmek için detaylı otopsiye karar verildi. Detaylı otopside, fıtık ameliyatı olan Atike Vural’ın sol bacağına giden ana atar damarın kesildiği, kanamanın bu yüzden olduğu tespit edildi.
ADLİ TIP: DAMAR YARALANMASI NORMAL
Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Durmuş Taşdemir, İzmir Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı ve genç kadının damar yaralanması sonucu öldüğü yazılı raporu, özel hastanenin itirazı üzerine İstanbul 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderdi. Burada yapılan incelemeler sonucu hazırlanan raporda, damar yaralanmasının bel fıtığı ameliyatları sırasında meydana gelebilecek bir komplikasyon olduğu belirtildi. Damar yaralanmasının normal olduğunu belirten Kurul, hazırladığı raporda, hastane personelinin kusuru bulunmadığını da kaydetti. İstanbul 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu’nda 8 uzman üyenin imzası bulunan rapor, soruşturmayı yürüten savcıya gönderildi.
ADLİ TIP GENEL KURULU: SORUN GEÇ TEŞHİS EDİLDİ
Atiye Vural’ın eşi, bu rapora itiraz etti. Savcı Taşdemir bu kez yeni bir rapor alınması için dosyayı Adli Tıp Genel Kurulu’na gönderdi. Buradan gelen raporda, hastanın sorununun saat 05.00 gibi tespit edildiği, kurtarılabilmesi için yaklaşık 3.5 saatlik değerli zamanın bulunduğu, tıbben yararı sınırlı olan, oluşan sorunu çözemeyen tıbbi müdahaleler ile kaybedildiği kanaatinin oluştuğu belirtildi. Hastanın hızla damar cerrahisi yönünden ameliyata alınmamasının tıbbi kusur olarak değerlendirildiği bildirildi.
Soruşturmayı yaklaşık 2 yıl sonra tamamlayan Cumhuriyet Savcısı Durmuş Taşdemir, en son gelen Adli Tıp Genel Kurulu raporu ve toplanan delillere göre, ameliyatı yapan Dr. A.S., Dr. A.B. anestezi uzmanı R.Ö.Ö., hemşireler ve yardımcı sağlık personeli M.G., G.A., E.D. ve G.A. hakkında, ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 6’şar yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.
İzmir Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim önüne çıkan 7 sanık, ifadelerinde, olayda kusurlarının bulunmadığını, suçsuz olduklarını söyledi. Eşinin ihmal sonucu hayatını kaybettiğinin en baştan beri bilindiğini belirten Erhan Vural ise, "İki çocuğum doktorların sorumsuzluğu yüzünden annesiz kaldı. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Tanık olarak dinlenen Atike Vural’ın kardeşi Songül Kurt, "Hastaneye gittiğimde ameliyat devam ediyordu. Ameliyat sonrası odasına alınırken kendinde değildi. Hemşirelere neden bu durumda olduğunu sorduk. Kendileri bize doktorun bilgi vereceğini söyledi. Ameliyatı yapan doktor ile görüştüm. Dr. A.S., kendine geleceğini belirtti. Ben de daha önce aynı ameliyatı oldum. Bu yüzden doktora ’Fıtığın hepsini temizlediniz mi?’ diye sordum. O da bana ’Çok soru soruyorsun’ diye cevap verdi. Bize ameliyatın yaklaşık 20 dakika süreceği, belden aşağısının uyuşturulacağı söylenmişti. Ancak ameliyat uzun sürdü. Küçük çocuğum olduğu için oradan ayrıldım. Ablam hala kendinde değildi" dedi.
Atike Vural’ın ablası Sifi Erişen de "Kardeşim ameliyat elbisesini giydi, kendisiyle şakalaştık. 13.20’de ameliyata girdi. Ameliyatın kısa süreceği söylenmişti. Ameliyattan çıktığında baygın vaziyetteydi. Yanında iki saate yakın kaldım. Gece annemi aradığımda durumunun iyi olmadığını söyledi. Sabah da ölüm haberi geldi" diye konuştu.
Sanıkların avukatları, olay gününe ilişkin Atiye Vural’ın yoğun bakımda kaldığı sıradaki kamera kayıtlarının ve yoğun bakımda kaldığı sürenin bildirilmesini talep etti. Hakim, bu talepleri reddedip, beklenen müzekkere yazıları cevapları geldiğinde, dosyanın Yüksek Sağlık Şurası’na gönderilerek, sanıkların kusur durumlarının tespiti ile ilgili rapor düzenlenmesine karar verip, duruşmayı erteledi.