Beden dilinin sırları

Güncelleme Tarihi:

Beden dilinin sırları
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2008 00:00

Geçenlerde, Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Nesligül Sertdemir’in beden dili seminerini izledim. İçerik kadar, sunumdaki çizim ve animasyonlar da çok hoştu. Resim ve karikatürde ödüller kazanan Nesligül Hanım çizim ve animasyonları da kendisi hazırlıyor. Gelecekte, öğrendiklerini ve bildiklerini insanlarla paylaşmak isteyen Sertdemir'le söyleştik.

Æ Beden dili çok ilgi çeken bir konu mu?

Æ Çeşitli konularda kişisel gelişim eğitimleri veriyorum. Mesela önümüzdeki ay bir sivil toplum örgütünde liderlik semineri vereceğim. Ama şu aralar beden dili öne çıktı.

Æ Beden dilinin önemini ne kadar biliyoruz?

Æ Bir şey anlatırken beden dili yüzde 55, sözlerimiz yüzde 7 ve ses tonumuz yüzde 37 önem taşıyor. Yurt dışında, özellikle ABD'de, liderler konuşurken hareketleri dikkatle izleniyor. Mesela yalan söyleyip söylemediklerini anlamak için gözbebeklerinin büyüklüğüne bakılıyor. Hareketlerinin tutarlılığı kontrol ediliyor.

Æ Türk halkı beden dilini nasıl kullanıyor?

Æ Doğu'da, Batı'ya göre beden dili kullanımı daha yaygın. Çünkü beden dili genelde daha doğal ve yaratılıştan gelen hareketleri kapsıyor. Batı toplumları da bize göre beden dilini daha az kullanır. Kuzey ülkeleri çok az kullanıyor. Bazen kuzeyli kadınların, bizim güneyli erkekleri çok sempatik ve sıcakkanlı bularak evlenmelerinin nedenini beden diline bağlayanlar var.

Æ Türk halkının en çok kullandığı hareket nedir?

Æ En bilinen hareket kendini kapama hareketi. Kolları kavuşturmak aslında iletişim kurmamayı, ilişki istememeyi tanımlayabiliyor. Bacaklarla da, karşı tarafla araya mesafe konuluyor. Özellikle haber spikerleri hep kalem tutar, ama hiç kullanmaz. Bunun nedeni kaleme dikkat çekip, izleyiciyle araya bir engel koyarak kendilerini daha rahat hissetme çabasıdır. Genelde yeni tanıştığımız biriyle aramıza da bir eşyamızı engel olarak koyarız.

HİTLER SELAMI SİNDİRMEYE YÖNELİK GÜNÜMÜZDE BENZER HAREKETİ YAPAN POLİTİKACILAR VAR

Æ Hitler’in beden dilini en iyi kullananlardan biri olduğundan bahsetmiştiniz?

Æ Hitler’in salonunda kırmızı bir halı var. Kırmızı halı zaten kan, heyecanı çağrıştırıyor. Normal şartlarda halının bitiminde masa olur ama Hitler’in masası halı bittikten sonra sola konmuş. Oturan kişinin arkasından ışık vuruyor. Bu durumdaki kişi arkasını kapıya verdiği için kendisini rahat hissetmez. Hitler’in sandalyesi daha yüksek, dolayısıyla statüyü düzenliyor ve dengeli iletişimi zorlaştırıyor. Hitler’in selamı otoriteyi simgeleyen, karşı tarafı sindirmeye yönelik bir harekettir. Günümüzde bazı politikacılar ellerini daha düşük seviyede tutarak benzeri hareketleri yaparlar.

Æ Politikacıların kollarını bel kısmına doğru şişirme hareketi ne ifade ediyor?

Æ Bu hareketle kişi kendisini işaret ediyor. Aynı zamanda bedenini de olduğundan büyük gösterme isteği var ki, tavuklar ve horozların mücadeleci bir tavır sergilerken şişinip, tüylerini kabartmasına benzetilebilir. 'Ben her şeye hakimim, itiraz edenle her mücadeleye hazırım' gibi ifade denebilir.

YUVARLAK MASA PAYLAŞIMCI KÖŞELİ MASA UZAKLAŞTIRICIDIR

Æ İş hayatında beden dili nasıl kullanılıyor?

Æ Yuvarlak masalar fikir paylaşımı için uygundur. Köşeli masalar toplantıya katılanları uzaklaştırır. Mesela Topkapı Sarayı daha yüksek ve yuvarlaktır. Oysa Batı etkileri altında, Avrupa saraylarından örnek alınarak yapılmış Dolmabahçe Sarayı daha köşeli mimarisi ve gizli odalarıyla entrikaya daha uygun ve farklıdır. Topkapı’da Osmanlı erkanı yuvarlak bir salonda oturarak önünde eşya olmadan toplanır, görüşürmüş. Dolmabahçe’de herkes masa başına geçiyor ve döneme uygun iktidar oyunları oynanıyor. Mesela padişahın sağındaki sağ kol, karşıda oturan rekabet unsuru oluyor. Yani aslında oturduğumuz düzenin bile iletişime ve uzlaşmaya etkisi büyük.

ARİSTOKRATLAR ELLERİ İÇİN EĞİTİM ALIYOR

Æ Batı toplumları beden dilini daha az kullanmayı nasıl başarıyor?

Æ Londra’da Prens Charles’ın oğulları gibi aristokratların yetiştiği okulda, elleri, kolları hareket ettirmeden konuşma öğretiliyor. Hatta bunun için konuşurken koltuk altlarına kitap koyuyorlar. Fakat sonradan böyle yaptıkları için söylediklerinin önemi ve etkisinin azaldığı tespit edildiğinden, ileriki yıllarda konuşmalarının etkisini artırmak için ek eğitimler alıyorlar.

İKNA ETMEK İSTEDİĞİMİZ KİŞİNİN ÖNCE OTURUŞUNU DEĞİŞTİRMELİYİZ

Æ Beden dilimizi genelde bilinçsiz mi kullanıyoruz?

Æ Genelde ellerimize daha hakimiz ama bir masada oturuyorsak mesela ayaklarımıza dikkat etmeyiz. Birşey anlatırken bacaklar çarpı konumuna geliyorsa bu o kişinin konu hakkında yeterli bigisi olmadığı ya da verilecek bir tavizi olduğu şeklinde yorumlanabilir. Önemli müzakereciler bu hareketi yakından takip eder, ona göre pazarlık yapar.

Æ İpucu olabilecek davranışlar var mı?

Æ Mesela bacağını diğerinin üzerine koyan ve ayak bileğini tutarak kilitleyen birinin düşüncesini değiştirmek çok zordur. Önce bu hareketini bozarak farklı oturmasını sağlamalısınız. O zaman o kişiyi ikna etme şansı daha yüksektir.

İŞYERLERİNDE KİM AST KİM ÜST BEDEN DİLİNDEN ANLAŞILIR

Æ Meslek gruplarına özgü davranışlar var mı?

Æ Özellikle resmi kurumlarda alt mevkide olanlar iki elleri önde düşük bağlanmış dururlar. Bu el pençe divan duruştur.

Üst mevkidekiler ya da mesela sınav gözetmenleri ellerini arkadan bağlar, omuzlarını yükseltir, bedeni olduğundan büyük gösterir. Burada da hakimiyet vurgulanır.

ASANSÖRLERDE HERKES TERSTİR ÇÜNKÜ KİŞİSEL ALANLARA GİRİLMİŞTİR

Æ Bilmeden yaptığımız hatalı davranışlar var mı?

Æ Biriyle tanıştığımızda elimizi verip hemen geri çekmek karşı tarafa sıkıntılı mesaj verir. Herkesin kişisel alanı var ve bu farklılık gösteriyor. Mesela kırsal yerde bu alan daha büyükken, şehirde daha küçük. İnsanlar kişisel alanına girenlere aksi, ters davranıyor. En güzel örneği asansörlerde yaşanıyor. Herkes çok yakın durmak zorunda olduğundan kaşlar çatık, ters bir ifade ile durulur. Çünkü herkesin alanına saldırılmış durumda.

Æ Tüm bu hareketler doğamızla mı geliyor, ailemizden mi öğreniyoruz?

Æ Bebeklerle yapılan araştırmalar var. Bazı hareketler doğadan, bazıları kültürden gelebiliyor. Mesela bizim hayır derken yaptığımız gözlerimizi devirip, kafayı geriye itme tamamen bize özgü bir hareket Başka bir yerde böyle bir hareket yok.

Æ Beden dilini iyi bilmek özel yaşamınızda avantaj mı, dezavantaj mı?

Æ Tek başıma bile hiç sıkılmıyorum. Bir kafede otururken etrafı gözlemlemek müthiş keyif veriyor. 'Bu kadın niye bu kadar kapalı oturuyor, bu çiftler neden bu kadar uzak' diye düşünüyorum. Genel anlamda avantajlıyım.

ROMA’DA ROMALILAR GİBİ DAVRANMALIYIZ

Æ Bir ülkede normal sayılırken diğerinde hakaret sayılan davranışlar var mı?

Æ Zafer işaretini parmaklar dışa doğru yaparız Bazı ülkelerde parmaklar içe doğru yaparsanız bu küfür sayılır. Bulgarlar başımızı sallayarak yaptığımız evet-hayır işaretini tam ters yapıyor. Hatta bu yüzden birçok konuda yanlış anlaşılıyorlar. Yine Batı'daki başparmakla işaret parmağını birleştirip yapılan 'tamam' işareti Arap ülkelerinde küfür anlamına geliyor. "Roma’da Romalılar gibi davranmalıyız" sözü doğrudur. Yani bulunduğumuz yerin şartlarına uyum sağlamamız gerek. Beden dili eğitiminin asıl hedefi de budur.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!