Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2008 00:00
Bebeklikte görülen göz hastalıklarının zamanında teşhis edilememesinin ileride tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yol açacağı bildirildi.
Çocuklarda en çok görülen göz hastalığının tembellik (ambliopi), şaşılık, gözyaşı kanal tıkanıklığı, uzak görme kusuru (myopi), yakın görme kusuru (hipermetropi), olduğunu söyleyen Buca Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Tümay Kocaoğlu, bebeklerin göz kontrolünün ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.
ŞAŞILIK Az gören gözden gelen görüntü beyin tarafından algılanamadığında tembelliğin gelişeceğini ve şaşılığın olacağını söyleyen Dr. Kocaoğlu, "Şaşılığın 9 yaşına kadar tedavisi mümkün. Ne kadar erken başvurulursa başarı oranı o kadar fazla olur. Göz tembelliği dediğimiz şaşılığın tedavisinde iyi gören göz kapatılarak tembel gözün görmesi uygun gözlüklerle artırılmaya çalışılır" dedi.
GÖZ NEZLESİ Halk arasında göz nezlesi olarak bilinen konjoktivitin gözü örten zarın iltihaplanması olduğunu, mikrobik, allerjik, doğuştan gözyaşı kanal tıkanıklığı veya yaralanma sonucu oluşabildiğini söyleyen Dr. Kocaoğlu, tedavide hijyene dikkat edilmesinin, verilen damlanın göze değdirilmeden damlatılmasının önemli olduğunu belirtti.
ÇAPAKLANMA Bebeklerde görülen göz hastalıklarından birinin de göz sulanması ve çapaklanma olduğunu belirten Dr. Kocaoğlu, "Bu hastalığın en önemli nedeni gözyaşı kanal tıkanıklığıdır. Erken doğum ve sezeryan doğumlarında daha çok görülür. Gözyaşı kanalının burna açıldığı ağız zarla kapalı olduğundan gözyaşı kese bölgesine masaj ve damla tedavisi ile yüzde 90’ı bir yaşına kadar açılır. Gözde sulanma geçmezse gözyaşı kanalına sonda tatbiki ile açılır"dedi. Opr. Dr. Kocaoğlu, ailelere çağrıda bulunup çocukların yeni doğduğunda ve okul öncesinde mutlaka bir göz uzmanının muayesinden geçmesi gerektiğini belirtti.
Eşrefpaşa 100 yaşında
İzmir'de 1908 yılında zührevi hastalıklar için kurulan ve 1950 yılında ise belediyeye devredilen Eşrefpaşa Hastanesi 100 yaşına girdi. Son yıllarda yapılan yatırımlarla ve yenilenen polikliniklerle İzmir'in en çağdaş ve modern kurumlarından biri haline gelen hastanenin Başhekim Prof. Dr. Hülya Güven, "Başkanımız Aziz Kocaoğlu, 100 yıllık tarihi bulunan kurumu ayağa kaldırdı" dedi. Prof. Güven, 4 katlı yeni poliklinik binasının toplam alanı 9 bin 300 metre kare alana yayıldığını belirterek, "Yeni bina kan alma, doktor muayene odaları, bekleme salonları kafeterya, ayrıca radyolojik tetkiklerin yapılacağı bölümlerden oluşuyor. Binanın açılmasıyla hastane nefes aldı. İzmirlilere en iyi sağlık hizmetini deneyimli kadromuzla vermeye çalışıyoruz" dedi.
HİZMET VERİLEN KURUMLAR
Eşrefpaşa Hastanesi'nde SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Baro mensubu hastalara, kurum hastalarına, ücretli hastalara verilen sağlık hizmetinin yanı sıra sosyal güvencesi olmayan hastalara da tanı ve tedavi hizmeti sağlanıyor. Hastane ekipleri zaman zaman ilköğretim okullarında ve beldelerde sağlık ve diş sağlığı taramaları da yapıyor. Tüm prosüdürlerin bilgisayar ortamında yürütüldüğü hastanede laboratuvar incelemeleri, periyodik olarak yurt dışında kalite kontrolünden geçiyor.
Kalça kırıklığı kadınlarda daha çok görülüyor
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Aktuğlu, kalça kırıklığı vakalarının yüzde 80'inin kadınlarda görüldüğünü söyledi.
Erkeklerdeki kalça kırıklığının düşmeyle meydana geldiğini, yaşla birlikte her iki cinste kırık oranının arttığını belirten Prof. Aktuğlu, "Seksenbeş yaş ve üzerindekilerde kalça kırık riski 65 yaşa göre 10 - 15 kat fazladır" dedi. Evde basit bir düşme sonrası bile kalçanın kırılabileceğini, yürümede zorlanan ve kasığında ağrı olan yaşlıların zaman kaybetmeden bir ortopedi uzmanına yönlendirilmeleri gerektiğini belirten Prof. Aktuğlu, zamanında ve uygun tedavinin ölüm ve kalıcı sakatlık riskini azalttığını ve yaşam kalitesinin hızla düşmesine engel olduğunu vurguladı.
Kalp hastalıklarına karşı düzenli yaşam uyarısı
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi kardiyoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akın, kalp sorunları konusunda uyarılarda bulundu. Ülkemizde her yıl yaklaşık 200 bin kişinin koroner kalp hastalığı sebebiyle yaşamını yitirdiğini hatırlatan Akın, şişmanlık, düzensiz beslenme, sigara ve alkol tüketimi ile hareketsiz yaşam tarzının koroner kalp hastalığı riskini artırdığını belirterek, "Kalp hastalıkları riskini azaltmak için egzersiz yapmak ve düzensiz yaşam alışkanlıklarından vazgeçmek şart" diye konuştu.