Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2007 20:55
Oben Albayrak, 26. Balkan Binicilik Şampiyonu olup TRT’deki ’Başarılı Kadınlar’ programıma geldiğinde hayvan sevgisinden çok etkinlemiştim. Bu sevgiden doğan sabır, hoşgörü, disiplin başarı getirmiş. Ama o, yetinecek gibi değil. Türkiye ve Balkan şampiyonlukları için çok çalışıyor.
Ata binmeye nasıl başladınız?- Binicilik aileden geliyor. Gözümü açtığımda atlarla tanıştım. Dedem Suphi Koyuncu’nun çiftliği vardı. Dayımın da yarış atları çiftliği vardı. Orada sakatlanan atları iyileştirip engel atlatarak katılırdık yarışlara. Sonra atları yurtdışından almaya başladık ve daha profesyonel olduk.
Binicilikte en önemli şey nedir? Çok iyi bir atınız olması mı?- Binicilik iki farklı canlının uyumunu gerektiren tek spor. İsterseniz çok iyi bir at alın ama sizinle uyuşamadıysa, binemiyorsanız işe yaramaz. Kazanmak için binicinin ve atın iyi günü olacak. Çok meşakkatli spor. Atla binicinin uyumu çok önemli.
Kazandığınız dereceler?2000 Balkan Binicilik Şampiyonu oldum. Tabii çok onur duydum. Türkiye’de ikinciliğimiz var ki onu kılpayı son manide kaçırdık. Ayrıca bölge şampiyonu olmuştuk. Daha bir çok yarışta kupalar kazandık. Ama şampiyonluklarım tesadüf değil. Çok çalışmamın eseri, sabır, konsantrasyon, sebat, hepsinin birleşimi.
HER GÜN İŞE GİDER GİBİ ATA BİNİYORUMKaç atınız var? - Üç atım var. İki dişi, bir erkek. Brunette D’or Balkan Şampiyonu olduğum atım, Catwalk ve Myrthe diğerleri. Her gün üçüne de muhakkak biniyorum. Her gün en az beş saatimi binicilik kulübünde geçiriyorum.
İşe gider gibi at biniyorsunuz yani..- Aynen öyle. İşe gider gibi at biniyorum. Kulüp pazartesi kapalı olduğundan o gün dışında cumartesi, pazar da dahil her gün 5 saat biniyorum. Hatta eşime, ’Seninle çalışayım’ deyince, ’Yok canım senin işin var, sen onu yap’ diyor. Yani o da artık biniciliği benim işim olarak görüyor ve saygı duyuyor.
HUYSUZ ATIMI SEVGİYLE EĞİTTİMAnlaşmakta zorlandığınız at oldu mu hiç?- Catwalk eski sahibine direnmeye başlamış, engelleri atlamıyor, şaha kalkıyormuş. Bana ’İstersen alma, seni üzebilir’ dediler. Ama içim ılındı, aldım. Başta bana da direndi, meğer dövmüşler, o yüzden başlarda kamçımı bıraktım. Her direndiğinde sevdim, okşadım. Tekrar, tekrar denedim. Sonra baktı ki kötü şey yaptığında da ona sevgi gösteriyorum şimdi çok uysal oldu. Bir atı harcamak çok basit, ben geri kazandım. Onun moralini iyi tutmak, eğitmek çok önemli benim için.
Ata binmek sizin için ne ifade ediyor?- Ben normalde sakin, sessiz, daha kendine güvensiz gibi görünürüm, ama ata binince ruh halim hemen değişiyor. Arkadaşlarım, ’Kimlik değiştiriyorsun’ diyor. Hastaysam ata binince iyileşirim. Terapi benim için. Ne seyahate gitmek isterim, ne tatil yapmak.
Eşiniz bu kadarına da kızmıyor mu?- Bazen kızıyor. Mesela, bir yurtdışı seyahati var. Ne yapsam, nasıl gitmesem diye kıvranıyorum. Atları ve köpeklerimi bırakıp gitmek içime sinmiyor, evlat gibiler çünkü. Ama eşim Ergun’un desteği olmasa çoğunu başaramazdım. Ayrıca kızkardeşim Nurben de hemen her yarışta bana eşlik ediyor, destek oluyor.
Bir anınız var mı?- Eşim benim bir atıma biniyordu, düştü. Tabii ben hemen koştum ama önce atın iyi olup olmadığını sormuşum. Eşim bayağı bozulmuştu.
ATLARIN DA KARAKTERİ VARAt alırken neye göre karar veriyorsunuz?- Balkan Şampiyonu olduğum atım Brunette D’or’u hiç görmeden, denemeden aldım. Başkası alacakmış, vazgeçmiş. Bana söyledi, kasedini seyrettim ve aldım. Karavandan inen en çirkin at oydu. Ama birbirimizle iyi anlaştık, aramızda gönül bağı oluştu. Ondan sonra girdiğimiz çoğu yarışmayı kazandık. Öyle bir at çünkü. Kazanan bir at. Seri, titiz, hata yapmayı sevmeyen.
Atlarında karakteri var yani- Tabii. Kimi uyuşuk oluyor, kimi hırslı oluyor. Mesela o, müsabaka öncesi heyecanlanır, gerinir, hazırlanır. Düşünce sinirlenir.
Kazanınca ne yapıyor peki?- Seremonide müzik çalıp dörtnal yapılırken oynar. Sevinir.