Sıfırdan, ayakkabısı bile yokken, zirveye, kendinden başka kimseye güvenmeden sadece çok çalışarak ulaşmış genç bir işadamı. Bir başka özelliği fiziksel olarak
Atatürk’e çok benzemesi. Çok önemli bir belgeselin yapımcılarının Atatürk rolü önermesi, bunun kanıtı. Hekim cesur ve önyargısız yaklaşımıyla, oyuncu olmamasına rağmen rolü oynamış. Hekim’i dinlerken dünyada istediğiniz her şeyi başarabileceğinizi düşünüyorsunuz. Peki ne oluyor da hevesimiz kırılıyor? Bu her neyse, Hekim’in yanına hiç uğramadığı bir gerçek.
Æ Atatürk rolü teklifi nasıl geldi?Æ İş hayatındaki başarılarımla medyada çok yer alınca tanıdıklarım ’ne kadar Atatürk’e benziyorsun’ dedi. Bir gün Rıdvan Akar aradı ve yazar İpek Çalışlar’ın Latife Hanım romanının Doğan Kitapçılık’ın yaptığı belgeseli için Atatürk rolünü teklif etti. Şok oldum. Hemen kabul ettim. İstanbul’da Faruk Saraç’ın Sarı Zeybek için hazırladığı kostümlerini denettiler, tam geldi.
Æ Hiç oyunculuk yapmadığınız için çekimlerde zorlanmadınız mı?Æ Başta çok zorlandım. Sonuçta Mustafa Kemal Atatürk’ü oynuyorum. Yönetmen Ali Akyüz çok yardımcı oldu, ’burada kimse yokmuş gibi oynayın’ deyince biraz daha rahat oynadım. Çekimler buradaki Latife Hanım Köşkü’nde yapıldı. Makyaj ve kostümlerle kendimi görünce daha da şaşırdım.
SADECE 5 YILDA PREFABRİKEDE TÜRKİYE’NİN DEVLERİNDEN OLDUKÆ İzmir’e nasıl geldiniz?Æ Biriktirdiğim parayla iş kurmak için arsa arıyordum. Ankara ve İstanbul pahalı geldi. 2000’de Kemalpaşa’da arsa aldım. Taşeronluğa devam ederken etraftaki arsaları da aldım. 2002’de İzmir’e geldim. Paramı araziye yatırdığımdan Egekons’u küçük atölye olarak kurdum. Ama öyle iş aktı ki inanmazsınız. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Amerikan Hava Kuvvetleri’ne yaptığım prefabrik binalar, taşeronluğunu yaptığım firmaların işleriyle her yıl yüzde 70-80 büyüdük. 3 kişiyle başlamıştım, şimdi 80 kişiyiz. Prefabrike Ege’nin en büyüğü, Türkiye’de ilk beşteyiz. Ciro hedefimiz milyon dolarla ölçülüyor.
ATATÜRK’Ü OYNAMAK BENİM KISMETİMMİŞÆ Böyle bir prodüksiyonda yer almak size neler kattı?Æ Bu deneyimi parayla yaşayamazdım. Türkiye’de Atatürk rolünü daha iyi oynayacaklar vardır. Benim kısmetimmiş. Ahmet Mekin yıllarca Atatürk’ü oynamak için beklemiş ve yaşlanmış. İşime de katkısı oldu. Tanınmamı sağladı. Atatürk ilke ve inkılaplarını benimsediğimden daha da onore oldum.
Æ Oyunculuğa devam mı?Æ Hayır, ama Atatürk’ün bir öyküsü var. Kıyafet devrimine uymayan birini uyarıyor. Ama adam, ’Kıyafetimi değiştiremem’ deyince bir ile vali atıyor. Vali olan adam jilet gibi giyinip Paşa’nın huzuruna çıkıyor. Paşa ’vali olunca bu kadar değiştin daha büyük makam versek neler olacaktın’ diyor. Belgeselini yapmak istiyorum. Oyuncu ve yapımcı olacağım.
Æ Dünya sanatçılarına Atatürk’ü oynatma çabalarına ne diyorsunuz?- Antonio Banderas, Kevin Costner geliyor, ’merhaba’ demeden, ’Atatürk’ü oynar mısınız?’ Türkiye’de Atatürk’ü oynayacak büyük oyuncular var. Ben bile aday olurum. Yabancılar Atatürk’ün milletiyle bağını anlayamaz.
YALNIZCA ÇALIŞARAK ZENGİN OLUNABİLİR
Æ En büyük özelliğiniz cesaret mi?Æ Bence çalışkanlık. Cesaret de var. Yapamayacağım, öğrenemeyeceğim bir şey yok gibi. Şu an yaptıklarım için normalde senelerce üniversite okumak gerek. Ben de eğitim ve yardım alıyorum. Kendimi geliştiriyorum.
Æ Hevesinizi kıran oldu mu?Æ Küçükken arkadaşlarım Sabancı,
Koç, Şahenk ya da sıfırdan zengin olanlar için, ’çalışarak mümkün değil’ derdi. Bense, ’olur’ derdim, oldu. Altında bir şey olmadan, çok çalışarak mümkün olabileceğinin kanıtıyım.
ÖNCE BELEDİYE BAŞKANI SONRA SANAYİ BAKANI OLACAĞIMÆ Hedeflerinizi hep çok net mi koyarsınız?Æ Kafamda bir çok proje var ve yapabileceğime eminim. Daha önce başardıklarım bundan sonraki hedeflerimden çok daha zordu. Şimdi hedefim Karşıyaka veya Bornova Belediye Başkanlığı. Sonra Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Sanayi Bakanı olmak istiyorum.
Æ Türk iş yaşamı hakkında ne düşünüyorsunuz? Æ Bence en önemlisi kimlik. İzmir mesela; liman kenti mi, turizm mi, fuarlar mı ya, katılmıyorum. Bir noktaya odaklanmamalı, İzmir hepsi olabilmeli. Üyesi olduğum EGİAD, EBSO gibi sivil toplum örgütleri, turizm, fuarlar, denizcilik gibi İzmir’in potansiyel alanlarında komisyonlar kurmalı. Her biri çalışmalı öne geçmek adına. İşte o zaman her alanda başarılı olabiliriz.
PARASIZLIKTAN OKULA ABLAMIN AYAKKABILARI İLE GİDİYORDUMÆ Ne işler yaptınız?Æ Okurken de yaz tatillerinde su satardım. Okulu bırakınca tersanelerde çalıştım, gemilerde miçoluk yaptım. 16-17 yaşımda prefabrike firmalarının taşeronluğuna başladım. Sibirya, İran, Moskova, Romanya, Çeçenistan, Edirne, Kars, Hakkari, Tunceli Pülümür ki terörün en yoğun zamanlarıydı. 4-5 adamım, sırtımda telefonum her yere giderdim. İyi para kazandım ama gençliğimden, sosyal hayatımdan, sağlığımdan herşeyimden ödün verdim.
ÇALIŞKANLIK MAYAMIZDA VARMIŞÆ Çok yoksul bir çocukluktan sonra şimdi paraya yaklaşımınız nasıl?Æ Paramın miktarı değil, yatırımlar önemli. Tabii ki hayat standartım yükseldi. Ama ben parayı yeni projeler, yatırım ve istihdam için kullanıyorum.
Æ Ailenize yardım ediyor musunuz?Æ Onlar İstanbul’da. İki yeğenim benimle çalışıyor. Kardeşlerim de çok çalışkan, iyi konumlarda, bazıları sanayici oldu. Hepimiz de o maya varmış.
AMACIM NEW YORK BORSASI’NDA İŞLEM GÖREN HOLDİNG
OLMAKÆ Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?Æ 2006’da gemi firmamı kurdum, motoryat üretiyoruz. Yurt dışıyla bağlantılar kurarak işi büyüteceğim. Amacım New York Borsası’nda işlem gören holding olmak. Bomba etkisizleştirme kutusu imal ettik, geliştiriyoruz. Denizde platform yapıp 3 ay Çeşme, 9 ay Körfez’de hizmet verecek eğlence merkezi açacağım.
BÜTÜN FİKİRLERİMİN PATENTİ VARÆ Korkmuyor musunuz ben bu fikirlerinizi yazınca birileri çalıp yapar diye?Æ Hayır, çünkü hepsinin patentini aldım. Türkiye’de 110 yılda alınan patent sayısı ABD’de 20 günde alınan patent sayısı civarındaymış. Türkiye’de patent başvurusu çok az. Ben her fikrimin patentini alıyorum niye kaptırayım ki?
KiMDiR1977 İstanbul doğumlu Yavuz Hekim, 1992’de Tuzla Tersaneleri’nde kaynakçılara çıraklıkla çalışma yaşamına başlamış. 17 yaşındayken montaj taşeronluğu ile devam etmiş. 20 yaşına kadar Sibirya’dan Beyrut’a, Kafkaslar’dan Türkiye’nin her köşesinde çalışmış. 2002’de EGEKONS markasıyla çalışmaya başlayan Hekim, 2006’da motor yat üretmeye başlamış.